1. HABERLER

  2. KÖŞE YAZISI 'MAKALE'

  3. Hüsnü Mahalli: Rus Ruleti
Hüsnü Mahalli: Rus Ruleti

Hüsnü Mahalli: Rus Ruleti

Suriye’de olayların başlamasıyla İran ve Rusya’nın hiç bir zaman ve ne pahasına olursa olsun Esad’dan vazgeçmeyeceklerini ısrarla yazıp anlattım.

A+A-

Suriye’de olayların başlamasıyla İran ve Rusya’nın hiç bir zaman ve ne pahasına olursa olsun Esad’dan vazgeçmeyeceklerini ısrarla yazıp anlattım.

O çok bildik ‘uzman ve azmanlar’, “Moskova ve Tahran bu işe dayanamaz ve yakında Esad’ı satar” dediler.

Onlara inanan dönemin Dışişleri Bakanı Davutoğlu “Esad üç ay içinde devrilir” dedi ve iddiasına girdi.

Ona inanan Başbakan Erdoğan “Yakında Emevî Camisinde namaz kılarız” dedi.

Ama olmadı.

Rusya ve İran Esad’ı satmadı ve yüzde 90’ı ‘Sünni’olan Suriye Ordusu 100 ülkeye ve onların beslediği 100 bin ruh hastası katile karşı direndi.

Dünya tarihinde böyle bir olay yaşanmamıştı.

Bu bir mucizeydi.

Suudiler Putin’e gidip “Al sana 60 milyar dolar şu Esad’dan vazgeç” dediler.

Herkesin kendileri gibi satılık olduğunu sanıyorlardı.

Bazılarını satın aldıkları gibi Putin’i de alabileceklerini düşünüyorlardı.

Bu da yetmedi, Suudiler Rusya ve İran’ı çökertmek için petrol fiyatlarını düşürdüler ama kendileri çöktü. Hiç biri işe yaramadı.

Bu da yetmedi, Putin 30 Eylül’de uçaklarını Suriye’ye gönderdi ve “Bu savaşta fiilen ben de varım” dedi.

AKP yönetiminde Ankara buna çok kızdı. Çünkü Rus uçakları Türkiye sınırına yakın bölgelerde yuvalanmış terör örgütlerini hedef alıyordu.

Özellikle Lazkiye’nin kuzey bölgelerinde.

Hani şu meşhur ‘Bayır Bucak’ bölgesinde.

‘3.5 milyon Türkmen’in yaşadığı yerler’.

Suriye Ordusu tüm bölgeyi ele geçirdi ama Türkiye’ye iltica eden Türkmen sayısı 3 bini geçmedi.

Onlar da o bölgede savaşan militanların aileleri.

AKP yönetiminde Ankara dayanamadı ve 24

Kasım’da Rus uçağını düşürdü.

Neden, nasıl, niçin ve kim düşürdü uzun hikâye.

Sonunda AKP yönetiminde Ankara Rusya’ya savaş açmış oldu.

Oysa Suriye’den dolayı ‘düşman’ olan Rusya ve

Türkiye her şeye rağmen her alanda ilişkilerini en üst düzeyde sürdürüyordu.

Sonrası bildiğiniz hikâye.

Türk uçakları artık Suriye sınırına yakın bölgelerde uçamıyor ve 4 milyon Rus turist Türkiye’ye gelmiyor.

Başka ekonomik ve siyasal zararlar da var.

Türkiye’nin bölgede hiç bir dostu kalmadı.

Tarih boyunca Osmanlı’ya ve Türkler’e kazık atmış ve her an atmaya meyilli kral, emir ve şeyhlerin dışında.

PYD’den dolay ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve diğerleri de Ankara’nın düşmanı.

Alman Parlamentosunun kararıyla Merkel ve Merkel’den dolayı AB de düşman.

Bu ve başka ülkeler demokrasi, özgürlük ve insan haklarına düşman AKP’nin dikta eğilimli uygulamalarına karşı sert tavırlarını artık gizlemiyorlar.

İşte böylesi zor koşulları aşmak için AKP yeni açılım peşinde olduğunu göstermek istedi.

Önce Başbakan Yıldırım “Çevremizdeki dost ülke sayısını artıracağız” d edi.

Peşinden Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan

Yıldırım’ın Putin ve Medvedev’e mektupları geldi.

Yandaş ‘uzman ve azmanlar’ televizyonlarda endam gösterip insanlara moral ve iyimserlik pompaladılar.

Sanki Rusya ile ilişkiler yarın düzelecekmiş gibi.

‘Stratejik Derinlik’ dediğiniz bu kadar sığ olabilirdi.

Bazıları da 'Davutoğlu olmasaydı Türkiye’nin dış politikası bu kadar berbat olmazdı' modundaydı.

Sayın Hocamız çok kızıyordur ama yapılacak bir şey yok.

Emir büyük yerden... Reis’ten.

Uzatmanın bir anlamı yok.

AKP yönetiminde Ankara’nın işi çok ama çok zor.

Reis yüzde 50 oy alabilir ama bu ülke rahat değil.

İçte ve dışta...

Dışta rahat olmayan bir AKP içte hiç bir zaman rahat olamaz.

İçte her istediğini yapabilir ama bunları yaptığı ölçüde dışta düşman kazanıyor ve kazanacak.

Çağ dışı kral, emir ve şeyhler hariç.

Mektup işe yaramaz.

Ankara özür dileyip tazminat ödese bile Putin, Erdoğan ile eskisi gibi olmaz.

Putin'in çok daha önemli koşulları olacak:

“Suriye sınırını tamamen kapatın, teröristlerin geçişlerine izin vermeyin ve Suriye’de savaşan terör örgütlerine verdiğiniz desteğe hemen son verin.”

AKP bunu yapmazsa Putin asla Ankara ile dost olmaz.

Putin’in yanında İran ve Irak var.

Onlar da AKP’nin IŞİD, Nusra ve benzeri terör örgütlerine verdiği destekten çok rahatsız.

Sırada Sisi var.

Mısır’dan kaçan tüm Müslüman Kardeşler İstanbul’da.

Televizyonları, gazeteleri, örgütleri ve bilumum faaliyetleri AKP desteğiyle sürüyor.

AKP bunlardan vazgeçer mi? Sanmam.

AKP samimi ise 2011 öncesine dönmek zorunda.

Döner mi, dönmez mi bilinmez ama bir mektupla bataklıktan çıkabileceğini düşünüyorsa yanılıyor.

Tabi çıkmak istiyorsa.

Yani takiyye yapmıyorsa.

Çünkü bölge bataklığından çıkmak isteyen bir

AKP öncesinde Türkiye içinde yarattığı bataklık politikasından vazgeçmelidir.

Vazgeçer mi?

Sanmam.

Esed‘e Esad der mi?

Mucize.

Gerçekleşir mi?

Müslüman değil ama Putin’e sorabilirim.

Yanıtını duyar gibiyim: Rus ruleti!

Hüsnü Mahalli / YURT

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar PolitiKARS.com tarafından onaylanmamaktadır.