Telekom İl Müdürlüğü görevinden emekli olduktan sonra zamanının büyük bölümünü kitap okumaya ayıran Araştırmacı-Yazar Sezai Yazıcı, evini kitaplarda donattı.

Telekom Baş Müdürlüğün'den 3 yıl önce emekli olan Sezai Yazıcı, Ortakapı Mahallesi'nde Belediyenin karşısındaki mütevazı evine yerleşti. Büyüklüğü 75 mekretare olan evin her tarafına kitap yerleştiren Yazıcı, okumak ve yazmak için bir odayı kendisine 'Ana kumanda merkezi' olarak seçti. Adeta kitaptan geçilmeyen evde tek çocuğu başka kentte üniversitede okuduğu için eşi ile birlikte paylaşan Yazıcı, kütüphaneye çevirdiği evinde 7 bin kitabı olduğunu bildirdi. Kitap okuma alışkanlığına 17 yaşında başlayan ve günün büyük bir bölümünü kitaplar arasında geçiren Sezai Yazıcı,  kitaplar arasında bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirtti. Kütüphanede bulunan kitapların yerlerini ezbere bildiğini ifade eden Yazıcı, yerine konmayan kitapları bulmakta zorluk çektiğini anlattı. Günlerini ana kumanda merkezinde geçirdiğine dikkati çeken Sezai Yıldız şunları söyledi: 

"Yurt içi veya dışında araştırma için buraya gelip kitaplardan, kaynaklardan yararlananlar oluyor. Aslında insanın ilgi duyduğu, sevdiği ve okuduğu zaman da mutlu olduğu şey varsa daha doğrusu yaşama derinlik kazandıran bir şey bu. 7 bin kitabı yerleştirince evde duvar görünmez oldu. Özellikle kütüphanemde Kars ve Ani Ören Yeri üzerine Türkiye'deki üniversitelerde dahi bulunmayan 700 kadar yabancı kaynak kitabım var.  Bunların büyük bölümü çok kıymetli. Kaynak olması için verdiğim kitaplar geri gelmedi. Bunun üzerine artık kütüphaneden kimseye kitap vermiyorum. Çocuğumun eğitimi için Kars'tan ayrılmam söz konusu. Beni kaygılandıran ise bu kitapların buradan nasıl götürüleceğidir. Siz kitapları elbette ki götürürsünüz. Bu çok önemli değil ama sizin bütün dünyanız bunlarsa ve bunları da bir düzenle yerleştirmişseniz buradaki kitabı raftan alıp naklettikten sonra yeni yerine dizdiğinizde alışmanız, yerini ezberlemeniz zaman alacaktır. O bakımdan burayı korumak ve gittiğim yere okuyabileceğim kadar kitap götürmekten başka çare yok."