OdaTV davasında dört tahliye kararı çıktı. Gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık ile Oda TV yazarları Coşkun Musluk ve Sait Çakır tahliye edildi.

İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Oda TV davasında gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık ile Oda TV yazarları Coşkun Musluk ve Sait Çakır tahliye edildi.

Tahliye kararı sonrasında Çağlayan Adliyesi'nde büyük bir sevinç yaşandı.

Bugün 9.30'da başlayan OdaTV davasının 11. duruşmada savcı 17.00'da sadece sanıklardan Sait Çakır'ın tahliyesini istemiş, mahkeme başkanı Mehmet Ekinci ise bu talebi ve sanık avukatlarının tahliye taleplerini görüşmek üzere karar için bir saat ara vermişti.

Mahkeme tahliye kararınının gerekçesini "suç vasfının değişme ihtimali" ve "tutuklu kaldıkları süreyi göz önüne alarak" verdi.

Şener ve Şık 375 gündür tutuklu bulunuyordu. 14 sanıklı Oda Tv davasında eski MİT'çi Kaşif Kozinoğlu'nun ölmesinin ardından 13 sanık yargılanmaya devam ediyor. Son tahliyelerin ardından davada tutuklu yargılanan altı kişi kaldı.

Yalçın Küçük, Soner Yalçın, Barış Terkoğlu, Müyesser Yıldız, Barış Pehlivan ve Hanefi Avcı tutuklu yargılanacaklar. Davada Ahmet Mümtaz İdil ve İklim Ayfer Kaleli tutuksuz yargılanıyordu. Sanıklar hakkında 7 buçuk ile 43 yıl arasında değişen hapis cezaları isteniyor.

Dava 18 Haziran'da görülmeye devam edecek.

Haberin Devamı

Gazeteciler Silivri'den Ayrıldı

Şık, Şener, Musluk ve Çakır, İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nin tutuksuz yargılama kararının ardından Silivri Cezaevi'nden tahliye edildiler.

OdaTV Davası'nın bugün görülen 11. duruşmasında, İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi Şık, Şener, Musluk ve Çakır'ın tutuksuz yargılanmasına karar vererek tahliye edilmelerini kararlaştırmıştı.

Silivri Cezaevi çıkışında konuşan Ahmet Şık, şunları söyledi:

"Çok fazla şey söylemek istemiyorum. Eksik kalmış adalet huzur getirmeyecek. Sadece benim yargılandığım davada beş tutuklu daha var. 600 civarı öğrenci, 6000 civarı KCK tutuklusu var. Bunun mücadelesine devam edeceğiz."

"Bu komployu kuran savcılar, hakimler cezaevine girince adalet gelecek. Bu işin sorumluları cemaat bağlantılı emniyetteki ve bürokrasideki isimlerdir. Esas sorumlu ise bunlara ses çıkarmayan AKP hükümetidir.

Nedim Şener ise "'Hrant için adalet için' diyerek girdim, 'Hrant için adalet için' diyerek çıkıyorum" dedi.

Dink'in adalete verdiği öneme değinen Şener, "Adalet sağlanmadığı sürece ne demokrasiden, ne huzurdan ne de güvenlikten söz edilebilir" dedi.

Şener, gazeteciler ve özgürlük savaşçıları sayesinde çıktıklarını, artık Hrant için mücadele etmeye devam edeceğini, Hrant'ın kanının yerde kalmayacağını söyledi.