Demokratik Kent İnsiyatifi tarafından Kars'ta, “Yerel Yönetimlerde Demokratik Paylaşımlar” konulu söyleşi düzenlendi.

15 Aralık günü Halk Eğitim Çok Amaçlı Salonu'nda gerçekleşen söyleşiye, Hatay Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir ile eşi Hülya Nehir konuk oldu.

Zafer Koçak'ın yönettiği söyleşinin açılış konuşmasını yapan Çetin Koçyiğit, "Kars’tan sorumlu olduklarını, Türkiye’den sorumlu olduklarını, yaşanabilir, çağdaş, diğer şehirlerden geri olmayan bir Kars özlemimiz varsa bunu gerçekleştirmekten sorumlu olduklarını" belirtti.

Çetin Koçyiğit’in konuşmasından sonra söz alan Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir, yerel yönetimlerde başarılı olmanın yolunun halktan geçtiğini kaydetti.

Herkese eşit yaklaştıklarını vurgulayan Mithat Nehir, Belediye Meclis Toplantılarını halka açık yaptıklarını ve yapılan toplantılarının video kayıtlarını tuttuklarının altını çizdi.

Büyükşehir yasasıyla ilgili sorulan soruları da yanıtlayan Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir; “Bu konuda çok kafa yorduk bizde. Yani büyükşehir yasası aslındaki bizim Türkiye’deki yapıya çok uygun görünmüyor. Ama bunu söylerken de şuan Türkiye’de yarın uygulamaya geçecek, yani 2014 seçimlerinden sonra uygulamaya geçirilecek 29 tane büyükşehir belediyesi olmuş olacak. Ama bundan önce iki tane il bu şekilde idare ediliyordu. İstanbul ve Kocaeli yani ilin bütün idare sınırlarını kapsayan ilin belediye başkanı bütün ilin seçmenleriyle seçildiği, oylarıyla seçildiği bir yasaya dönüşüyor” dedi.

Başkan Mithat Nehir:

“Şimdi olumlu yönü şu; erişilebilirliği ve coğrafi yapısı yakın olan beldeler, köyler ortaklaşa hizmetleri alma noktasında bu ciddi bir katkı yapacak. Şimdi ilin bütününü aynı merkezde idare eden bir il belediyesi, ilçeyi de bütün sınırları içine alan barındıran bir yapılanmaya gidildiğin de aramızda yaklaşık 30 kilometre olan köylerimiz var. O köylere ulaşmakta gerçekten büyük sıkıntılar yaşanacak. En önemlisi en yakınımızdaki beldelerle örneğin arıtma tesisi yapacaksınız, su şebekesi yapacaksınız, işte kanal sistemi oluşacak. Yani bütün bu planlamaları yaparken bizim sebze haline ihtiyacımız var, sanayi sitesine ihtiyacımız var, otogara ihtiyacımız var, kültür merkezi yapıldı her taraf hitap etmiyor, şaibeli duruma düşürüldük. Yapıldığı konum itibari ile çünkü ilçenin sınırı bu kadar genişleyince 2 bin 800 hektardan bunun 10 katı kadar 30 binlik bir hektara kadar genişleyen bir arazi alanı oldu. Böyle bir alanın bütününe hizmet vermek gerçekten büyük sıkıntı olacak. Bu yönüyle çok büyük problemler bekliyor bizi. Ama işin şöyle bir yönü de var. Kimi yükleriniz büyük şehir alacak” diye konuştu.

Büyükşehir yasasıyla birlikte bütün yetkilerin büyükşehir belediye başkanı ve valide olacağını ifade eden Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir, özetle şunları söyledi:

“Şimdi orada eğer aynı siyasi parti ile denk gelmezse, ilçe belediyesi ile il belediye farklı siyasal partiler olursa orada çatışmalarda çıkabilir. Mesela il koordinasyon denetleme merkezi diye bir merkezde oluşturuluyor. Bu merkezinde başına valilik getiriliyor. Yani bu yasa aslında ülkenin demokratik şeklini de tarumar ediyor. Vatandaşların siyasete katılımı, siyasi sürecin içerisinde olmasını engelleyen bir anlayışa hizmet ediyor. Artı daha demokratik, daha yerelden inisiyatif kullandırma gibi lanse ettiriliyor. Ama işin özüne bakıldığı zaman bütün yekiler büyükşehir belediye başkanında ve valide, diğer beldeleri düşünün beldelerin her birisinin meclis üyesi var artık onlar olmayacak. Belde belediye başkanları olmayacak. Köy muhtarlarının tamamı gitti. Bütün bunlar siyasetin birer unsuruydu ve halka daha yakın duran daha temas eden bir noktadaydı. Bütün bunları yok saydılar. Merkezileştirdiler. İşte merkezi hükümetin burada daha çok temsiliyetlerini yakın tutmak, kendi elinde tutmak gibi bir hedefle koydular bu çerçeveyi, olumlu ve olumsuz yönleri var olumlu yönleri ise sadece coğrafi olarak bir birine yakın beldeleri gelecekle ilgili hedefledikleri planlamaları daha kolay yapabilecekleri bir arena haline geliyor. Ama diğer taraftan sosyal hayata, siyasal hayata çok ciddi bir müdahale gibide okuyoruz bu yasayı.”

Söyleşide daha sonra soru cevap şeklinde devam etti. Zaman zaman gergin anların yaşandığı söyleşide genel olarak yaşanılabilir bir şehir nasıl olur? Neler yapılmalı? Gibi konular ele alındı.