1. HABERLER

  2. SAĞLIK

  3. Beyin Anevrizmalarının Tedavisi Artık Zor Değil
Beyin Anevrizmalarının Tedavisi Artık Zor Değil

Beyin Anevrizmalarının Tedavisi Artık Zor Değil

Beyin damarlarının normal duvar yapısının bozulup zayıflaması sonucu damar dışına doğru genişlemesi ile oluşan ve eskiden tedavisi çok zor olan anevrizmaların günümüzde özel balon ve stentler yardımıy...

A+A-

Beyin damarlarının normal duvar yapısının bozulup zayıflaması sonucu damar dışına doğru genişlemesi ile oluşan ve eskiden tedavisi çok zor olan anevrizmaların günümüzde özel balon ve stentler yardımıyla başarılı biçimde tedavi edilebildiği belirtildi.

Doğası gereği anevrizmaların kanama riski taşıdığını kaydeden Başkent Üniversitesi Adana Araştırma ve Uygulama Hastanesi Girişimsel Radyoloji Bölümü Uzmanı Dr. Çağatay Andiç, “Kanamayla gelişen komplikasyonlar nedeniyle yüksek ölüm ya da felç oranına sahip olan anevrizmaların kanamadan saptanmaları ve tedavilerin planlanması yüksek önem taşır” dedi.

Toplumda görülme sıklığı yüzde 2-5 arasında olan anevrizmaların boyut, yerleşim, şekillerine göre değişiklik gösterse de ortalama yıllık yüzde 1-3 kanama riski olduğunu ifade eden Uzm.Dr. Çağatay Andiç, "Anevrizmalar genellikle kanayana kadar belirgin bir bulgu vermezler. Bununla birlikte yerleşim yeri ve büyüklüklerine göre uzun süreli ve tekrarlayan baş ağrısı, sara nöbeti geçirme, görme kaybı ve çift görme gibi bulgular mevcut olabilir. Bazı hasta gruplarında ise genetik ve ailesel faktörler etkin olabiliyor" diye konuştu.

KESİN TANI ANJİYO İLE

Uzm.Dr.Çağatay Andiç, anevrizmaların tanı yöntemleri arasında bilgisayarlı tomografi ve MRG önemli bir yer tutsa da kesin tanısıın anjiyografi ile konulduğunu söyledi. Andiç, “Tedavide cerrahi olarak klipsleme veya endovasküler (damar içi) tedavi yöntemleri kullanılır. Hem cerrahi, hem de endovasküler tedavide amaç anevrizmayı kapatıp kanamasını engellemektir. Tedavi başarı oranları cerrahi ve endovasküler grupta birbirine oldukça yakın olmakla birlikte özellikle arka sistemden kaynaklanan anevrizmalarda endovasküler tedavi ilk seçenek konumundadır” bilgisini verdi.

Andiç, "Ayrıca son yıllarda yapılan çalışmalarda, endovasküler grupta nörolojik sekel oranlarının daha düşük olduğu görülmüştür. Ayrıca beyin damarlarında spazm varken de yapılabilmesi ve şekil olarak ‘zor’ anevrizma tiplerinin de tedavi edilebilmesi nedeniyle, tüm dünyada endovasküler tedavi öncelikle tercih edilir duruma gelmiştir" ifadelerini kullandı.

DAMARA SARKMASI ENGELLENİYOR

Başkent Üniversitesi Adana Araştırma ve Uygulama Hastanesi Girişimsel Radyoloji Bölümü Uzmanı Dr. Çağatay Andiç, endovasküler tedavinin genel anestezi altında ve anjiyografik görüntüleme eşliğinde anevrizma kesesinin koil adı verilen metal sarmallar ile doldurulması esasına dayandığını belirtti. Andiç, “Eğer anevrizmanın boyunu geniş ise anevrizma içine yerleştirilen koillerin normal damara sarkma ihtimali artar. Bu yöntemde anevrizma koillerle doldurulurken, anevrizmanın bulunduğu normal beyin damarında çok yumuşak bir balon şişirilerek koillerin damara sarkması engellenir. Bu korumanın kalıcı olması istenirse, ana damara özel bir stent yerleştirilerek ’stent remodelleme’ tekniği ile koillerin sarkma tehlikesi ömür boyu ortadan kaldırılabilir” dedi.

Uzm. Dr. Çağatay Andiç, beyin anevrizmalarının tedavisinde kullanılan en yeni yöntemlerden birisinin de, gözenekleri çok küçük olan özel stentlerle akım yönünün değiştirilerek anevrizmanın tedavi edilmesi olduğunu kaydetti. Dr. Andiç, “Bu yöntemle, daha önce tedavisi imkansız olan bazı anevrizmalar koil kullanılmaksızın aylar içinde kapanabilmekte, ayrıca stentle kaplı olan bölgedeki diğer damarların da açıklığı korunabilmektedir” diye konuştu.

DOĞRU EKİPLE TEDAVİSİ GEREKİYOR

Anevrizmaları da kapsayan santral sinir sistemi hastalıklarının tarih boyunca tıp dünyasının ilgi odağı haline geldiğini bildiren Andiç, son yıllarda hızla yaygınlaşmakta olan girişimsel nöroradyolojinin de bu alandaki önemli gelişmelerden birisi olduğunu ifade etti.

Girişimsel nöroradyolojinin beyin damar hastalıklarının endovasküler (damar içi) yolla tedavisi üzerine odaklandığını vurgulayan Andiç, sözlerini, "Bu hastalıkların endovasküler tedavisi yüksek teknoloji ürünü çok sayıda malzemenin kullanıldığı birtakım karmaşık işlemlerden oluşur. Burada unutulmaması gereken önemli bir nokta bu işlemlerin ancak girişimsel radyoloji, beyin cerrahisi, nöroloji ve yoğun bakım desteği varlığında, ilgili tüm klinik branşların hastalığın tanı, tedavi planlama ve takip aşamalarında tam uyum ve birlikte çalışmasıyla mümkün olabileceğidir. Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Adana Uygulama ve Araştırma Hastanesi bu özelliklere sahip Türkiye’de ve dünyadaki önemli uygulama merkezlerinden biridir" diyerek tamamladı.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar PolitiKARS.com tarafından onaylanmamaktadır.