Sinemanın en büyük isimlerinden Yılmaz Güney, 73 yıl önce bugün doğdu. Bugün, adı demokratik açılım tartışmalarında zikredilen Güney'in hayatı yasaklarla, sürgünlerle geçti...
Yılmaz Güney... Paris'te hayatını kaybeden usta sanatçı hala Türkiye sinemasının doruk noktası kabul ediliyor. İşte Güney'in hayatından anekdotlar, önemli filmleri ve Fatoş Güney'in 25 yıl sonra yazdığı mektup...
O, Türkiye'nin en büyük sinemacılarından biri olsa da yaşamı boyunca ülkesini doyarak yaşayamadı. Beyazperdenin en güçlü filmlerinden birçoğuna imza atmasına rağmen, bütün dünyanın hayran kaldığı, festivallerden ödüllerle dönen bu filmler, kendi ülkesinde yasaklandı.
Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye alan 'Yol'u ülkesinden kaçırmak zorunda kalan Güney'in adının, bugün demokratik açılım tartışmalarında geçmesi gibi birçok gelişme ne kadar değer taşır bilinmez ama sürgünde ölen diğer sanatçılar gibi Yılmaz Güney de sık sık törpülenmeye, yumuşatılmaya, farklı şekillerde tanımlanmaya çalışılıyor. Ama neyse ki filmleri var ve gücünden hiçbir şey kaybetmeyen bu filmler onu anlamak için belki de en iyi yol...
Beyazperdenin Çirkin Kral'ı aventür filmlerle başladığı kariyerini, sinemanın en önemli yönetmenlerinden biri olarak tamamladı. Kimi çevrelerce görmezden gelinen Güney, siyasi görüşleriyle nedeniyle yasaklansa da, senaryosunu yazdığı ve yönettiği filmlerle dünyanın tanıdığı bir isim oldu.
Özellikle senaryosunu yazdığı 'Sürü', 'Yol', 'Düşman' ve yönettiği 'Arkadaş', 'Umut', 'Ağıt', 'Acı' gibi filmlerle Yeşilçam'a damga vuran Güney, yetiştirdiği sinemacıların yanında birçok yönetmeni de derinden etkiledi ve etkilemeye de devam ediyor.
1959 yılında Atıf Yılmaz'ın yanında başladığı sinema kariyerini, sinemanın doruklarından sayılan 'Yol'la Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye alarak zirveye taşıdı. Türkiye'nin en büyük başarılarından sayılan bu ödülün ardından Güney, 1983 yılında vatandaşlıktan çıkarıldı. 1984'te 'vatansız Yılmaz Güney' mide kanserinden hayatını kaybetti.
İlgili Haber..
Ölümünün 25. Yılında Yılmaz Güney
Yılmaz Güney... Paris'te hayatını kaybeden usta sanatçı hala Türkiye sinemasının doruk noktası kabul ediliyor. İşte Güney'in hayatından anekdotlar, önemli filmleri ve Fatoş Güney'in 25 yıl sonra yazdığı mektup...
O, Türkiye'nin en büyük sinemacılarından biri olsa da yaşamı boyunca ülkesini doyarak yaşayamadı. Beyazperdenin en güçlü filmlerinden birçoğuna imza atmasına rağmen, bütün dünyanın hayran kaldığı, festivallerden ödüllerle dönen bu filmler, kendi ülkesinde yasaklandı.
Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye alan 'Yol'u ülkesinden kaçırmak zorunda kalan Güney'in adının, bugün demokratik açılım tartışmalarında geçmesi gibi birçok gelişme ne kadar değer taşır bilinmez ama sürgünde ölen diğer sanatçılar gibi Yılmaz Güney de sık sık törpülenmeye, yumuşatılmaya, farklı şekillerde tanımlanmaya çalışılıyor. Ama neyse ki filmleri var ve gücünden hiçbir şey kaybetmeyen bu filmler onu anlamak için belki de en iyi yol...
Beyazperdenin Çirkin Kral'ı aventür filmlerle başladığı kariyerini, sinemanın en önemli yönetmenlerinden biri olarak tamamladı. Kimi çevrelerce görmezden gelinen Güney, siyasi görüşleriyle nedeniyle yasaklansa da, senaryosunu yazdığı ve yönettiği filmlerle dünyanın tanıdığı bir isim oldu.
Özellikle senaryosunu yazdığı 'Sürü', 'Yol', 'Düşman' ve yönettiği 'Arkadaş', 'Umut', 'Ağıt', 'Acı' gibi filmlerle Yeşilçam'a damga vuran Güney, yetiştirdiği sinemacıların yanında birçok yönetmeni de derinden etkiledi ve etkilemeye de devam ediyor.
1959 yılında Atıf Yılmaz'ın yanında başladığı sinema kariyerini, sinemanın doruklarından sayılan 'Yol'la Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye alarak zirveye taşıdı. Türkiye'nin en büyük başarılarından sayılan bu ödülün ardından Güney, 1983 yılında vatandaşlıktan çıkarıldı. 1984'te 'vatansız Yılmaz Güney' mide kanserinden hayatını kaybetti.
İlgili Haber..
Ölümünün 25. Yılında Yılmaz Güney