Kandıra Cezaevi'nde tutuklu bulunan eski parlamenter Mahmut Alınak'tan Öcalan ve PKK'ye açık mektup.

İşte Alınak'ın kaleminden o mektup...

ABDULLAH ÖCALAN, PKK VE SİVİL SİYASETE AÇIK MEKTUP

Baharla birlikte çatışmalar yeniden başlayacak ve gençler ölecek diye, çocukları askerlikte ve dağda olan anne ve babalar diken üstünde oturuyor.

Hükümete, Kürt Sorununu çözmek ve bu kanı durdurmak senin görevindir, demenin bir faydası yok artık. Çünkü hükümet iktidar gemisini kan denizinde yüzdürme ısrarından vazgeçmiyor. Hatta açıklamaları ve uygulamaları ile çatışmaların " kontrol edilebilir bir seviyede" sürmesini ister gibi görünüyor. Yıllardır sürüp gelen uygulamaları ile gördük ki, gençlerin hayatının hiçbir değeri yok hükümet için. Tersi olsaydı, o zavallı gençlerin ölmemesi için bir arayış içine girerdi.

Bu nedenle çağrımı Abdullah Öcalan, PKK ve Sivil Siyasete yapıyorum:

Bugün yeryüzünde Kürtlerden başka ulusal kimliği yasaklı olan başka bir halk yoktur. Türkler, İngilizler, Ermeniler, Fransızlar, Yunanlılar ve daha yüzlerce halk, dünya halklar ailesinin birer üyesiyken, bu hak Kürtlerden esirgenmiştir. Hangi halk olursa olsun bu haksızlığa karşı çıkardı. Aksi halde kınanırdı.

Bu nedenle Kürt halkının kendi ulusal ve insani hakları için mücadele etmesi kesinlikle anlaşılır ve meşru bir haktır.

Kürtlerin bu meşru haklarını kazanabilmesi için Kürt siyaseti tüm Türkiye halklarının ve dünyanın selamladığı yeni bir vizyon ve yeni bir mücadele tarzı oluşturmalıdır artık. Bu konuda hareketinize tarihi görevler düşmektedir. Kürtler artık kesinlikle kan döken taraf olmamalıdır. Gerektiğinde ölmeli ama öldürmemelidir. Mücadele sivil ve şiddetsiz olmalıdır.

Benim düşünceme göre, PKK tek taraflı olarak her türlü şiddeti mücadele yöntemi olmaktan çıkardığını ve açık siyasete başladığını açıklamalıdır. Şiddetsiz açık siyaset hem genel bir kabul görecek, hem de tüm karanlık plân ve organizasyonları kökünden söküp atacaktır.

Silah devreye girmedikçe kimse Kürtlerden söz etmiyor diye, yaygın bir düşünce var. Bu düşünce bir yanıyla doğru olsa da silahların gölgesinde yapılan nafile tartışmalar meselenin çözümüne katkı yapmıyor. Şiddetten arınmış, düzgün, kapsamlı ve sonuç almaya azimli bir sivil mücadele eminim silahlı mücadeleden daha da etkili olacaktır. En önemlisi, içte ve dışta taraftarları ve destekçileri daha da çok artacaktır.

Kürtler, Türk halkı ve diğer kardeş halklarla gücünü, enerjisini ve şevkini ortak çıkarlardan alan yeni bir ruhsal bağ kurmalıdır. Bu gönül köprüsüne herkesin ihtiyacı var. Çünkü halkların hepsi aynı boyunduruk altındadır. Kürtler öyle bir yeni siyaset kültürü yeşertmeli ki, Türkler ve diğer kardeş halklar Kürtlerin sloganlarını kendi sloganlarıymış gibi haykırabilmelidir. Öyle ki, kendilerine " öldür" emri verilen askerler ve polisler bile, "Artık yeter," diyebilmelidirler. Ve Kürtler muktedirlerin değil mağdurların demokrasisi için Türkler ve diğer Türkiye' li halklarla el ele vermelidir.

Kürt siyaseti bu zor işi başarmak zorundadır. Aksi halde her asker ve her polis tabutu Kürtleri içte ve dışta daha da yalnızlaştıracaktır. Kürt ve Türk gençleri birbirlerine kurşun sıkarken, bilmeden kendilerini de kurşunlamış oluyorlar. Kendi geleceklerini... Sanılmasın ki, asker ve polis ölümleri hükümetleri zora sokuyor. Böyle olsaydı Kürt meselesi bu güne kadar onlarca kez çözülürdü; AKP de bunca yıl iktidarda kalamazdı.

İkinci çağrım ise sivil siyasetedir:

PKK'nin, silahı mücadele aracı olmaktan çıkarması sivil siyasetin hükümeti etkileme gücüne ve performansına bağlıdır. Geçmişteki eylemsizlik kararlarının kalıcı olmamasının nedeni sivil siyasetin siyasetsizliği ve üretimsizliğiydi. Bugün sivil siyasetin tarihi rolünü oynayacağı günlerdeyiz. Sivil siyaset, " Ya kansız çözüm, Ya istifa," kampanyası başlatarak hükümeti çözüme mecbur edecek projeler oluşturmalı ve uygulamalıdır.

Muhalefet etmenin mitinglerden ibaret olmadığı artık görülmelidir. Dünyadaki sivil itaatsizlik geleneği yaratıcı ortak bir akılla zenginleştirilip uygulamaya sokulduğunda, hükümet ya Kürt sorununu kansız olarak çözer, ya da kilitlenip istifa eder.

Hepimize, herkese önemli tarihi görevler düşüyor.

Gençler Ölmemeli Ocaklar Sönmemeli.

Mahmut Alınak
Kandıra 2 Nolu F Tipi Cezaevi