Ali ihsan ALINAK

Ali ihsan ALINAK

Fiyasko

A+A-

“AKP içinde sevinç ile karşılanan Gül, “dinci siyasetin” zaferi niteliğinde bir son durum belirtisi olmuştur. R.Tayyip Erdoğan’ın ekibi içinde ki etkin üç isimden biri olan Abdullah Gül, rütbesini yükselterek bir üst noktaya çıkmaya çalışıyor. Troyka (Üçlü), sistemin en değerli mevzilerine hâkim olmanın gayreti ile bugüne kadar yapmış oldukları siyasetin taçlanması anlamında bu hamleyi önemsemektedirler.

Başbakanlık, TBMM Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı…

AKP’nin gelinen noktadaki siyasi öngörüsü; tek hedef kadrolaşma ve kadrolaşmanın partizanlık özelinde şekillenmesi temelindedir.

Kendinden olmayanı ÖTEKİLEŞTİRME gayreti içindeki kadro yapılanması gelecekte ülkenin içinden çıkılamaz sıkıntılarının habercisidir.

İslami motiflerin önde olduğu yaşam biçimlerinin her alanda etkin olma gayreti dikkate değerdir. Güven ile ilgili hiçbir sorunlarının kalmadığı bir dönem tamamlanmış, bir sonraki süreç ilerlemektedir.”

Ali ihsan Alınak (Rastgele – 30.04.07 PolitiKARS)

Yarınlarına kuşkuyla baktığımız güzel ülkemin gündemi çok derin ve çok sıcak.

Başını kuma gömen devekuşu misali her kafadan bir ses ve umursamaz bir tavır. Halı ayaklarının altından kaymış haberleri yok.

Canım iktidar ve onun amansız düşmanı ‘Derin Ergenekon’ çetesi… Çete derinleştikçe AKP medet umuyor!

“Kıvırırım diye bıyık altından gülmeler” kahraman edasıyla demokrasi havarisi kesilmiş olan bu kesim; ülkeyi bir çıkmaza sürüklediğinin farkında değil…

AKP, siyasetini saldırgan bir yapıya büründürüyor. Suçluluk psikolojisinin etkisindeki bu duruş, kendi içinde ve ülkenin her alanında tahribat yaratıyor.

22 Temmuz sonrası AKP’de yoğunlaşan hava, “yıkılmaz bir duvarın arkasında güvende oldukları” duygusudur.

Başsavcının açtığı ‘Kapatma Davası’ bu duvarın yıkılabileceği anlamına geldi. Korkunun telaşa döndüğü bu anda, saldırganlık ve öfke başladı. Yüzde 47’nin sistemi istedikleri gibi değiştirmeye yetemeyeceğini gördüler.

Militarist bir yapıdan destek almaya çalışan AKP; ülkenin son 30 yıllık döneminin tüm faturasını birilerine kesecek yeni yol haritaları ve deliller inşaa etmeye başladı. Demokrasiyi rafa kaldıran zihniyet, devletin iç örgütlenmelerini bir biri ile ilişkilendirerek, karşı cephesindeki herkesin gardını düşürmeyi hedefledi.

Kendi delilleri doğrultusunda sistemin içindeki kötü elmaları ayıklama adına yeni bir örgüt yaratıldı.

Adı Ergenekon Terör Örgütü!

AKP (demokrasi havarisi - kurtarıcı) – Ergenekon (terör örgütü – çete- mafya vs.)…

AKP’yi yalnızlaştırma ve sistemden uzaklaştırma gayretindeki “sistem savunucuları” ile “sistemi yıkmaya çalışanlar”ın amansız savaşının iki aktörü…

Esas oğlan AKP, esas kız Ergenekon.

Yardımcı rollerde TSK, Emniyet, MİT, JİTEM, CHP ve diğerleri. Uluslararası senaryonun gereği içteki güven bunalımı ve bu durumdan yararlanan dış etkiler. İslam’ın Ortadoğu’daki en iyi temsili iddiasını yaratmaya çalışan ABD ve işbirlikçileri, karşısında duruş sergileyen laik ve ulusalcı kesim.

“At ve it izi”nin karıştığı bu durumdan fayda çıkarıp galip gelmeye çalışanlar. Operasyonları kurtuluş ve demokrasi adına yapanlar; sonuçtan çok günü kurtarmanın hesabı içindeler.

Cumhuriyeti kuran irade ile yıkmak isteyen iradenin arasındaki savaş gibi gösterilmeye çalışılan bu durumdan fayda çıkarmaya çalışan tek kesim AKP’dir. İktidar hırsından ötürü yok olmaya mahkûm olan zihniyetin son çırpınışları görür gibiyiz…

Ergenekon bir fiyaskodan öteye geçemiyor.

Ülkenin asıl gerçekleri ile yüzleşme cesaretini gösteremedikleri, durumu halının altına ittikleri için; Şemdinli ve Fırat’ın Doğusunu görmedikleri için…

Bu ve benzeri her türden operasyon FİYASKODUR.

26 Temmuz 2008

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar PolitiKARS.com tarafından onaylanmamaktadır.
16 Yorum