11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eski başdanışmanı Ahmet Sever, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ‘ipinin çekilmesi’ne neden olan liderlik krizini Gül’ün daha önceden öngördüğü belirtip, Erdoğan’ın mutlak otoriterliğini kurabilmek için devletin tüm mekanizmalarını araç olarak kullandığını söyledi.

‘Gül işin bu noktaya geleceğini biliyordu’

Cumhuriyet’ten Selin Ongun’a konuşan Sever, Gül’ün artık sözcüsü olmadığını vurgulasa da, eski cumhurbaşkanının Davutoğlu’nun başına gelenlerle ilgili ne düşündüğünü söyle açıkladı: “İşin bu noktaya geleceğini o da biliyordu. Biraz da bu nedenle çekilme kararı aldı zaten. Görevi devretmeden birkaç ay önce Kütahya’da ‘Mevcut şartlarda siyaset planım yok’ derken aslında bunu kastediyordu. Siyasete girse benzer sıkıntıları kendisinin de yaşayacağını ve ciddi bir çatışma çıkacağını öngörüyordu. Dolayısıyla bugün gelinen noktaya şaşırmış görmedim kendisini.”

Sever, dün de söyleşinin ilk bölümünde, Davutoğlu’nun koltuğunu bırakmasına neden olan krizin görünen yüzü ‘Pelikan dosyası’nı hazırlayan ekibin ‘en yukarıdan’ talimat aldığını söylemiş, “Saray’dan yönlendiriliyor bu AK troller. Bütün bu operasyonu yürüten Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mustafa Varank” demişti. Varank’sa bu ifadelere, “Cumhuriyet Gazetesi ve Ahmet Sever iftiralarını mahkemede ispat ile mükellefler, ya da müfterilikleri tescillenmiş olacak. Hodri Meydan!” diye yanıt vermişti.

‘Nerede çekmiş kılıcı?’

Sever, ‘reisçiler’in ‘Hoca, reise kılıç çekti, onu devirmek istedi’görüşüne de karşı çıkarak, “Nerede çekmiş kılıcını, nasıl devirecekmiş? MKYK’de tek başına bir Davutoğlu, Erdoğan’a bağlı çalışan bakanların olduğu bir kabinede görev yapan bir Davutoğlu, Recep Tayyip Erdoğan’ın gözünün içine bakan bir teşkilat, Cumhurbaşkanı ne derse onu yapan bir medya, nerede çekmiş o kılıcı? Bunun ciddiye alınır bir tarafı yok”diye konuştu.

‘Davutoğlu medyasından bahsetmek abartı’

Sever, Davutoğlu’nun gidişiyle beraber ona yakın olduğu söylenen medyada da tasfiyeler olacağı ihtimaline de, Davutoğlu’nun medya üzerindeki etkisini sorgulayarak karşı çıktı.

“Belki Davutoğlu’ndan yana konumlanan bazı yazarlar olabilir ama bir Davutoğlu medyasından bahsetmek abartılı. O cenahta tek medya var; o da Erdoğan medyası” diyen Sever, sözlerine şöyle devam etti: “Ben bunlara gazeteci diyemiyorum. Bunlar paralı asker. Neyi nasıl yazacakları belli olan, talimatları harfiyen yerine getirenler. 28 Şubat sürecinde bile basın bu durumda değildi. Aydın Doğan’a Çevik Bir bir liste götürüp “Bunları işten atın” demişti. Aydın Doğan hiçbirini atmadı. Basın askere bile direnebiliyordu. Bugün gelinen noktaya bakar mısınız? Cumhurbaşkanı devletin tüm imkânlarını sindirme ve susturma aracı olarak kullanıyor. Medya da öyle, yargı da öyle, maliye bile öyle. Mutlak otoriterliğini kurabilmek için devletin tüm mekanizmalarını araç olarak kullanıyor.”

‘Erdoğan ve Erdoğan!’

Erdoğan ve Gül’e yapılan Putin-Medvedev yakıştırması da Sever’in itiraz noktalarından biri oldu. Sever, “Putin-Medvedev benzetmesine Abdullah Gül o dönemde karşı çıkmıştı. Hiçbir benzerlik olmadığını dile getirmişti. Geçen zaman da onu haklı çıkardı. Erdoğan dışında başka biri yok. Erdoğan ve Erdoğan!” ifadelerini kullandı.