Asıl Karne 'Mahşer'de Değil ŞİMDİ

16 milyon öğrenci ve 600 bin öğretmen, 2010-2011 Eğitim-öğretim yılının ilk yarısını tamamladı. İkinci dönem, 14 Şubat'ta başlayacak.

2010 – 2011 eğitim öğretim yılının birinci dönemi öğretmen, öğrenci ve veliler için karne telaşı ile sona ererken, eğitim sistemi için var olan sorunların derinleşmesi ile son buldu.

AKP hükümetinin bu dönem söz konusu başlıklara katkısı ise çarpıcı notları hak ediyor.

İlk ve ortaöğretim kurumlarının iki haftalık yarıyıl tatili dün verilen karnelerin ardından bugün başladı. 2002 yılından bu yana AKP hükümetinin sürekli tartışma konusu olan uygulamaları, eğitim öğretim yılının bu döneminde somut örnekler ve adımlarla iyice netleşmiş oldu.

ESAS KARNE MAHŞER GÜNÜ
Kars Valisi Ahmet Kara’nın İmam Hatip Lisesi’nde düzenlenen yarıyıl karne töreninde, “Esas karne insanın mahşer gününde alacağı karnedir” sözleri ile karneyi okul ötesi bir boyuta taşıması, Milli Eğitim Bakanının özel okulları övmesi ve türbanın ilkokula inmesi ise AKP’nin notları kırık bir karneyi hak ettiğini gösteriyor.

DEVLET ÖZEL OKULLARI SAVUNUR HALE GELDİ
Milli Eğitim Bakanı (MEB) Nimet Çubukçu Ocak ayı başında Bursa’da katıldığı özel okul açılışında, “Eğitim sistemine katkı sağlayan özel okullar, eğitim kalitesinin artırılmasında, birçok yeniliğin eğitim sistemine girmesinde öncü görev üstlenmektedirler. Önümüzdeki yıllarda özel okulların sayısının ve niteliğinin artırılması önemlidir” dedi.

2010 yılı Kasım ayında yapılan Milli Eğitim Şurası’nda da özel okulların desteklenmesi yönünde karar alınmıştı.

VELİLERİN CEBİNDEN DAHA FAZLASI ÇIKIYOR
Eğitim-Sen’in verilerine göre, 2002 yılında bir veli için yılda 720 TL eğitim harcaması yapıyorken, bu rakam 2010-2011 eğitim-öğretim yılında 3 bin 131 TL’ye çıktı.

Bu rakam sadece özel eğitim kurumlarının eğitimi paralılaştırmasının bir sonucu değil. Aynı zamanda devlet okullarında da eğitim hizmetine karşılık olarak çeşitli adlar altında ve ısınma ya da temizlik giderleri gibi çeşitli nedenler gösterilerek para alındığı biliniyor.

ÖĞRETMEN EKSİĞİ
2010-2011 eğitim öğretim yılının ilk döneminde, onbinlerce öğretmen adayı atama beklerken, eğitimin sorunlarından biri yine öğretmen eksiği oldu. Neredeyse her okulda öğretmen eksiğini kapatmak için saat başı ücretle çalıştırılan öğretmenler istihdam edildi. Bu yöntem, öğretmen adaylarının asgari ücrete bile tekabül etmeyen ücretlerle güvencesiz çalıştırılması bir yana istihdamın sürekliliği olmadığı için öğrenciler için de her yıl yeni bir öğretmenle eğitim hayatlarını sürdürmek anlamına geliyor.

Öğretim atamaları konusunda açığı kapatılacağına yönelik bir taahhüdde bile bulunmayan Bakan Çubukçu, öğretmenlerin kadrolu, sözleşmeli, ders ücretli gibi farklı statülerde istihdam edilmelerinin bir zorunluluk olduğunu ifade ederek sözleşmeli istihdamı savunurken; devleti iş güvencesi konusunda da yükümlü görmediklerini göstermiş oldu.

LAİK EĞİTİMİN ALTI OYULDUKÇA OYULDU
2010 – 2011 eğitim öğretim yılının ilk dönemine, damgasını vuran olaylardan biri de bazı ilköğretim öğrencilerinin türbanlı gönderilmesi oldu. Milli Eğitim Şurası öncesi hazırlanan komisyon raporlarında kız ve erkek öğrencilerin ayrı okullarda okutulması önerisinin üzerine gelen ilköğretimde türban gündemi, Türkiye’de laik eğitim için tehlike çanlarının çalması olarak yorumlanıyor.

Geçtiğimiz hafta, Ankara’da Evrim Teorisini anlatan 14 yıllık öğretmen hakkında açılan soruşturmada öğretmene ceza verilmesi ise eğitimin bilimsel içeriği hakkında endişe yaratıyor. Başta Biyoloji olmak üzere, Felsefe ve Tarih derslerinde içerikteki gericileşme, aynı zamanda akıllı tasarım ve yaradılışın evrimle eş düzeyde anlatılmasının benzer olaylara yol açmaya devam edeceği endişesini doğuruyor.

Zorunlu din dersi uygulaması da bu dönem önemli tartışma başlıklarından biriydi. Alevilerin zorunlu din dersinin kaldırılmasına yönelik eylemleri sürerken, hükümet bu konuda adım atmamakta ısrarlı görünüyor. Çubukçu son açıklamasında 4. sınıftan itibaren Aleviliğin İslam’da tasavvufi akımlar bölümünde okutulacağını ve din dersinin ikiye bölünerek din eğitiminin seçmeli olmasının gündemde olmadığını söyledi.

KÜRTÇE AÇILIMIN PARÇASI DEĞİLMİŞ
BDP’nin çağrısıyla Doğu ve Güneydoğu’da okulların boykot edilmesi ile başlayan 2010-2011 eğitim öğretim yılının ilk döneminde öne çıkan başlıklardan biri de anadilde eğitim oldu.

AKP hükümetinin Kürt Açılımı diyerek Kürtlerle ilgili açılan her türlü başlığı kendi çizdiği sınırlara hapsetmeye kalkışması, anadilde eğitim tartışmalarında da kendini gösterdi.

Anadilde eğitim ve seçmeli Kürtçe eğitim konusunda Çubukçu’nun son açıklaması, "Kürtçe eğitim gündemimizde yok" oldu. AKP hükümetinin bu konuda da geri adım atmayacağını ortaya koyan bu açıklama, gelecekte daha ciddi sorunların habercisi gibi görünüyor.

Kars Haberleri

Kars'ta 1 Mayıs.. Kutlamaların Adresi 'Tren Garı' Meydanı
Kars'ta 'Siber Suçlar' Eğitimi.. 372 Öğrenciye Bilgilendirme Yapıldı!
Türkiye 23 Nisan'ı Kutluyor.. Kars'ta 'Çocuk Bayramı' Törenleri
'İl Genel Meclisi'nde Dengeler Değişti.. Suat Bayhan DEM Parti'den İstifa Etti!