Mahmut Alınak | Ne Azerbaycan ne Ermenistan…
Siyasetçi, avukat ve yazar Mahmut Alınak, Azerbaycan-Ermenistan sınırındaki çatışmaların yeniden başlamasını kaleme aldı. İşte o yazı.
Siyasetçi, avukat ve yazar Mahmut Alınak, Azerbaycan-Ermenistan sınırındaki çatışmaların yeniden başlamasını kaleme aldı.
İşte o yazı.
Ne Azerbaycan ne Ermenistan…
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki Karabağ çekişmesi bugünlerde yeniden alevlendi.
Oysa Karabağ, Karabağlılarındır ve her iki devletin de o topraklarda bir hakkı yoktur.
Ama ne yazık ki, egemen devletler Ortadoğu ve Afrika’da olduğu gibi Kafkasya’da da kendilerine yeni pazar alanları açmak için halkları -dün olduğu gibi bugün de- birbirlerine boğazlatmaya devam ediyorlar.
1990 yılıydı, Rus orduları Azerbaycan’ı işgal etmişti ve ben Kars milletvekiliydim.
Hükümet bu işgalin Rusya’nın iç sorunu olduğunu söyleyip kenardan seyrediyordu.
Oysa her işgal bir vahşilik ve çapulculuktu; insan olan bu vahşete karşı çıkardı.
DUT YEMİŞ BÜLBÜLE DÖNEN MİLLETVEKİLLERİ
Ben Meclis’te gündem dışı söz alarak bu işgali kınayan ve Azeri-Ermeni emekçi kardeşliğine vurgu yapan bir konuşma yaptım.
Hükümetin “bana ne” politikasının tetikçiliğini yapan sözde “Türkçü” milletvekilleri koltuklarında dut yemiş bülbül sessizliğiyle otururken, “Kürtçü” diye bildikleri birinin Azeri halkına sahip çıkması genel kurul salonunda şaşkınlık yarattı. Benim işgale karşı çıkışım, yüzlerindeki ırkçı maskeyi düşürmüş, hepsini utanç içinde bırakmıştı. Beni başları önde dinlediler.
Konuşmamı televizyonda dinleyen Karslı Azeriler beni telefonda teşekkür yağmuruna tutup, iki gün sonra Kars’ta yapılacak işgali protesto mitingine davet ettiler. Daveti sevinçle kabul ettim. Kars İstasyon Mahallesi’nde düzenlenen mitingde yaptığım konuşmada bir defa daha emekçi halkların kardeşliğini haykırdım.
Mitinge Karslı Azeri, Kürt, Terekeme, Yerli ve Türkmenlerin kardeşlik ruhu damgasını vurmuştu.
Azeri ve Ermeni emekçilerinin enternasyonal kardeşliği üzerine yaptığım konuşmayı diğer halklar gibi Azeriler de coşkun alkışlarla desteklediler.
TANSU ÇİLLERİN KAPATTIĞI SINIR KAPILARI HALKIN EKMEK KAPISIYDI
Halkın ortak ruh hali bu olmasına rağmen…
1993’de dönemin başbakanı Tansu Çiller, ırkçılığı azdırmak ve zengin firmalara bir pazar alanı açmak için Kars ve Ermenistan arasındaki Doğukapı ve Alican sınır kapılarını kapattı.
Oysa bu sınır kapıları Karslı ve Erivanlı emekçiler için bir ekmek kapısıydı. Çünkü bu kapılardan “bavul ticareti” yaparak geçimlerini sağlıyorlardı. Bavul ticaretinin yolu kesilince, gün tır firmalarına doğdu.
Tır firmaları o günden beri Gürcistan üzerinden Ermenistan’a mal taşıyıp duruyorlar.
Böylece Kars halkı ırkçılığa kurban edildi. Parsayı ise zengin firmalar vurdu.
Azerbaycan ve Ermenistan bugün bir defa daha Karabağ üzerinde pazar kavgasındadırlar. Bu savaşta Karabağ halklarının hiçbir çıkarı yoktur. Malı ve canı gidenler fakir Ermeniler ve Azerilerdir.
Her halkın nasıl ki kendi devletini kurma hakkı varsa, Karabağ halklarının da kendi bağımsız devletini kurma hakkı vardır.
Ermenistan ve Azerbaycan emekçileri, bu sömürge savaşında kendi devletlerine karşı Karabağ halkının yanında yer almalıdırlar.
Karabağ halkının özgürlüğü tüm dünya emekçilerinin özgürlüğüdür.
Savunmamız gereken şey, Karabağ halkının bağımsız devlet kurma hakkıdır.
Ne Azerbaycan ne Ermenistan…
Yaşasın bağımsız Karabağ Halk Cumhuriyeti!
Mahmut Alınak
Hukukçu, avukat, siyasetçi, milletvekili, yazar.
1952 yılında Kars´ın Digor ilçesinde dünyaya geldi. İlköğrenimini Digor´da, liseyi ise Kars´ta tamamladıktan sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi´nden mezun oldu. Aynı zamanda Gündem gazetesinde köşe yazarlığı yaptı, 10’a yakın kitabı yayınlandı.
1987 yılında yapılan genel seçimlerde SHP’nin Kars adayı olarak TBMM’ye girme hakkı kazandı. Dört yıl sonraki erken genel seçimlerinde ise HEP-SHP ittifakının Şırnak adayı olarak seçimi kazandı. Daha sonra DTP Kars İl Başkanlığı görevini yürüttü. 2007’de yapılan genel seçimlerde DTP destekli bağımsız Kars milletvekili adayıydı.
Birçok kez cezaevine giren Alınak, 2011 yılının Aralık ayında KCK operasyonları kapsamında tutuklanmış, 18 Temmuz 2012’de tahliye edilmişti. İşkence konusunda kullandığı ifadeler gerekçe gösterilerek 14 ay 17 gün hapis cezasına çarptırılan Alınak, Kars Açık Cezaevi’nden denetimli serbestlikle bırakılmış daha sonra uygulanan tedbirleri reddettiği gerekçesiyle tekrar 16 Eylül 2014’te cezaevine konulmuştu. 5 Aralık 2014’te tutuklu bulunduğu Kandıra F Tipi Cezaevi’nden serbest bırakıldı.
Eserleri: HEP, DEP ve Devlet - Parlamento’dan 9. Koğuşa – 2 (1996), Şiro’nun Ateşi (1997, 2011), Nazo (1998), Tarihin Çarmıhında Güneş Ülkesi (2011), Köpekler Manifestosu (2012), Ateşte Yıkanmak (2013), 1918 - Aşk Hicran ve İsyan (2016), Keşke (2018), Hendekteki Gelincik (2020)
HABERE YORUM KAT