1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. Mhp Yenice İl Genel Meclisi Üyesi Arslan Göreve Başladı
Metin Göktepe Mezarı Başında Anıldı

Metin Göktepe Mezarı Başında Anıldı

Gazeteci Metin Göktepe, haber takibi sırasında gözaltına alınarak öldürülüşünün 21. yılında mezarı başında anıldı.

A+A-

Gazeteci Metin Göktepe, haber takibi sırasında gözaltına alınarak öldürülüşünün 21. yılında mezarı başında anıldı.

Esenler Kemer Mezarlığı'ndaki anmaya Göktepe’nin ailesi, meslektaşları,  basın örgütlerinin temsilcileri katıldı.

Anmaya katılanlar arasında Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan ve babası Sami Elvan, Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, gazeteci Nazım Alpman, Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, Tiyatrocu Mehmet Esen de vardı.

Anmada 15 gündür gözaltında olan altı gazeteci, tutuklu gazeteciler ve kapatılan gazetelere değinildi. Gazeteciliğe sahip çıkılacağı vurgulandı.

Polat: Bugün de gazetecilik dövülerek öldürülmek isteniyor

Anmada ilk sözü alan Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, Metin Göktepe’nin öldürülüşü ve dava süreci hakkında bilgi verdi.

Metin Göktepe davasında meslektaşlarının rolünün önemine değinirken geçtiğimiz yıl hayatını kaybeden dönemin Türkiye Gazeteciler Cemiyeti başkanı Nail Güreli’yi ve gazeteci Ahmet Şık’ı andı.

Metin Göktepe’nin arkadaşı, gazeteci Ahmet Şık için “ Döve döve öldürülemeyen Metin Göktepe” denildiğini hatırlatan Polat, “Ahmet Şık’a söz veriyoruz; orada çok fazla tutulmaması için elimizden geleni yapacağız. Ahmet Şık’ın gazeteciliği bizimle dik durmaya devam edecek” dedi.

Polat, “Bugün de gazetecilik dövülerek öldürülmek isteniyor” diyerek tutuklanan gazetecileri ve kapatılan gazeteleri hatırlatarak “Türkiye gazeteciliğin eğilmediği yerdir” dedi.

Fadime Göktepe: Hepiniz benim için birer Metin’siniz

Metin Göktepe’nin annesi Fadime Göktepe gazetecilere “Hepiniz birer Metin’siniz” diye seslendi.

“Metin gazeteciydi. Arkadaşları, emekçiler, kadınlar, çocuklar, gazeteciler benim Metin’im. Ahmet’i de Metin kadar seviyorum. Fatih’i de, hepsini de. Hepiniz benim için birer Metin’siniz.”

Alpman: Gazeteciliğin cehennemi

Gazeteci Nazım Alpman “İçinde bulunduğumuz ülke gazetecilik açısından hep karakış olarak yaşandı” dedi.

“Geçen yüzyılın başında Galata Köprüsü üzerinde öldürülen Hasan Fehmi Bey’den bu yana bu ülke hem gazetecilerin hem de gazeteciliğin cehennemi oldu. Bu cehennemde pek çok değerli meslek büyüğümüzü, kardeşimizi kaybettik ama gazetecilikten vazgeçmedik.

“Beş yıl önce konuşmamda ‘Metin bizim için direniş noktasıdır. Burası bir mezarlık değil direniş noktası. Bu direniş noktasından tutunarak Ahmet’e Nedim’e ulaşacağız’ demiştim. Ahmet yine orada. Nedim’in yerine Cumhuriyet gazetesinden, diğer basın yayın organlarından arkadaşlarımız hapiste. Onları dışarı çıkartmak için Metin’in başında bir kez daha söz veriyoruz, bu direniş noktasını diri tutmaya devam edeceğiz.”

Gürkan: OHAL ne için işliyor?

Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, “21 yıl sonra Metin Göktepe’yi, Metin Göktepe’yi öldüren siyasi koşulların olduğu bir atmosferde anıyoruz.”

“Baskının, şiddetin olağanlaştırıldığı dönemi yaşıyoruz. İktidar her ne kadar OHAL’i terörle mücadele için ilan ediyoruz dese de bugün OHAL’in kimler ve hangi olaylar için işletildiğini görüyoruz. Halkın güvenlik içinde yaşamasını sağladığını göremiyoruz.

“OHAL’in ilanından beri 16 bombalı silahlı saldırı, büyük bir siyasi suikast oldu. Saldırı ve suikastlarda 250’nin üzerinde insan yaşamın yitirdi.

“OHAL terörü durdurmayı, halkın güvenlik içinde yaşamasını sağlayamıyorsa neden var? Hükümetin dediği gibi, olağan koşullarda gerçekleştiremeyeceği işleri gerçekleştirmek için var.

“OHAL, hukuksuzluk, adaletsizlik için işliyor. Hak, özgürlük, barış isteyenler için, gerçeğin peşinden koşan gazeteciler için işliyor.

“Bu soruları sormaya devam edeceğiz: Bugün yaşadıklarımızı neden yaşıyoruz? Bunda hükümetin uyguladığı dış politikanın etkisi nedir? Saldırıların ne kadarı MİT tırları ile giden silahlardır?

“Bu soruların cevabını bulacağımız haberleri yapmaya devam edecek gazeteciler olacaktır. Bu nedenle bunca gazeteci cezalandırılmaya çalışılıyor.

“Direnç noktalarımız var sarılacağımız; Barış Akademisyenleri, iktidarın baskılarını karşısında gazetecilikten vazgeçemeyenler, utanç yasasını geriye çeviren kadınlar, siyaset hakkı için binlercesinin içeride olduğu Kürt siyasetçiler, iktidara arkasını dönen liseliler.

“İktidarın bunca baskısına karşı halkın demokrasi özgürlük talebi kazanacaktır.”

Durmuş: Gerçeklerin peşinde koşmaya devam edeceğiz

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş “Metin Göktepe gerçeğin peşinde koştuğu için öldürüldü” dedi.

“21 yılda gazeteciler üzerindeki baskılar bitmedi. Son dönemde artarak sürüyor. Gerçeğin peşinde koşan onlarca meslektaşımız cezaevinde tecrit koşullarında yaşıyor. Ama biz gazeteciler olarak bugün de inadına gerçeklerin peşinde koşmaya haber yapmaya devam edeceğiz.”

Sami Elvan “Mücadelemizi sürdüreceğimizi sonuna kadar hakkımızı alacağımıza inanıyorum” dedi.

Tiyatrocu Mehmet Esen de “Bugün yapmamız gereken tek şey katillere korkmadığımızı söylemek” dedi.

Metin Göktepe’nin öldürülüşü ve Metin Göktepe davası

Metin Göktepe 8 Ocak 1996'da Ümraniye Cezaevi'nde öldürülen tutukluların cenazesini izlemek için Alibeyköy'e gitti.

Ancak, basın kartı olmadığı gerekçesiyle ilçeye sokulmadı. Yüzlerce insanla birlikte gözaltına alındı ve Eyüp Kapalı Spor Salonu'na götürüldü. Burada polislerin şiddetine maruz kaldı, öldürüldü.

Metin Göktepe'nin duvardan düştüğü iddia edildi.

Dava, İstanbul'dan Aydın'a ve "güvenlik" gerekçesiyle Afyon'a taşındı.

Dava başladıktan sonra yüzlerce gazeteci, meslek örgütü temsilcisi, Emeğin Partisi (EMEP) üyesi ve insan hakkı savunucusu otobüslere doluşarak önce İstanbul'dan Aydın'a, oradan da yine güvenlik gerekçesiyle Afyon'a taşınan Göktepe Davası’nı 30’a yakın duruşma boyunca kesintisiz takip etti.

Göktepe Davası, 28 Eylül 2000'de beş polis memuruna "kastı aşan insan öldürmek" ve "faili belli olmayacak şekilde insan öldürmek" suçlarından verilen yedişer yıl altışar ay hapis cezasının onanmasıyla bitti. Bir polis memuru ise Yargıtay'ın kararı bozmasından sonra 20 ay hapis ve beş ay kamu hizmetlerden uzaklaştırma cezası aldı.

Mahkum polislerin cezalarının tamamlamalarına 19 Aralık 2000'de yürürlüğe giren Şartlı Tahliye ve Ceza Erteleme Yasası engel oldu. 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar PolitiKARS.com tarafından onaylanmamaktadır.