1. HABERLER

  2. SÖYLEŞİ

  3. Faik Bulut: Bölgede Denklem Değişikliğine Gidiliyor
Faik Bulut: Bölgede Denklem Değişikliğine Gidiliyor

Faik Bulut: Bölgede Denklem Değişikliğine Gidiliyor

Faik Bulut, TSK'nın son hava harekatı ile operasyonel saldırıların bölge üzerindeki muhtemel etkilerini BİA’dan Selay Dalaklı’ya değerlendirdi.

A+A-

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) 19 Kasım'da kuzey Suriye ve Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne (IKBY) yönelik hava harekatı düzenledi. 

Son aylarda Suriye'ye yönelik askeri operasyon sinyalleri veren Cumhurbaşkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da bugün (21 Kasım) yaptığı açıklamada operasyonların "hava harekatıyla sınırlı kalmayacağını" söyledi.

Peki, bölgedeki ABD ve Rusya varlığını da düşünürsek, Türkiye'nin hava saldırıları nasıl mümkün oldu? Ve daha da önemlisi, Türkiye'nin hava saldırıları bölgedeki dengeleri nasıl değiştirecek? Yakın zamanda Erdoğan'ın ima ettiği gibi bir kara operasyonu olası görünüyor mu?

Bulut, "Aslında çok açık bir şey yok ama görünen o ki Erdoğan, ABD Başkanı Joe Biden ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmelerde hava operasyonu için bir şekilde onay aldı" diyor ve ekliyor: "Türkiye, 'Bize yapılmış bir saldırı var, biz de buna misilleme yapacağız' demiş, onlar da ses çıkarmamış ya da 'Evet' demiş olabilirler. Türkiye'nin kendi başına, bölgedeki iki büyük güç olan ABD ve Rusya'nın onayı olmadan emrivaki yapmış olması mantıklı gelmiyor."

İşte o başlıklar…

TÜRKİYE'NİN SINIR ÖTESİ OPERASYONLARINDA BİR İLK

“Benim burada dikkatimi çeken şu: Senelerdir izleyebildiğim kadarıyla, ilk defa böyle eşgüdümlü bir operasyon yapıldı. Yani, hem Kandil tarafına, yani Irak'ın kuzeyindeki örgüte yönelik hem de Rojava dediğimiz Suriye'nin kuzeyindeki PYD mevzilerine eş zamanlı bir operasyon yapıldı.

Operasyonun bu şekilde yapılması bana çok ilginç geldi. Demek ki Türkiye artık iki tarafı birbirinden ayırmadan, ikisini de 'derdest etmek' istiyor.

İÇ SİYASET VE DENGELERLE ÇOK BAĞLANTILI

Hava operasyonunun yanı sıra bir de kara operasyonundan söz ediliyor. Eğer gerçekten ciddi bir onay alınmışsa kara operasyonu yapabilirler.

Yok eğer bu bir emrivaki ise, 'Nasıl olsa ses çıkarmadılar, bunu da yapar geçeriz' diye düşünmüş olabilirler.

Ama bunun siyasi amacı esas olarak şu: Zaten mevcut iktidar - deyim yerindeyse - bir süredir operasyonlar yoluyla bir tarafa sataşmak istiyordu; Yunanistan, şurası, burası vs. diye tehditler savuruyordu.

Dolayısıyla, bunun bir seçim yatırımı, bir seçim hamlesi, yani seçimle bağlantılı bir operasyon olduğunu düşünüyorum.

Burada şu mantık geçerli: Tabanını, milliyetçi-mukaddesatçı kesimi milliyetçi söylemlere tahkim etme, yani arkasında durmalarını sağlama, belki muhalefeti de buna zorlama ve muhalefetin bir kanadı iktidara destek vermiyorsa destek veren kanadı destek vermeyene karşı kullanma.

Yani, siyasetle, Türkiye'deki iç dengelerle ve iç gelişmelerle çok bağlantılı olduğunu düşünüyorum.

BİR PAZARLIK MI VAR?

Türkiye'nin olası bir kara operasyonu ile ilgili kulislerden sızan herhangi bir bilgi yok. Suriye ve Irak'taki Kürt kesiminin açıklamalarına baktığınız zaman, şunu görüyorsunuz: Bunun sadece oradaki Kürtlere zararı olmayacak, oradaki dengeleri de bir şekilde etkileyecek.

Yani, ABD-SGD ilişkisi, ABD-Rusya-SGD ilişkisi, Suriye-SGD ilişkisi, dolayısıyla İran... Orada dört aktör var. Bu, hem yerel güçlerle ilişkileri etkileyecek hem de muhtemelen bu sefer Türkiye'ye şunu sorup duracaklar: 'İyi güzel de bu El Nusra ne oluyor? Siz bunları bombalıyorsunuz ama bizim onları bombalamamıza karşı çıkıyorsunuz. Bu ne oluyor?' diye.

Burada şöyle bir 'al gülüm ver gülüm' mü var bilmiyorum: 'Türkiye, Kürt güçlerine vursun, Rusya ile Suriye orada Türkiye'nin desteklediği Suriye Milli Ordusu ile Nusra cephesine, HTŞ'ye vursun. Biz de onlara vuralım.' Burada böyle bir pazarlık ya da bir denklem mi var onu bilemiyorum.

OPERASYONLARLA BEKLENEN SONUCU ALAMIYORLAR

Enformatik olarak şu an bir bilgim yok ama analiz yapabiliyorum. Tahminim şu ki bunun dengeleri değiştireceği açık.

Dün Suriye'de okuduğum bazı köşe yazarları, yakında bölgede dengelerin değişeceğini, hatta haritanın bile değişeceğini söylüyor. Orada Türkiye, Suriye ve Rusya'nın tavrına, oradaki aktörlerin, yerel aktörler ve devletlerin tavırlarına ilişkin ciddiye alınması gereken analizler var. Bu da bir değişiklik olacağını gösteriyor. Ama nasıl bir değişiklik? Onu bilemiyorum.

Bugün - sanıyorum emekli bir tuğgeneral pilotu - televizyonda dinledim. Bu yolla içerideki ve dışarıdaki Kürt meselesinin çözümsüz olduğunu, bu harekatlar yoluyla o bölgede istikrar sağlanamayacağını söylüyordu.

Bazı uzmanların da bu yönde görüşleri var. Bunlar, operasyonlara itiraz eden görüşler değil. Fakat sonuç olarak bundan sonuç alınmayacağını, hele hele hava operasyonları yoluyla sorunun çözümü açısından sonuç alınamayacağını söyleyen görüşler - ki bence bunlar makul analizler.

Meselenin diplomasiyle siyasetle çözümü daha başkadır; bence aklı selim olan, mantıkla yaklaşılması gereken şey budur.

HER HALÜKARDA BİR DENKLEM DEĞİŞİKLİĞİ VAR

Geçmiş yıllarda da onlarca bu tür hava operasyonları oldu, füze, drone operasyonları oldu. Fakat gerek 'Pençe-Kilit' gerek 'Pençe-Kılıç' operasyonları hâlâ istenen, beklenen sonucu almış değil. Oradaki birtakım silahlı güçler gerilemiş olabilir, kapsamları, faaliyet alanları daraltılmış olabilir ama beklenen sonucu almadıkları ve alamayacakları öngörülüyor.

Bunun Türkiye'ye başka türlü belki misilleme yansımaları olur, onu bilemem. Ama öte taraftan eğer Suriye'yle Rusya da bu sefer Türkiye'nin desteklediği SMO ve El Nusra cephesinin çevresindeki cihatçılara, İdlib ve Afrin'e hava operasyonları yapar, hatta kara operasyonları için harekete geçerlerse burada çok boyutlu ve tehlikeli şeyler olabilir diye düşünüyorum.

Her halükarda bölgede bir denklem değişikliğine gidiliyor."

faik-bulut.jpg

FAİK BULUT 

1950 yılında Kars'ın Kağızman ilçesinde doğan Faik Bulut, Kars Alpaslan Lisesi'ni bitirdikten sonra Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü'nden mezun olmuştur.

 

68 kuşağı eylemcileri arasında yer alan Faik Bulut, 12 Mart döneminde Filistin'e geçerek yedi yıl süre ile Ortadoğu'da kalmış ve daha sonra Türkiye'ye dönmüştür.

 

Faik Bulut, 1985 gazeteciliğe başlamış, çeşitli gazetelerde muhabir ve köşe yazarı olarak çalışmıştır. Arapça, Kürtçe, İbranice, İngilizce, Farsça ve Fransızca bilmektedir. Türk, Arap, Batı medya kuruluşlarında siyasal analizler yapmaktadır.

 

1990 yılından itibaren İslam tarihi, İslamcı örgütler, Ortadoğu, Arap dünyası, Filistin ve Kürt sorunları üzerine 25 kitap kaleme almıştır.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar PolitiKARS.com tarafından onaylanmamaktadır.