Van depremini fırsata çevirme projesi olan “Âfet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı” son aşamasına yaklaştı. Yeni tasarıya göre ülke TOKİ’ye teslim edilirken, imar ve çevre mevzuatının önceki bütün kuralları yeni çıkacak yasayla yok sayılabilecek.

Ülkenin deprem kuşağında olması ve binlerce vatandaşın hayatının risk altında olması hükümet için fırsata dönüştü. Bu konuda atılacak en büyük adımlardan biri olarak düşünülen “Âfet riski altındaki alanların dönüştürülmesi” hakkındaki yasa tasarısında sona yaklaşıldı. Yeni yasa kendinden önceki hiçbir imar ve çevre yasasını tanımayacak denli büyük yetkilerle donatılacakken, ülkenin anahtarları adeta TOKİ’ye teslim edilecek.

Van depreminin ardından Erdoğan’ın “İktidarı kaybetsek dahi” diyerek açıkladığı dönüşüm sürecinin detayları şekilleniyor. Buna göre hükümet atacağı yeni adımda bundan önceki hiçbir yasal mevzuatı tanımayacak.

Konuyla ilgili bir açıklama yapan Mimarlar Odası, yasa tanımaz bir yasa çıkarılarak, yapılaşmanın Başbakanlık-TOKİ İdaresine bağlanacağını açıkladı.

“Başkanlık sistemi imar alanında başlıyor”
Yeni çıkacak yasayla yerel yönetimlerin, ilgili kurumların ve toplum katılımının devredışı bırakılacağına dikkat çeken Mimarlar Odası açıklamasında, Başkanlık sisteminin önce imar alanında başlayacağına dikkat çekti.

“Afete karşı önlem” adı altında düzenlenen kanun tasarısına göre Başbakanlık ve TOKİ isteği bölgeyi afet bölgesi ilan ederek yeniden düzenleyebilecek. Tasarıda açıklandığı üzere bu riskli alanların tanımlanması sürecinde hiçbir bilimsel katılım olmayacak.

Amaç TOKİ’ye rant sağlamak
Bu yöntemlerle belirlenecek sözde “afet riski bulunan” alanlarda ve yapılarda, “TOKİ'ye ve TOKİ ortaklarına yeni emlak rantı alanları kazandırmak ve pazarlamak” niyetinin olduğuna vurgu yapan Mimarlar Odası, hükümetin bu yasayla tüm yasal önlemlere karşı büyük bir adım attığna dikka çekti.

Yasadan bazı maddeler
“Madde 9- (1) Bu Kanun uyarınca yapılacak olan plânlar, 3194 sayılı İmar Kanunu’nda ve imara ilişkin hükümler ihtiva eden özel kanunlar da dahil olmak üzere diğer mevzuatta belirtilen kısıtlamalara ve askı ilân sürelerine tâbi değildir.

(2) Bu Kanun kapsamındaki alanlarda bu Kanun’un öngördüğü uygulamaların zarurî kılması hâlinde; bu uygulamalar hakkında, 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı Ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun’un, 4342 sayılı Mera Kanunu’nun, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu’nun, 5366 sayılı Kanun’un, 7269 sayılı Kanun’un, Turizmi Teşvik Kanunu’nun, Boğaziçi Kanunu’nun, 2565 sayılı Askerî Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu’nun ve 189 sayılı Kanun 3621 sayılı Kıyı Kanunu’nun bu Kanun’un arazi kullanımı bakımından uygulanmasını engelleyici hükümleri ve diğer kanunların bu Kanun’a aykırı hükümleri uygulanmaz...”