KGB'den Rusya'nın Tartışılmaz Liderliğine

KGB'den Rusya'nın Tartışılmaz Liderliğine

Putin eski KGB üyesi. Boriz Yeltsin iktidarının son yılında aniden başbakan Stepashin'i görevden alarak Rusya Devlet Güvenlik Konseyi Sekreteri Putin'i atadığında kimse Rusya için yeni bir dönem başladığını düşünmüyordu.

A+A-

Rus siyasetçi, eski KGB* üyesi ve Rusya devlet başkanı Vladimir Putin’in tam adı Vladimir Vladimiroviç Putin. 7 Ekim 1952’de o yıllarda Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) Leningrad kentinde doğdu. Leningrad SSCB’nin dağılmasının ardından St. Petersburg adını aldı. Annesi fabrika işçisiydi, babası ise Rus donanmasında denizaltında görev yaptı.

1975 yılında Leningrad Üniversitesi (üniversite SSCB sonrası Sankt Petersburg Üniversitesi adını aldı) Uluslararası Hukuk Bölümü'nden mezun oldu.

18 yıllık iktidar

Putin Rusya’nın son 18 yılına damga vuran siyasetçi oldu. 1999-2000 yılları arasında başbakanlık, 2000-2008 yılları arasında Başkanlık, 2008-2012 yılları arasında tekrar başbakanlık ve 2012-22018 yılları arasında yeniden Başkanlık görevini yürüttü. Bağımsız olarak girdiği Mart 2018 Başkanlık seçimlerinde yaklaşık yüzde 75’lik oy oranıyla yeniden Başkan seçildi.

İlk seçimde yüzde 52,9 oy aldı

Putin iktidar partisi Birleşik Rusya Partisi’nin kurucusu. 2000 seçimlerinde Birleşik Rusya Partisi’nin adayı olarak girdiği seçimlerde Gennadi Züganov'un genel sekreterliğini yürüttüğü Rusya Komünist Partisi'ni geride bırakarak yüzde 52,9'luk oy oranıyla devlet başkanı seçildi. Züganov’un oy oranı ancak yüzde 29,2 olabilmişti. Bu oy farkı Rusya’nın sonraki yıllarda kendisini muhafazakar olarak tanımlayan devletçilik, merkeziyetçilik ve halkçılık gibi ilkeleri öne süren Birleşik Rusya Partisi’nin dümen suyunda ilerleyeceği yorumlarına neden olmuştu ki; tarihi gelişmeler de bunu doğruladı.

2004 yılında yapılan seçimlerde Putin yüzde 72 oyla tekrar devlet başkanı seçildi.

Seçimlerdeki başarısı SSCB’nin 1991’de dağılması sonrası ülkenin girdiği ekonomik krizden Putin yönetiminde büyük oranda çıkmasına bağlandı.

Rusya'nın sorunu sadece ekonomik değildi. Avrupa Birliği (AB), ABD ve NATO, Rusya'nın yakın coğrayasındaki devletlerle yakın ilişkiler kurmaya başlamıştı. Rusya çeperindeki eski Demir Perde ülkeleriyle ilişkisini yeniden kurma politikasında bu nedenle başarı sağlayamıyordu. Diğer yandan Rusya Federasyonu'na bağlı Çeçenistan Cumhuriyeti'ndeki ayrılıkçı hareket bu kriz ortamını daha da içinden çıkılmaz duruma getirmişti.

Muhafazakar ve milliyetçi

Putin yönetimi seçimler öncesi verdiği merkezi yönetimi güçlendirme sözünü de yerine getirmişti. 17 milyon kilometre karelik dünyanın en büyük toprak parçasında kurulu Rusya’da Moskova’nın gücü onun yönetiminde artmıştı. SSCB döneminde ordusuna önem veren ülke dağılma sürecinde eski askeri gücünü yitirmiş ve çağdışı kalmıştı. Putin döneminde silah sanayisi yeniden ayağa kalktı.

Rusya’nın yeniden uluslararası politikada önemli bir güç haline gelmesi Putin’e 4 Mart 2012’deki Başkanlık seçimlerinde yüzde 63,6 oy oranı olarak geri döndü. Rusya Federasyonu'nun üçüncü kez devlet başkanı oldu.

KGB günleri

Böylece üniversiteden mezun olduktan sonra Sovyet İstihbarat Servisi KGB’ye giren Putin, Rusya’nın en güçlü insanı olmuştu.

Putin KGB’de Dış Operasyonlar Sorumlusu’ydu. 1985-90 yıllarında, Doğu Almanya’nın Dresden kentinde KGB adına çalışmıştı. Doğu Almanya’daki sosyalist rejimin çökmesi üzerine geri çağrıldı. SSCB’nin dağılma sürecine giden 1 yılık zaman dilimi Putin’in bugünkü pozisyonuna gelmesi açısından önemli. St. Petersburg Valiliği bünyesinde farklı pozisyonlarda görev aldı bu dönemde; aynı zamanda Leningrad Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde kısa bir süre öğretim görevlisi olarak çalıştı.

Anatoly Sobchak'ın yardımcılığı dönemi.

Yeni Rusya devleti kuruluyordu. 1991’de SSCB dağıldığında ise KGB’den ayrılmış eski yönetimle ilişkisini kesmiş bir Putin vardı. Hukuk fakültesindeyken öğrencisi olduğu St. Petersburg Belediye Başkanı reformist Anatoly Sobchak’ın basın danışmanı oldu. 1994’de belediye başkanının yardıkcılığı görevine getirildi. 1995’te NDR (Nash Dom Rossiia-Rusya Bizim Evimiz) partisinin St. Petersburg bölge başkanı oldu. Hızla yükseliyordu.

İyi derecede Almanca biliyordu. Yıllarda Avrupa’da görev yapmıştı. St. Petesburg’daki başarıları Moskova’nın dikkatini çekti. 1996’da yeltsin yönetimi tarafından Moskova’ya çağrıldı. Yeltsin’in Cumhurbaşkanlığı İdaresi Başkanı Pavel Borodin’in yardımcılığı görevi verildi.

Temmuz 1998’de Rus İstihbarat Servisi (FSB) başkanlığına getirildi.

1999 yılına kariyeri açısından çok hızlı bir çıkış ile başlayarak Mart ayında Rusya Devlet Güvenlik Konseyi Sekreteri oldu.

Yeltsin'in hamlesi

Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin’in 9 Ağustos 1999 tarihinde Başbakan Sergei Stepashin’i görevden alarak yerine Vladimir Putin’i atadı.

Putin Başbakan olarak birden uluslararası siyasette görünür olduğunda hakkında çok şey bilinmeyen kapalı bir kutuydu. Bu atama Boris Yeltsin’in son dönemde gösterdiği yönetim zafiyetine ve kararsızlığına bağlanmıştı. Putin’in Stepashin gibi güçlü Yeltsin’in siyasi “aracı” olarak kalacağı düşünülüyordu. Ancak öyle olmadı Putin 31 Aralık’ta görevinden istifa eden Boris Yeltsin’in koltuğuna da vekaleten oturmayı başardı.

Putin’in Rusya’da en uzun iktidarı kurmasını sağlayan asıl olay ise Çeçenistan meselesi oldu. Yeltsin döneminde Çeçenistan’da merkezi iktidara karşı savaşan güçlerle verilen mücadele Rusya açısından içinden çıkılmaz bir hal almıştı. Önceki başbakanlar Yevgeni Primakov ve Sergei Stepashin, sivil siyaset yanlısı isimlerdi. Putin’in Çeçenistan politikası daha sert ve askeri oldu.

Putin’in Çeçenistan politikası Başkanlığa giden yolunu kısalttı ve güçlü biçimde seçimlere girmesini sağladı. Putin de dönemdaşı tüm muhafazakar ve dış güçlere karşı “halkın gücünü” arkasına alan popülist liderler gibi ardı ardına seçimleri kazandı. Putin’in diğerlerinden bir farkı vardı o da 2018 seçimlerine gidilirken Aralık 2017’de partisinden ayrılarak seçimlere bağımsız olarak katılacağını açıklaması oldu. Putin artık partiye de ihtiyaç duymayan, Rusya seçmeninin (en azından bu seçimde oy veren yüzde 60’ının) yüzde 75’inin oyunu alabilecek kadar güçlü bir siyasi figür. 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar PolitiKARS.com tarafından onaylanmamaktadır.