1. YAZARLAR

  2. Ali ihsan ALINAK

  3. Salyangozcu PAPA
Ali ihsan ALINAK

Ali ihsan ALINAK

Salyangozcu PAPA

A+A-

Vatikan’da ki Papa kendini; ABD ve AB yayılmacı siyasetinin borazancısı zannetmektedir.

Küresel savaşın karşıtları durumundaki Hıristiyanlar ve Müslümanlar arasında derinleşen bu savaşta, talihsiz ve yarayı kaşımaktan öteye gitmeyen açıklamalar, bilinçli olarak siyasi malzemeye dönüşmektedir.

Papa’nın Katolik dünyasındaki etkinliği ve saygınlığı, Müslüman dünyada ayaklar altında paçavra olmuş durumdadır. Milyarlarca insanın inandığı kutsal bir dine ve onun peygamberine karşı yakışmayan sözleri söylemek, dinler arası çelişkiyi ve haksız savaşı körüklemektir.

Oluşabilecek tepkileri terörize edecek yada o şekilde lanse edecek  psikolojik savaşı başlatmıştır. ABD ve yandaşlarının üçüncü dünya üzerindeki baskılarını ve vahşetlerini, kendi kamuoylarında haklı göstermenin peşindedirler.

Papa, Kasımda Türkiye’ye geliyor. Kızılca kıyametin kopacağı şimdiden hissediliyor. Papa, beni iyi koruyun diyerek geliyor..

“Müslüman mahallesinde salyangoz satan” Papa’nın gelişi hayırlı değildir ve sonuçları itibarıyla hayırlı olmayacaktır.

……….

Şimdi Okullu Olduk..

“Akıntıyla geldik kapına,Karanlıktan aydınlığa,

Sevgiyle yoğrulduk, ne yoksulluk ne açlık, ümitle geldik kapına,

Yarınların aydınlığı için yanmaya geldik.

Binlerle akıp gelmek ne güzel,

Okullu olmak ne güzel.”

2006 – 2007 öğretim dönemi 18 Eylül’de 14 milyon öğrencinin ders başı yapması ile başladı.

Heyecan, korku ve ümit vardı gözlerde.

Türkiye’de eğitim ile ilgili söylenecek o kadar çok şey var ki…

Eğitim kurumlarının fiziki koşullarının ne kadar normlardan uzak olduğunu herkes bilmektedir.

“Taşımalı eğitim safsatası, metropollerde yüzlerce çocuğun aynı dersliklerde okuması, müfredatın ezbercilikten öteye gitmediği, dershanelere mahkumiyet, cemaatlerin kucağına itilen gençler, siyasetten ve dünya sorunlardan kopartılmış yeni nesil, taklitçi ve lümpen bir yaşam biçimi, okulların kapısına kümelenmiş zehir tacirleri..” Uzadıkça uzanan bir liste..

Bu karamsarlığın yanında tabi ki heyecanı ve ümidi yinelemek ve geleceğimize sahip çıkmak lazım.

Kars’ı Yaşamak ..

Kars’ta ortak kaderi paylaşmanın zorluğu ve zorunluluğu konusunda düşüncelerimi sizinle paylaşmak için yazıyorum..

Bazı konularda sitemlerimi, bazılarında övgülerimi göreceksiniz, sübjektif değerlendirmemin yanında; objektif olacağımı belirtmek isterim.

Kars’a yönelik duygusal bağımlılığımın, bazı uyarılarıma engel olmaması için kendimi şartlandırdım. Alkışlamak gereken yerde alkışlamak, uyarmak durumunda uyarmak gerekliliği ile tarihi bir sorumluluk almak istedim.

Ne Kars ne de bizler eskisi gibi değiliz. Bu değişik şartlar içinde asıl olan beraberlikleri ve sorumlulukları en iyi şekilde olumlu kılabilmektir.

Bu anlamda bizler eşit oranda bu sürecin sorumluları durumundayız, gündelik yaşamdaki ilişkilerimizden, politik tavırlarımıza ve ticari sorumluluklarımıza kadar her alanda belirleyici ilişki ağı oluşmuştur. Birbirimizi sınırlayan oranda iç içe geçmiş bir durumundayız. Her ne kadar bu işte sorumlu değiliz dersek dahi faturası bizlere mal edilmektedir. 

Şimdi bazı konulardaki tesbitlerimi ve somut önerilerimi kısaca çok fazla ayrıntıya girmeden gerekirse isimler etrafında bazı çözümler sunmak istiyorum..

Sonraki yazımda Kars Dosyasıyla buluşmak üzere…

27 Eylül 2006

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar PolitiKARS.com tarafından onaylanmamaktadır.