1. HABERLER

  2. KENT HABERLERİ

  3. Adana, Iğdır ve Siirt İl Emniyet Müdürleri Görevden Alındı
Uluderede Siviller Bombalandı, 35 ÖLÜ

Uludere'de Siviller Bombalandı, 35 ÖLÜ

Şırnak'ın Uludere ilçesinin sınır bölgesinde gerçekleşen bombardımanda siviller hayatını kaybetti.

A+A-

Şırnak'ın Uludere ilçesinin sınır bölgesinde gerçekleşen bombardımanda siviller hayatını kaybetti. Yetkililer Ortasu Köyü'nde 36 ölü olduğunu ve cesetlerin çıkarılmasına devam edildiğini söyledi

Şırnak'ın Uludere ilçesinin Irak sınırına yakın kesiminde insansız hava uçakları ve termal kameraların kalabalık bir grup saptaması üzerine Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) bağlı savaş uçakları, Ortasu Köyü'nün sınır bölgesini bombardımana tuttu.

Bombardımanda öldüğü söylenen kişi sayısı 35 olarak söyleniyor.

Dün gece 23.00 sularında başlayan bombardımanın ardından, ölen kişilerin PKK'li değil, mazot kaçakçılığı yapan Ortasu köyünden 18-20 yaşlarındaki gençler olduğu ifade edildi.

bianet'e konuşan Uludere Belediye Başkanı Fehmi Yaman dün geceden beri olay yerinde olduğunu söyledi:

"Olay Türkiye sınırlarında köye yakın bir yerde gerçekleşiyor. Buradaki köylüler Irak'tan malzeme alıp geri geliyorlarmış. Köye dönerlerken önleri tutulmuş, köye gitmelerine izin vermemişler. Onlar geri dönüş yolundayken uçak bombalamış."

"Kurtulan bir kişi var. Şu an köyde mevcut cenaze sayısı 36-37 civarında. Ama parçalanmış cesetler var. Bulunmayan parçalar var, cesetlerin çoğu yanmış. Patlama sırasında kaya altında kalan cesetler var. Olay yerindeki cesetler insan gücüyle çıkartılamıyor. Şu an dozerler, kepçeler getiriliyor, kayaları kaldıracaklar."

bianet'in ulaştığı Ortasu Köyü muhtarı da şu an itibariyla 35 ölü olduğunu doğruladı. Muhtar, "Bombalamadan kurtulan tek kişi şimdi hastanede. Ölenlerin yaşları çok genç. Mazot almaya gitmişlerdi" dedi.

Milliyet gazetesinde yer alan habere göre, yetkililer olayın Irak topraklarında gerçekleştiğini ileri sürdü. Şırnak Valisi olayda 20'den fazla kişinin öldüğünü söylerken, Şırnak yerel gazetelerinden Haber73 yetkilileri bianet'e yaptığı açıklamada olayda 28 kişinin öldüğünü ve çok sayıda yaralı olduğunu ifade etti.

Şırnak Devlet Hastanesi'nde üç yaralı bulunduğunu söyleyen Haber73 yetkilisi, yaralılarla görüşmenin mümkün olmadığını, hastaneye kimsenin sokulmadığını sözlerine ekledi.

Saldırı sonrasında kriz masası oluşturan Şırnak Valiliği'de yaptığı yazılı açıklamada ölü sayısının 35 olduğunu doğruladı. Önce ölü sayısının "20'nin üzerinde" olduğunu açıklayan Şırnak Valiliği yaptığı yazılı açıklamada, "Irak'ın ilimiz Uludere İlçesi'ne yakın sınırında 28.12.2011 çarşamba günü gerçekleştirilen hava harekâtı sonucunda 35 kişi hayatını kaybetmiş bir kişi de yaralanmıştır. Konu ile ilgili gerekli adli ve idari tahkikat başlatılmıştır" dedi.

Görüştüğümüz Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ise dün gece olan bir olayın bugün basında geç yer almasını eleştirdi ve "Medya vermiyorsa, haberler sosyal medyadan takip edilebilir" dedi.

BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ise şu ana kadar 28 kişinin cesedine ulaşıldığını, 17 kişinin ise kayıp olduğunu söyledi. BDP heyeti bölgeye doğru yola çıktı.

Şırnak Devlet Hastanesi'nden edindiğimiz bilgiye göre dün gece iki civarında üç kişi hastaneye getirildi. Acil servisten görüştüğümüz doktorlar hastaneye getirilenler hakkında bilgi vermekten kaçındı.

Başta İngiliz ve Fransız basını olmak üzere uluslararası basın konuyu yakından takip ediyor.

TSK, Bombardımanı Doğruladı

Şırnak'ın Uludere ilçesinin Irak sınırına yakın kesiminde yapılan hava saldırısında ölen 35 sivil için Türk Silahlı Kuvvetleri açıklama yaptı.

Genelkurmay Başkanlığı'nın resmi internet sitesinden Şırnak'ın Uludere ilçesinin Irak sınırına yakın kesiminde yapılan hava saldırısında ölen 35 sivil hakkında yapılan sekiz maddelik açıklamada olayın meydana geldiği yerin, "PKK'nın ana kamplarının konuşlu olduğu, sivil yerleşim bulunmayan, Irak kuzeyindeki Sinat-Haftanin bölgesi" olduğu belirtildi.

Açıklamada dün akşam saat 18.39'da, Irak topraklarında sınıra doğru bir grubun hareket halinde olduğunun İnsansız Hava Aracı görüntüleri ile tespit edildiğini ve ardından saat 21.37 ile 22.24 arasında uçakların hedefi ateş altına aldığı ifade edildi.

TSK'nın açıklamasında şöyle deniyor: "Sınır ötesi harekât, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından 17 Ekim 2007 tarihinde kendisine verilen ve birer yıllık sürelerle yenilenen yetki gereği sürdürülmektedir."

Çeşitli kaynaklardan alınan istihbarat ve yapılan teknik analizler sonucunda, sınır hattındaki karakol ve üs bölgelerine yönelik saldırı hazırlığı içinde oldukları bilgisine ulaşıldığını belirten TSK, "Keşif ve gözetleme gayretleri sınır boylarında artırılmıştır. Bu kapsamda, 28 Aralık 2011 günü saat 18.39'da, Irak sınırları içinde hududumuza doğru bir grubun hareket halinde olduğu İnsansız Hava Aracı görüntüleri ile tespit edilmiştir" dedi.

Grubun tespit edildiği bölgenin PKK tarafından sıkça kullanıldığının belirtildiği açıklamada, "Geceleyin hududumuza doğru bir hareketin tespit edilmesi üzerine hava kuvvetleri uçakları ile ateş altına alınması gerektiği değerlendirilmiş ve saat 21.37-22.24 arasında hedef ateş altına alınmıştır" ifadesi var.

Uludere, Siyaseti Sarstı

Şırnak Uludere'de 35 kişinin yaşamını yitirdiği saldırı sonrasında AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, "Hata varsa, gereği yapılacak" dedi. Sivillerin öldürülmesine CHP'li vekiller de tepkiliydi.

Şırnak Uludere'de 35 kişinin yaşamını yitirdiği saldırı sonrasında Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Hüseyin Çelik, "Bir hata bir kusur, bir yanlış, bir eksiklik varsa bu örtbas edilmeyecektir. Gereken neyse yapılacaktır" dedi.

Saldırıya Cumhuriyet Halk Partisi'nden de (CHP) tepki vardı. Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, Adıyaman Milletvekili Salih Fırat, Grup Başkanvekili Emine Ülker Tahran, Denizli Milletvekili İlhan Cihaner ve Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın açıklama yaptı.

Meclis'ten gelen açıklama ve yorumlar şöyle:

Hüseyin Çelik: Kusur varsa, gereği yapılacak

"Hakkâri'nin Uludere ilçesinin Ortasu köyü ile Haftanin bölgesi arasında bir yerde, bir grup terörist zannedilerek Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Hava Kuvvetleri tarafından oraya bir saldırı düzenlemiştir. 35 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Ailelerine Allah'tan rahmet diliyorum."

"Heronların yaptıkları tespitlere dayanılarak yapılan malum bir operasyon vardır. Şırnak valiliğinden ve devlet görevlilerinden aldığımız bilgilere göre bu insanların sigara kaçakçılığı ile uğraşan insanlar olduğu bilgisi vardır. Bu aşamada çok ileri ifadeler kullanılması belki doğru olmayacaktır. Yapılan bir hata varsa, yanlış varsa, kusur varsa, hukuk devleti mantığı içerisinde bu tespit edilecektir ve şüphesiz ki bunun gereği neyse bu yapılacaktır."

"Ama bu insanların terörist olmadıkları, kaçakçılık yaptıkları tespit edilmiştir. Bu insanların yüzde yüz kaçakçılık yaptıkları tespit edilse bile bu insanların bombalanmaları gerekmiyor. Çok maksadını aşan ifadeler kullananlar var. Onları kendi beyanlarıyla baş başa bırakıyoruz."

"Bunların içinde korucu çocuğu, bir gazi çocuğu vardır. Olay üzücü bir olaydır. Buradaki adli soruşturmanın bitmesini beklemek gerekir. Partimiz adına üzüntülerimizi ifade ediyoruz. Bir hata bir kusur, bir yanlış, bir eksiklik varsa bu örtbas edilmeyecektir. Gereken neyse yapılacaktır."

"Burada bir kasıt söz konusu değildir. Bunu 33 kurşuna benzetenler çok art niyetli ve ideolojik olarak bakıyorlar. Yapılan araştırmalar, incelemeler işin gerçek mahiyetini ortaya koyacaktır. Sizler de bizlerde son sözlerimizi o zaman söyleyeceğiz."

"Terörle mücadele devam edecektir, umarım bir daha böyle bir olayla karşılaşmayız. BDP'nin yas ilan etmesini anlıyorum. Bu demokratik bir haktır. Ancak insanları sokağa şiddete dökmeye tahrik ederseniz, başka insanların da canının yanması anlamına geliyor. Ben kimsenin böyle bir sadizm içerisinde olacağını düşünmüyorum."

Hüseyin Aygün: Türkiye resmen cinnet dönemine girdi

"Sınır ötesi harekâtların ülkeye ne kadar yararlı olduğu konuşulmalı. Türkiye'nin son aylarda resmen cinnet dönemine girdi. Gazeteciler, avukatlar artık 30'ar, 40'ar tutuklanmaya başlandı. Tutuklanan gazeteci sayısı 99'u buldu."

"Bu nasıl bir istihbarat ki orada mazot kaçakçılığıyla geçindiği yıllardır bilinen köylüler, bir anda PKK'lı oluyor ve bombardımanla öldürülüyor? Bu istihbaratı sorgulamak gerekiyor. Tezkerenin de sorgulanması gerekiyor. Sınır ötesi harekâtların ülkeye ne kadar yararlı olduğu konuşulmalı. Genelkurmay'ın açıklamasını biraz 'kurunun yanında yaş da yanıyor' gibi algıladım. Çok üzüldüm."

Salih Fırat: "Belli ki insanların imha edilmesi amaçlanmış"


"İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in, 'PKK'lı' diyerek herkesi hedef gösterdi. Burada istihbarat net olarak değerlendirilip, objektif sonuca gidilememiş. Orada askerin karşısında silahlı bir güç yok. Belli ki 'orada canlı ne varsa öldürülsün' diye yapılmış. İnsanların imha edilmesi amaçlanmış."

Emine Ülker Tahran: Rahatsız edici

"Resmi açıklamanın detaylarını bilmiyorum, ancak tabii ki sivillerin böyle bir terörle mücadele ortamında zarar görmesi son derece rahatsız edici. Bununla ilgili bir resmi açıklamayı görmek istiyorum. Arkadaşlarımızın bu konuda detaylı bir araştırması oldu, bu konuda bir açıklama yapacaklar, kendileriyle görüşeceğim, onların bilgi vermesini daha uygun buluyorum şu arada."

İlhan Cihaner: Genelkurmay Başkanı görevden ayrılmalıdır

"Ölenlerin önemli bir kısmının 13-15 yaş arası çocuklar olduğu söylendi. Bunu ancak iktidarın terörle mücadele adı altında yaptığı yanlışlara bağlayabiliriz. Tam olarak sivil-terörist ayırımı yapılmadan ateş edilemez. Yaklaşık iki hafta önce de Mardin'de iki köylü terörist sanılıp öldürülmüştü."

"Bu durumu askerin yaşadığı psikolojiye, yeni terörle mücadele konsepti adı altında yapılan yanlışlara bağlayabiliriz. Sorumluluk siyasidir. İlgili bakanlarındır. Başbakan, Milli Savunma Bakanı, İçişleri Bakanı ve Genelkurmay Başkanı görevden ayrılmalıdır. Kaçakçı olmaları da bir şeyi değiştirmez. Bazı internet sitelerinde olayı karartıcı haberler yer alıyor. Bu durum Başbakanın gazetelerin genel yayın yönetmenleri ile yaptığı toplantının sonucudur."

Gökhan Günaydın: Kimse bombalanarak öldürülmeyi hak etmez

"Bir ülkenin kendi sınırlarını korumasını ve iç güvenliğini garanti altına almasını anlayışla karşılamak lazım. Ancak istihbari faaliyetlerle, bu istihbari faaliyetler sonrası yapılacak operasyonları da dikkatli gerçekleştirmek lazım. Her ne kadar kaçakçılık işlemi yapan kişiler yasa dışı bir işlem içerisinde olmuş olsalar da hak ettikleri bombalanarak öldürülmek değildir.

Gülyazı ve Ortasu Köylüleri Anlatıyor

Bombardımandan kurtulan Hacı Encü yaşadıklarını, ''dur'' ihtarı yapılmadığını, Gülyazı ve Ortasu köylüleri sınır ticaretini, karakolla ilişkilerini, İHD ve MAZLUMDER ortak heyeti hastaneyi, otopsi koşullarını anlatıyorlar.

İnsan Hakları Derneği (İHD) ile İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) ortak heyeti Uludere'de 38 insanın öldürülmesini ''yargısız infaz'' olarak değerlendiriyor, olayın toplu bir katliam olduğu görüşüne vardıklarını söylüyor.

Diyarbakır İHD'den avukat Serdar Çelebi, Mardin İHD'den avukat Erdal Kuzu, avukat Hüzeyin Camgir, Siirt İHD'den Vefa Aydın, MAZLUMDER Genel Merkezi'nden avukat Sabahattin Çoban ile İHD Genel Merkez temsilcisi, Şırnak İHD'den avukat Cihan Güçlük'ün aralarında bulunduğu heyet ulusal ve uluslararası sivil toplum örgütlerini dayanışmaya çağırıyor, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi'nin bölgeye derhal heyet göndermesini bekliyor.

Heyet, 28 Aralık günü Gülyazı (Bujeh) ve Ortasu (Roboski) köylerinde yaptıkları görüşmeler sonucu hazırladıkları önizlenim raporunda Türk Medyasını da "resmi kurumların yaptığı açıklamalar dışında, katliama basın etiği çerçevesinde yaklaşması ve kamuoyuna gerçekleri aktarması'' çağrısı yapıyor.

Heyet hastanede

İHD Hakkari, Van, Siirt, Mardin, Diyarbakır şubeleriyle MAZLUMDER Diyarbakır ve her iki örgütün genel merkez üyelerinin yer aldığı heyet çarşamba günü saat 17.00 sularında Uludere'deydi.

Heyet üyeleri Uludere Devlet Hastanesinde cenazelerin, başlarında aileleri, gruplar halinde gelişigüzel odalarda battaniyelere sarılı halde bekletildiğini söylüyor.

''Otopsinin yapılmakta olduğu yer hastanenin kalorifer kazanı odasının bitişiğinde bodrum kattaydı. Salonun bir kısmının çarşaflarla kapatılarak ikiye ayrılmıştı, otopsi perde arkasında yapılıyordu."

''Otopsi işlemlerine aileleri temsilen Şırnak Barosundan tek bir avukatın bulunmasına izin verildi. İki savcı işlemleri yürütüyordu. Saat 18.30 itibariyle sadece altı cenazenin otopsi işlemi tamamlanmıştı. ''

Köylüler anlatıyor

Heyet üyelerinin köylülerle görüşmelerinden aktardıkları şöyle:

Sıfır noktasında: Olay 28 Aralık, carsamba günü 21.20 sularında Gülyazı-Ortasu köylerine bir bir buçuk saat mesafede Türkiye-Irak sınırının sıfır noktasında meydana geldi.

12-28 yaşlarındaydılar: Uludere Hastanesi'nde 38 cenaze bulunuyor. Hayatlarını kaybedenler 38 kişinin yaşları 12 ila 28 arasında.

Bilgi dahilinde ticaret: Hayatlarını kaybedenler mazot ve gıda maddeleri üzerinden sınır ticaretiyle uğraşıyordu. Sınır ticareti yıllardır Karakolun bilgisi dahilinde yapılıyor. Özellikle son bir ayda karakol sınır ticaretine kolaylık ve müsamaha tanıyordu.

Karakol alaya taşındı: Ortasu köyünde bulunan Jandarma Karakolu 10 gün önce boşaltılarak Gülyazı Alayına taşındı.

Hacı Encü anlatıyor

Heyetin görüştüğü Hacı Encü 19 yaşında; Davut Encü (22) ve Şırnak Devlet Hastanesi'nde tedavi gören Servet Encü ile birlikte bombardımandan sağ kurtuldu.

Hacı Encü grupta evli iki kişi dışındakilerin lise ve ilköğretim öğrencileri olduğunu, henüz kimsenin kendisini ifade almak için çağırmadığını, olaydan sonra da hiç asker görmediğini anlatıyor.

Irak'a geçtik: 28 Aralık günü saat 16.00'da kırk elli kişilik bir grupla, yine bu sayıda katırla beraber sınırın Irak tarafına geçtik.

Karakol biliyordu: Karakola özellikle bir bilgilendirme yapmadık ancak gidip geldiğimizi zaten biliyorlardı. Amacımız şeker ve mazot getirmekti. Hatta giderken İnsansız Hava Aracının sesini dahi duyduk ancak sürekli gidip geldiğimiz için yolumuza devam ettik.

Köyün yaylasına döndük: Akşam 19.00'da katırları yükleyerek yola çıktık. Saat 21.00 gibi sınıra yaklaştık. Bizim köyün yaylasına vardık, yayla tam sınırdadır.

Önce top atışı: Orada önce aydınlatma fişeği ve akabinde de top-obüs atışı yapıldı. Biz yükümüzü sınırın diğer tarafında bıraktık.

Bombardıman başladı: Hemen ardından uçaklar geldi ve bombardıman başladı. İki gruptuk, öndeki grup ile arkadaki grup arasında 300-400 metre mesafe vardı, ilk top atışından hemen sonra uçak geldi, askerler bizim yaylayı tuttukları için, bu tarafa geçebileceğimiz başka yol yoktu, bu nedenle gruplar sıkışarak bir araya gelmek zorunda kaldı.

İkiye ayrıldık: Sonunda iki büyük grup olduk. İlk uçak bombardımanında sınırın sıfır noktasında bulunan yaklaşık 20 kişilik grup imha oldu; hemen geriye kaçmaya başladık. Kayalıklar arasında kalanların üzerine bomba yağmaya başladı. Benim de içinde bulunduğum grup altı kişiydi.

Kayalığa sığındık: Bu gruptan üç kişi kurtulduk, üzerimizde günlük sivil elbiselerimiz vardı, hiç kimsede silah yoktu, olay bir saat kadar sürdü, üç katırla beraber küçük bir deredeki suya girdik, bir saat bekledikten sonra bir kayalığın altına sığındık, arkadaşlarımızdan haber alamadık.

Köylüler geldi: Saat 23.00-23.30 gibi gelen ışıklardan ve seslerden köylülerin geldiğini anladık, köylüler feryat etmeye başlayınca askerler tuttukları yerlerden çekilerek yaylayı da boşalttılar, çok uzun zamandır bu işi yapıyoruz.

Heyetin tespitleri

Heyet hastanede gördükleri cesetlerin yanmış, iç organlarının dışarıda olduğunu, çoğunun kafatasının parçalandığını, vücut bütünlüklerinin parçalanmak suretiyle bozulduğunu raporda aktarıyor. Olayda, tahrip gücü çok yüksek, yakıcı nitelikte mühimmatın kullanıldığı notunu rapora düşüyor.

Heyetin görgü tanıkları ve köylülerle yaptıkları görüşmeler sonucu oluşturduğu tespitler şöyle:

Hepsi sivil: Olayda tamamı sivil olan insanlar öldü ve yaralandı.

''Dur'' ihtarı yok: Olay esnasında gruba ''dur'' ihtarı yapılmadı ve grup uyarılmadı. Gruptan hiçbir surette güvenlik güçlerine ateş açılmadı. Askerler de bireysel olarak ateş etmedi.

Herkes birbirini tanıyor: Olay yerinde bulunan güvenlik güçleri gruptakileri tanıyor, sınır ticareti nedeniyle yapılan bu gidiş ve gelişlerden haberdarlar.

Yol patika değil: Kullanılan yol patika yol değil, yol üstünde maden ocakları bulunuyor.

Resmi açıklamanın aksi: Resmi açıklamaların aksine olay yeri Sinat-Haftanin olarak adlandırılan bölgeye uzak. Olay sırasında, saldırıya uğrayan bir grup Türkiye tarafında, bir grup da Irak-Türkiye sınırının üstündeydi.

Askerler çekildi: Olaydan sonra hiçbir resmi kurum cenazeleri almak için girişimde bulunmadı. Askerler olay bölgesinden tamamen çekildi. Köylüler cenazeleri kendi imkanları ile Gülyazı köyüne getirdi.

Otopsi: Hastane koşulları otopsi işlemine elverişli değil. Cenazeler gelişigüzel odalara bırakıldı. Cenazeler akrabaları tarafından battaniyelere sarıldı. Hastane personeli yetersiz. Cenazeleri otopsiye ve ambulanslara aileler taşıdı.

Delillerin karartılma ihtimali: Cenazelerden otopsi sonucunda elde edilecek delillerin mevcut koşullar nedeniyle usulüne uygun şekilde alınması mümkün görünmüyor, bu nedenle delillerin karartılma ihtimali yüksek.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar PolitiKARS.com tarafından onaylanmamaktadır.