1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. Eskişehir’de Karne Dağıtım Töreni
TSK: İntiharların Sebebi Sivil HAYAT

TSK: İntiharların Sebebi Sivil HAYAT

Genelkurmay Başkanlığı'nca, Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki (TSK) "intihar oranları" konusunda açıklama yapıldı.

A+A-

Genelkurmay Başkanlığı'nca, şüpheli asker intiharları hakkında yapılan açıklamaya göre askerler, sivil hayatlarından getirdikleri sorunlar nedeniyle intihar ediyor...

Genelkurmay’dan “asker intiharları” konusunda açıklama: TSK’da psikolojik destek Şube’deki muayenede başlayıp son ana kadar uzmanlar eşliğinde, 7×24 tele danışmanlık desteğiyle sürüyor.

Genelkurmay Başkanlığı’nca, Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki (TSK) “intihar oranları” konusunda açıklama yapıldı; oranların son 10 yılda yarı yarıya azaldığı belirtildi. Açıklamaya göre askerlik yükümlüleri, askerlik şubelerindeki sağlık muayenelerinden itibaren psikiyatrik/psikolojik açıdan izlemeye alınıyor ve askerliğin daha sonraki aşamalarında hem uzmanlarca tek tek görüşülerek, hem de standart anket çalışmalarıyla sistematik biçimde kontrol altında tutuluyor, gerekli görüldüğünde tedavileri sağlanıyor.

Açıklamada, TSK bünyesindeki 337 Rehberlik ve Danışma Merkezi (RDM) ile yürütülen çalışmalardan da söz edilirken, intihar olaylarının “başlıca sebepleri” arasında “uyuşturucu bağımlılığı”, “ailevi sorunlar”, “aşırı borçlanma”, “yüz kızartıcı olaylar”, “uyumsuzluk” ve “kötü muamele” sayıldı.

Askerlik yükümlülerinin bir kısmının “sivil yaşantılarındaki madde bağımlılığı, aile içi ve ekonomik sorunlar gibi meselelerini kışlalarına taşımak durumunda kaldığı” belirtilen açıklamada, bu yükümlülerin “askeri birliklerine katılışlarından itibaren tasnif edilmesi ve risk grubu içerisinde olanların belirlenmesi”nin özel önem arz ettiği vurgulandı.

“Sağlık muayenesinden itibaren takip”
Açıklamada, birliğine katılan personelin “askerlik şubelerinde son yoklamada yapılan sağlık muayenelerinden itibaren takibe alındığı” iddia edilirken, “sorunları tespit edilenlerden, ilk aşamada ‘Askerliğe Elverişli Değildir Raporu’ alanların askerlik hizmetine alınmadığı, tedavi edilebilecek olanların ise askerliğinin tedavi süresince ertelendiği” öne sürüldü.

Açıklamada, Askerlik Şubesi’nden eğitim merkezlerine sevk edilenlere eğitim birliklerine katılışlarında “Psikolojik Risk Faktörü Tarama Anketi” uygulandığı ve uzman personel tarafından her yükümlü ile tek tek görüşüldüğü de belirtildi.

“Telefonla 7×24 psikolojik destek”
Açıklamaya göre, anketten elde edilen sonuçlar ve bire bir yapılan görüşmelerde sorunlu olduğu belirlenen personel, RDM’lerde yüz yüze görüşmeye alınıyor; durumuna göre, RDM görüşmeleri ile kontrol altında tutulduğu ya da tedaviye ihtiyacı olduğu tespit edilenlerin birlik komutanı tarafından önce birlik tabibine daha sonra da hastanelerdeki psikiyatri servislerine sevk edilerek tedavileri sağlanıyor.

Açıklamada, TSK personelinin, hem Gülhane Askeri Tıp Akademisi Komutanlığı bünyesindeki “TELE-NET Telefonla Danışma Hattı” aracılığıyla, hem de birlik seviyesinde RDM personeli kontrolünde faaliyet gösteren “Alo Mehmetçik Telefon Hattı”nı arayarak 7×24 psikolojik destek talebinde bulunabildiği de ifade edildi.

Açıklamada ayrıca, “intihar riski taşıdığı tespit edilebilen personele silah verilmediği”, meydana gelen olayların ise “hem adli hem de idari soruşturmaya tâbi tutulduğu” belirtilerek, “özellikle son yıllarda alınan tedbirlerin de katkısıyla 2002 yılında intihar vakası yüz binde 32 iken, 2011 yılında yüz binde 15′e düşürüldüğü, bir başka deyişle son on yılda intiharların yarı yarıya azaldığı” ifade edildi.

“İntihar eğilimi ve davranışların, askere alınma ile birlikte TSK’da görev yaptığı süreye taşındığı…”
Açıklamada, intihar olaylarının kışladaki koşullardan kaynaklanmadığı iddiası şu ifadeyle yer aldı: “Yaş grubu, eğitim seviyesi ve diğer özellikler açısından dikkate alındığında, ülke genelindeki intihar eğilimi ve davranışların, askere alınma ile birlikte Türk milletinin ayrılmaz bir parçası olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nde, görev yaptığı süreye taşındığı…”

İntihar olaylarının “başlıca sebepleri” arasında ise şunlar sayıldı: “Uyuşturucu bağımlılığı, ailevi sorunlar (sevgisizlik, bölünmüş aile yapısı, gönül ilişkisi, vb.), aşırı borçlanma, yüz kızartıcı olaylar (ahlâk dışı davranışlar), uyumsuzluk, kötü muamele…”

“İnfial yaratılması doğru değil”
Açıklamada bir de, “İntihar nedeni belirlenmeden, adli ve idari soruşturma sonuçları resmen ortaya çıkmadan yorum ve değerlendirmeler yapılarak kamuoyunda infial yaratılması ve bir kurumun zan altında bırakılmasının doğru olmayacağı” belirtildi.

Ayrıca “teröristle mücadeledeki şehit sayısı” ile “intihar eden personel” arasında yapılan karşılaştırmaların “son derece üzücü olduğu” vurgulanarak, son üç yıldaki “şehit” ve “intihar” sayılarına ilişkin şu bilgiler verildi: 2010′de 88 şehit ve 85 intihar, 2011′de 102 şehit ve 70 intihar, 2012′de 133 şehit ve 75 intihar. Üç yılda toplam 323 şehit ve 230 intihar.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar PolitiKARS.com tarafından onaylanmamaktadır.