1. HABERLER

  2. SÖYLEŞİ

  3. Ayhan Bilgen: AKP ile İttifak HDP’nin İntiharı Olur
Ayhan Bilgen: AKP ile İttifak HDP’nin İntiharı Olur

Ayhan Bilgen: AKP ile İttifak HDP’nin İntiharı Olur

Kürt siyasetinin en dikkate alınan isimlerinden HDP Grup Başkanvekili Ayhan Bilgen, Diken'den Mine Bayülgen'e konuştu... İşte o söyleşi.

A+A-

Kürt siyasetinin en dikkate alınan isimlerinden HDP Grup Başkanvekili Ayhan Bilgen ile partisinin yerel seçimlerde nasıl bir politika izleyeceğini, kiminle ittifak yapıp yapmayacakalarını, Kürt seçmeni reflekslerini, seçmenin AKP’nin din ve milliyetçilik politikalarına nasıl ses verdiğini ve Türkiye’nin esas sorunun ne olduğunu Diken'den Mine Bayülgen'e konuştu...

‘İki askerin ölümlerinin araştırılmasına evet oyu verdik’

İki asker 26 Ekim’de Tunceli’de donarak hayatlarını kaybetti. Gencecik iki askerin ölümlerinin araştırılması için İYİ Parti Meclis’e bir araştırma önergesi verdi. Bu isteği AKP reddetti. HDP ve MHP de çekimser kaldı. Gençlerin ölümlerinin araştırılmasını niye istemiyorsunuz?

Biz ölümlerin araştırılmasını istiyoruz.

O halde neden çekimser kaldınız? 

Kalmadık. Araştırma önergesine HDP olarak ‘Evet’ dedik.

‘Bizimle ilgili haberler yalan’

Araştırma önergesi verildiğinde siz Meclis’te miydiniz? 

Evet en ön sıradaydım. Oylama yapıldı ve biz “Evet” verdik. HDP grubu adına Ağrı milletvekilimiz Abdullah Koç konuştu. Araştırma önergesine destek verdiğimizi herkesin önünde açıkladı.

Bunu neden kimse bilmiyor? 

Hakkımızda “HDP çekimser kaldı” şeklinde yalan haberler çıktı. Ben de bu yalan haberlerden sonra Koç’un bu konuşmasını sosyal medyadan yayınladım.

Kamuoyu HDP’nin ‘çekimser kaldığını’ muhalefet milletvekillerinin sosyal medya hesaplarından öğrendi. Milletvekilleri halka yalan mı söyledi diyorsunuz? 

Şöyle açıklayayım, bizim çekimser kaldığımızı iddia eden CHP’li ve İYİ Partili bu milletvekilleri o gün genel kurulda bile yoktu. Tutanaklara bakabilirsiniz. Biz oradaydık ve daha fazlasını da talep ettik.

Başka ne talep ettiniz? 

Önergeye evet oyu verdikten sonra buna ilaveten tüm şüpheli asker ölümleriyle ilgili de araştırma komisyonu kurulmasını istedik. Konu hakkında bir dosya hazırlayıp sunacağımızı söyledik.

‘HDP- AKP işbirliği algısı yaratmak istiyorlar’

Genel seçimde daha yeni birlikte hareket eden muhalefet partileri arasında yerel seçimler öncesinde neden böyle bir olay yaşanıyor sizce?

Eş başkanlarımızın verdikleri mesajlar üzerinden HDP’nin AKP ile işbirliği yaparak yerel seçime gideceği gibi bir algı oluşturuluyor. Oysa biz kanın durmasını, savaşın bitmesini istiyoruz.

HDP eş genel başkanları, AKP-MHP ittifakın çatırdadığı gün,‘Öcalan ile masaya oturun, Kürt sorununu çözün’ mesajı verdi. Seçilmiş milletvekilleri olarak Kürt sorununun çözümüne neden siz talip olmuyorsunuz, Öcalan’ı işaret ediyorsunuz? 

Barış sürecinde herkes olmalı. Biz muhatap tarifi yapmıyoruz. Bütün partilerin, toplumun bu sürece katılmasını istiyoruz. Ancak geleneksel Kürt siyaseti için Öcalan da barış için rol oynayacak bir özne, onu da göz ardı edemeyiz.

‘HDP silahların muhatabı değil’

Yani Kürt sorunun çözümü için siz de masada olmak istiyorsunuz öyle mi?

Gayet tabii. Öcalan ise silahlı çatışma ortamından çıkma konusunda rol oynayabilir. Silahlarla ilgili kısım HDP’nin söz söyleyebileceği bir alan değil. Bu çağrı da sadece AKP’ye değil.

Başka kimlere çağrı yapıyorsunuz?

Bu sorunun muhatabı devlet, bütün partiler, parlamentodur. Bizim söylemek istediğimiz sorunun her öznesinin bu sürece dahil olması.

Eş başkanların konuşmalarına göre tek muhatap Öcalan gözüküyor. Bu durumda HDP sadece yine mesaj taşıyıcı mı olmak istiyor?

Hayır. Çözüm sürecindeki yanlışlıklardan HDP’nin de herkesin de ders çıkarması gerekir. Her sorunun öznesiyle görüşülmesi lazım. Demokratik anayasa, hak ve özgürlükler konusunda HDP bir muhataptır.

Kürt sorununu Öcalan mı temsil ediyor? 

Hayır, elbette tek başına temsil etmiyor ama onun da temsil ettiği, ağırlığını oluşturduğu bir taban var. Kürt sorununu kabaca ikiye ayırarak tarif ediyorum. Birisi demokratikleşme öbürü çatışmalı ortamdan çıkış.

Bugün Türkiye’nin işsizlik, yoksulluk, hukuksuzluk gibi pek çok sorunu var. Masaya oturduğunuzda Kürt sorunun yanısıra bunları da konuşacak mısınız? 

Kesinlikle. Bakın biz 1990 ve 2000’li yıllarda “Kürt sorunu çözülmedikçe demokratikleşme olmaz” diyorduk. Ama şimdi sorunun niteliği değişti. HDP de bunun farkında.

Sorunun niteliği nasıl değişti?

Türkiye’nin önce demokratikleşme sorunu var. Kürt sorunu derken de zaman konusunda bir öncelik sırası yapmıyoruz zaten. Bugün Türkiye’nin pek çok problemi var ve Kürt sorunu da diğer çözüm gerektiren meselelerle eşzamanlı yürüyebilir. Bunu söylüyoruz.

‘Öcalan ile ilgili bir provokasyon kaos yaratır’

Eş başkanlar ısrarla, ‘Kürt sorunu çözülecek ve ülkeye barış, demokrasi gelecekse bu Öcalan’sız olmaz’ vurgusu yapıyor. Barış ve demokrasi sizce de Öcalan’sız gelemez mi?

Aslında Öcalan diyerek iki noktaya vurgu yapılıyor. Birincisi anlattığım gibi Öcalan’ın bu süreçten dışlanmaması gerektiği. İkincisiyse iki buçuk yıldır kendisinden hiçbir haber alınamıyor. Bu da başka bir kaos ortamı yaratabilir.

Ne gibi?

Yerel seçimden önce Öcalan ile ilgili provokatif bir gelişme yaşanırsa bu ülke daha büyük bir kaosa sürüklenebilir.

Diyelim iktidar Öcalan ile masaya oturdu. Bu durumda yerel seçimde tabanınız AKP’ye oy verir mi?

AKP’nin böyle bir şeye yelteneceğini sanmıyorum.

‘Öcalan’ın tecriti biterse Türkiye’nin tüm sorunları bitmez’

O zaman neden çağrı yapıyorsunuz? Yerel seçime odaklanmış bir AKP neden sizinle masaya otursun? 

Biz parti ayrımı yapmaksızın barış için masaya oturup konuşmaya varız diyoruz. AKP’ye gelince MHP ile arayı açsa bile milliyetçilik yarışına devam eder gibime geliyor.

Eş başkanların barış ve demokrasi için bir diğer şartı da Öcalan’a uygulanan tecritin son bulması. Bugün bu ülkede artık sadece Kürtler değil toplumun büyük bir kısmı kendini psikolojik olarak tecrit altında hissediyor. Sadece Öcalan’ın tecritinin kalkmasıyla herkesin de tecriti kalkmış olacak mı?

Kalkmaz tabii ki. Öcalan’ın tecriti biterse Türkiye’nin bütün sorunları biter denemez. ‘FETÖ’den Ergenekon’dan yargılananlar dahil kimse tecritte olmamalı.

‘AKP ile ittifak HDP’nin intiharı olur’ 

Kimi muhalif vekillerin HDP ve AKP’nin anlaşacağı iddiasına inandıklarını söylediniz. ‘AKP ile asla ittifak kurmayız’ diyebilir misiniz? 

Gündemimizde böyle bir şey yok. HDP’nin yıllardır çok vefalı bir seçmen tabanı var. Parti de bu tabana rağmen böyle bir şey yapmaz. Bu HDP’nin intiharı olur.

Yerel seçimler için siz de araştırmalar yaptırıyorsunuz. Elinizdeki sonuçlara göre HDP, AKP, CHP, İYİ Parti ve MHP’nin oyları nasıl çıkıyor? 

Şu anki verilere göre çok geçişkenlik gözükmüyor. Seçmen kime oy vermeyeceğini çok iyi biliyor.

Kayyumların bölgeye kaynak akıttığını biliyoruz. Seçmen hizmetlerden memnun mu? 

Seçmen davranışına baktığınızda elbette hizmet önemseniyor. Ancak bölgedeki seçmenin asıl kırılma noktası seçilmişlerin görevden alınması. Zaten biz de bu konuda yarıştayız.

Nasıl bir yarıştan bahsediyorsunuz? 

Kayyumların gelmesiyle seçmenin demokrasiye ve sandığa olan inancı zedelendi. Şimdi seçmen ya ‘mücadeleye devam’ diyecek ve sandığa gidecek ya da gitmeyecek. HDP asıl güçlü olduğu yerlerde seçmeni sandığa götürmenin yarışını verecek.

Siz, yerel seçimde muhalefetin rüşdünü ispatlayacak bir performans ortaya koyamazsa, Türkiye’de artık iktidarın sandıkla değişimi konusundaki güvenin dibe vuracağını söylüyorsunuz. Muhalefetin yerel seçim için mutlaka yapması gereken ilk üç şey nedir?

Hem 16 Nisan hem de 24 Haziran sonuçlarına göre muhalefetin AKP-MHP blokundan oy çekmesi gerekiyor. Peki, AKP-MHP’ye karşı bıkkınlık hisseden seçmen neye kızıyor? Yolsuzluğa, belediyedeki rant ilişkilerine. Bu durumda, şeffaf denetlenebilir belediyecilik yapabilecek isimleri çıkarmak şart. Yerel demokrasi nasıl inşa edilecek ona bakmalıyız.

‘HDP barajı CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi seçmenlerinin oyu sayesinde geçti’

İkinci kriter ne olmalı peki? 

Artık bu toplumun talepleri karşısında yan yana durma cesaretini gösterelim. Bakın, bugün HDP barajı CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi seçmenlerinin oyu sayesinde geçti. Bu şehri birlikte yöneteceğiz diyorsanız, burada Kürt de Alevi de, dindar da yoksul da var. Bakın siz HDP ile yan yana olmasanız da Erdoğan her koşulda ötekileri düşman, terörist ilan edecek zaten. Bunu hep yaptı. Ve üçüncüsü muhalefet kendi gündeminde kalmalı.

‘Vatandaşı ekonomi ve dış politika gündeminde tutmalıyız’

Burayı biraz açar mısınız? 

Ekonomik kriz ve dış politikada yaşananlar, iç siyaseti etkileyecek düzeyde. Bu yüzden muhalefet kendi gündeminde kalmalı. Vatandaşın odağını ekonomi ve dış politika hatalarından uzaklaştıracak gündemlere takılmamak çok önemli. Son günlerdeki bazı tartışmalar iktidarın ekmeğine yağ sürüyor.

Andımız tartışmasını mı kastediyorsunuz? 

Evet. İşsizliğin önlenemez artışı, yoksulluk gibi tartışılması gereken pek çok konu var önümüzde. Oysa biz fotoğrafın küçük bir parçasına takılıyoruz. Hal böyle olunca bu tartışmalar kimin işine yarıyor? Herkes kendi mahallesini tahkim etsin, orayı korusun daha da sıkılaştırsın… Bu tartışma işte buna hizmet ediyor.

AKP, Kürt oylarındaki en büyük rakibiniz. AKP Andımız’a karşı çıkarak Kürtlerden aldığı oyu artırır mı?

Artırmaz. Kürtlerin buna karnı tok bence.

‘Kürtleri dışlayan bizzat AKP’li Kürt politikacıları’

Başta Ömer Çelik olmak üzere bazı AKP’lilerin Kürt seçmenden oy alabilmek için çalışmalar yaptığı söyleniyor. AKP, Kürt seçmene ne sunuyor? Onların oyunu nasıl almaya çalışıyor?  

Bakın, Kürt seçmen her zaman toplumun geri kalanına göre daha politiktir. AKP, MHP ile gergin olduğu için şimdi Kürtler kendisini destekleyecek diye düşünüyorsa yanılıyor. Zaten AKP’nin Kürt politikasının belirlenmesine etki eden ve de Kürtleri dışlayanlar AKP’li Kürt vekillerin ta kendisidir.

Nasıl yani?

AKP’li Kürt vekiller, bölgede yaşananları Ankara’ya ve Erdoğan’a başka bir sosyoloji çizerek taşıyor. Bilerek yanlış yaptırıyor.

Niye?

Kendi kişisel konumlarını güçlendirmek için. Çözüm sürecinin önündeki engel de AKP’nin Türk vekilleri değil, Kürt vekilleriydi zaten. Nihayetinde bu sorun çözüldüğünde pozisyonlarını kaybedeceklerini düşünüyorlardı.

‘Kayyumlar seçmeni aşağılıyor’

Bölgeye dönersek… Kayyumlar iyi hizmet veriyor, seçmen de memnun kalıyor mu? 

Kayyumlarla bölgeye ciddi bir kaynak aktarılıyor. Ancak bu hizmet adil ve verimli dağıtılmıyor. Hala pek çok köyün suyu, yolu yok. Üstelik yol isteyen bir köylüye, “Git hangi partiye oy verdiysen o yapsın sana yol” deniyor. Özetle, Kürt seçmenin iradesini bu kadar aşağılarsanız o hizmeti görmez.

İstanbul’da HDP’nin bir milyonu aşkın oyu var. Hangi koşullarda muhalefet cephesine İstanbul’da destek verirsiniz? 

Herhangi bir formül önermiyoruz, aday da dayatmıyoruz. Ama istiyoruz ki bu şehirde yaşayan HDP seçmeni de kendini kent yönetiminin bir parçası olarak hissetsin. İyi bir aday ve iyi bir politika bekliyoruz.

‘Kürtler sadece dini söylemle yapılan siyasetten artık nefret ediyor’

İstanbul’da muhafazakar mı yoksa Batılı tarzda yaşayan Kürt seçmen mi daha fazla? 

Bizim güçlü olduğumuz yerlerde muhafazakarlar daha fazla. Burada asıl kritik olan da, AKP’den bize geçecek muhafazakar Kürt seçmeni çekmek. Sağcı bir adayı kastetmiyorum tabii.

HDP, İstanbul’da yerel seçimlerin kilit partisi olacak. Nasıl bir aday istiyorsunuz? 

İstanbul’daki Kürtlerin büyük bölümü inşaat işçisi. Bu seçmen grubunun beklentisi illa dindar bir aday değil. İstiyor ki dilini kültürünü ve ekmeğini savunan bir temsiliyet olsun. Zaten Kürt seçmen artık yalnızca dini söylemler üzerinden siyaset yapılmasından nefret etmeye başladı. Bunu da görmek lazım.

AKP’ye oy veren muhafazakar Kürt seçmen hala çok ama… 

Alternatifi yok çünkü. Ben bu kitlede çaresizliğin, kerhen oy vermenin çok etkili olduğunu düşünüyorum.

Muhafazakar Kürt seçmene siz neden alternatif olamıyorsunuz? 

Bu konuda HDP’nin de eksikleri var, yüzleşmeliyiz. Ancak HDP hızlı öğrenen bir parti. Kendi seçmen profilini, onun taleplerini gün geçtikçe daha iyi anlıyor, gerekenleri yapmaya çalışıyor. Beri yandan da malum baskılar, tutuklamalar, yasaklar bu partinin çalışmalarına engel oluyor.

Diğer muhalefet partilerine saydığınız kriterleri taşıyan adaylar önerdiniz mi peki?

Henüz merkezi düzeyde resmi bir temas yok ama ziyaretler yapılıyor, tanışılıyor, konuşuyoruz. Bu sürecin yönetebileceğine inanıyoruz.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar PolitiKARS.com tarafından onaylanmamaktadır.
İlgili Haberler