1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. Ziçev’li Çocuklara Özel Gece
Yetkililerin Yasaklarına UYACAĞIMA...

Yetkililerin Yasaklarına UYACAĞIMA...

Beş haber ajansı, yayınladıkları ortak deklarasyonla, sundukları haberlerde, 'kamu düzenini dikkate alarak, yetkili mercilerin yayın yasağına uyacaklarını' açıkladı.

A+A-

Beş haber ajansı, yayınladıkları ortak deklarasyonla, sundukları haberlerde, "kamu düzenini dikkate alarak, yetkili mercilerin yayın yasağına uyacaklarını açıkladı; bildiri, Başbakan'ın medya toplantısının hemen ardından geldi.

Anadolu Ajansı (AA), Ajans Haber Türk (AHT), Ankara Haber Ajansı (ANKA), Cihan Haber Ajansı (CİHAN), İhlas Haber Ajansı (İHA), Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın medya kuruluşu sahipleri ve yöneticileriyle yaptığı toplantının ardından bugün (21 Ekim) ortak bir deklarasyon yayınlayarak, "yetkili mercilerin yasaklarına uyacaklarını" açıkladı.

Gazete ve televizyonların ana haber kaynağı olan ajansların bildirisi, "Haber ilk adımından mı kontrol edilecek?" endişesi doğurdu.

"TOPLUMSAL FAYDA VE DAYANIŞMA"

"Terör ve şiddet olaylarıyla" ilgili yapılacak haberleri düzenleyen ve muğlak ifadelerin kullanıldığı ortak deklarasyonda, "kamu düzeni dikkate alınacak", "korkuya, kaosa, düşmanlığa, paniğe ve yılgınlığa neden olacak yaklaşımlardan uzak durulacak", "yetkili mercilerin yayın yasağına uyulacak", "örgütlerin doğrudan propagandası niteliği taşıyan yayın yapılmaz", "haber ve görüntüler, toplumsal fayda ve dayanışma dikkate alınarak abonelere ulaştırılacak" gibi ibareler yer aldı.

AA'nın sitesinden, "terör olaylarına ilişkin ortak yayın ilkeleri belirlendi" diyerek duyurulan deklarasyonun, zamanlaması ve amacıyla ilgili bir açıklama yapılmadı.

19 Ekim'de Hakkari'nin Çukurca ve Yüksekova ilçelerine düzenlenen saldırıda kaç askerin hayatını kaybettiği, tartışma konusu olmuştu. Türk Silahlı Kuvvetleri, 24 askerin öldüğünün açıklarken, PKK 81 askerin öldürüldüğünü ifade etmişti. Haber ajanslarının, bu çelişkili açıklamaların ardından gelen bildirisi, "doğru bilgi almanın önüne bir engel daha mı?" sorusunu akıllara getirdi.

"TEK TİP MEDYA VE MİLLİ GAZETECİLİK"

Başbakan Erdoğan'ın, medya kuruluşu sahipleri ve genel yayın yönetmenleriyle yaptığı kapalı toplantı, birçok gazeteciden eleştiri aldı. Toplantıda konuşulanların açıklanmaması, bunun sansüre yol açabilecek bir tür baskı kurma aracı olduğu, dolayısıyla halkın haber alma özgürlüğünü kısıtladığı ve toplantıdaki gazetecilerin yazdıklarından öğrendiğimize göre, "bazı gazete yöneticilerinin talimat bekler tarzdaki konuşmaları" eleştirilerin odak noktasını oluşturdu.

Kendisi de toplantıya katılan Taraf gazetesinden Yasemin Çongar, "'Milli gazetecilik ve 'gayrimilli' hislerim" başlıklı makalesinde, "toplantı 'tam katılımlı' olduğu için Başbakan Erdoğan teşekkür etti" dedi ve şöyle devam etti: "Toplantıda, barış adına, barışın dilini kurmak ve kullanmak adına, kanı durdurmanın yolunu bulmakta medyanın neler yapabileceğini tartışmak adına yeni, yapıcı, yaratıcı bir fikir ortaya atıldı mı? Hayır."

"Başbakan'ın 'halkın bilgilenme hakkı ve gazetecinin bilgilendirme görevi ile PKK'ya propaganda imkanı tanımak arasındaki çizgiye dikkat edilmesi" yönündeki tavsiyesinden ziyade, gazeteci milletinin kendi kendini sansür etme konusundaki gönüllülüğüne şaşırdım ben. Medyayı daha da 'tektipleştirecek' yöndeki tekliflerin hükümetten çok medyadan gelmesinde, insanın nefesini kesen bir şey vardı hakikaten."

Toplantıda kendisinin neler söylediğini yazmayan Çongar, bu sözleriyle, Başbakan Erdoğan'ın "medyayı tek tipleştirecek önerilerde bulunduğunu" da açıklamış oldu.

"DEMOKRASİ AYIBIDIR"

Basın Konseyi Başkanı Orhan Birgit de toplantıyı farklı bir şekilde eleştirdi: "Başbakan'ın, gazeteler arasında ötekileştirme yapmış olmasını üzüntüyle karşıladık. Böyle bir tavır alma toplantısında tüm medya kuruluşlarının yanı sıra, Gazetecilere Özgürlük Platformu altında bir araya gelmiş olan TGS, TGC, Ankara, İzmir, Anadolu Gazeteciler Cemiyetleri ile Basın Konseyinin temsilcilerinin de görüşlerinin alınmamış olması önemli bir eksiklik. Başbakan'dan, böylesine hayati bir sorun karşısında gazeteler, ulusal televizyonlar ve basın kuruluşları arasında akreditasyon uygulamış olmasını esefle karşılıyoruz."

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer de Başbakan Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesiyle, "toplantıya Cumhuriyet, Sözcü ve Aydınlık gazetelerinin yöneticilerinin neden davet edilmediğini" sordu. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) de konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: "Başbakan Erdoğan'ın terör konusunda medya sahip ve yöneticileri ile gerçekleştirdiği toplantıyı fevkalade yanlış görüyoruz. Ulusun bütününü ilgilendiren böyle bir toplantıya başta Cumhuriyet olmak üzere, Sözcü, Yeniçağ, Aydınlık, BirGün ve Evrensel gibi gazetelerle bazı televizyonların çağrılmaması bir eksikliktir, demokrasi ayıbıdır.

Her söyleminde şeffaflıktan söz eden Başbakan'ın halkın bilgi edinme hakkına saygı göstermesini beklemek hakkımızdır. Akreditasyon sorununun yeniden hortladığı görüntüsünün yaratılmış olması da ayrı bir talihsizlik oluşturmuştur. Demokrasinin bir tahammül rejimi olduğunu bir kez daha anımsatmak isteriz."

"21 YIL SONRA DEĞİŞEN NE?"

Toplantıya değinen az sayıdaki yazardan biri olan Hasan Cemal, Milliyet gazetesindeki köşesinde, medya-Başbakan buluşmasını, 6 Nisan 1990'da Cumhurbaşkanı Turgut Özal başkanlığında Çankaya'da yapılan, kendisinin de katıldığı "PKK, Güneydoğu ve basın" başlıklı toplantıyla karşılaştırdı: "Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu'na geliyor söz sırası.

Sabri Paşa özel harpçi.
Yani Genelkurmay Özel Harp Dairesi Başkanlığı'nı, basındaki deyişle 'kontrgerilla'yı yönetmiş... Ses tonunu perde perde yükselterek konuşuyor önündeki kartlardan.
Ben de not alıyorum: 'Ordunun Türk basınına muhtırası mı?'
(...) Tercüman'dan Nazlı Ilıcak soruyor:
"Haberleri büyütelim mi, büyütmeyelim mi? Ne diyorsunuz?"
(...) Önümdeki kartlara not düşüyorum:
"Güneydoğu'da galiba bir dönüm noktası. İşlerin sertleşeceği anlaşılıyor, asker bastırıyor."
6 nisan 1990 günü Çankaya Köşkü'nde saat 16.30'da başlayan toplantı, tam 18.45'te sona eriyor. Aradan 21 yıl geçmiş...
Değişen nedir?"

BAŞBAKANLIĞA KİMLER GİTTİ?

Toplantıya Doğan Medya Grubu'nu temsilen Aydın Doğan, Akşam gazetesi ile ShowTv'nin sahibi Mehmet Emin Karamehmet, Habertürk'ün sahibi Turgay Ciner, Sabah'ın sahibiAhmet Çalık, NTV'nin sahibi Ferit Şahenk, Zaman gazetesinin sahibi Ali Bulut, Türkiye gazetesinden Mücahit Ören, Yeni Akit'ten de İcra Kurulu Başkanı Mustafa Karahasanoğluile Genel Yayın Koordinatörü Hasan Karakaya. Sabah ve ATV Grubu, Milli Gazete, Yeni Şafak, Star, TV24, TV8 temsilcileri de toplantıda hazır bulundular. Yayın yönetmenleri Fatih Altaylı (Habertürk), Eyüp Can Sağlık (Radikal), Mustafa Karaalioğlu (Star), Enis Berberoğlu(Hürriyet), Ergun Babahan (Star), Mehmet Ali Birand (CNNTürk), İsmail Küçükkaya(Akşam), Yiğit Bulut (HabertürkTV) ile Yasemin Çongar (Taraf) katıldılar.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar PolitiKARS.com tarafından onaylanmamaktadır.