PKK lideri Abdullah Öcalan, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nden yaptığı yazılı açıklamayla "Barış ve Demokratik Toplum Süreci"ne ilişkin önemli mesajlar verdi.
Abdullah Öcalan, "Barış ve Demokratik Toplum Süreci" kapsamında tarihi bir çağrı daha yaptı.
Fırat Haber Ajansı (ANF), tarihi çağrının görüntüsünü yayınladı. İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'ndeki tutsaklar da tarihi çağrıda Abdullah Öcalan'ın yanında yer aldı.
PolitiKARS’ın derlediği bilgilere göre; Öcalan, silahlı mücadeleden demokratik siyasete geçişin tarihi bir adım olduğunu vurgulayarak, "Silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum" dedi.
ÖCALAN: "PKK'NİN ULUS DEVLET HEDEFİ MİADINI DOLDURDU"
Öcalan, 27 Şubat 2025 tarihli "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı"nı savunmaya devam ettiğini belirterek, PKK'nin 12. Fesih Kongresi'yle bu çağrıya olumlu yanıt verdiğini kaydetti.
"Varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir" ifadelerini kullanan Öcalan, bu adımın tarihi bir dönüşüm olduğunu vurguladı.
DEMOKRATİK TOPLUM MANİFESTOSU HAZIRLANDI
Öcalan, yaklaşık 50 yıllık mücadele sürecini değerlendirerek, "Demokratik Toplum Manifestosu" hazırladığını açıkladı.
Manifestonun sadece Kürt toplumu için değil, bölgesel ve küresel düzeyde önem taşıdığını belirten Öcalan, "Bu manifesto, tarihi manifesto geleneğinin başarılı bir örneğini teşkil ediyor" dedi.
SİLAHLARIN BIRAKILMASI VE TBMM SÜRECİ
Öcalan, silahların gönüllü olarak bırakılması ve TBMM bünyesinde kurulacak bir komisyonun bu süreci yönetmesi gerektiğini ifade etti.
"Yapılan silahlı mücadele aşamasından demokratik siyaset ve hukuk aşamasına gönüllüce geçiştir" diyen Öcalan, bu adımın bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olduğunun altını çizdi.
DEM PARTİ'YE ÇAĞRI
Meclis çatısı altında yer alan DEM Parti'nin ve diğer siyasi partilerin bu sürecin başarıya ulaşması için üzerine düşeni yapması gerektiğini belirten Öcalan, "Herkesin üzerine düşeni yapması, Barış ve Demokratik Toplum hedefine ulaşılması için kritik önem taşıyor" dedi.
"ÖZGÜRLÜĞÜMÜ BİREYSEL BİR SORUN OLARAK GÖRMEDİM"
Kendi özgürlük durumuna da değinen Öcalan, "Ben hiçbir zaman kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim. Felsefi olarak da kişi özgürlüğü toplumdan soyut olamaz" ifadelerini kullandı.
"TÜM KESİMLERİN KATKISINI BEKLİYORUM"
Öcalan, sürece yönelik eleştiri ve önerilerin kendisi için değerli olduğunu belirterek, "Bu tartışmalar tüm ülke, bölge ve küresel düzeyde yeni bir teorik programın oluşmasına katkı sunacaktır" dedi.
SON ÇAĞRI: "BARIŞ VE DEMOKRASİ İÇİN YÜKLENELİM"
Öcalan, açıklamasını şu sözlerle tamamladı: "Önümüzdeki döneme çağrım, kongre kararları ve bu yazıda dile getirdiğim görüşler doğrultusunda yüklenelim ve başarı temelinde gelişmeler sağlayalım. Daimi yoldaşça selam ve sevgiyle kalın."
19 HAZİRAN 2025 TARİHLİ MESAJ YANKI UYANDIRDI
Öcalan'ın bu tarihi çağrısı, siyasi çevrelerde ve kamuoyunda geniş yankı bulurken, barış sürecinin yeniden canlanmasına yönelik beklentileri artırdı.
Öcalan’dan TARİHİ ÇAĞRI.. Barış ve Demokratik Toplum Süreci Üzerine Yenilikçi MESAJLAR! pic.twitter.com/T2UwFivVMj
— Ali ihsan Alınak (@AliihsanAlinak) July 9, 2025
İşte, Öcalan'ın tarihi çağrısının tam metni..
“Değerli yoldaşlar
Komünalist yoldaşlık hareketimizin geldiği aşamayı, yaşadıkları somut durumu, sorun ve çözüm yollarına ilişkin kapsamlı bir mektupla tekraren de olsa açıklayıcı ve yaratıcı yanıtlar vermeyi, sizlere karşı etik bir görev saymaktayım.
27 Şubat 2025 tarihli Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nı savunmaya devam etmekteyim. Sizlerin PKK’nin 12. Fesih Kongresi’yle, buna kapsamlı oldukça doğru bir içerikle pozitif yanıt vermenizi tarihi bir karşılık olarak değerlendirmekteyim.
Gelinen nokta oldukça değerli ve tarihi nitelikte sayılmak durumundadır. Bu arada köprü ilişkide bulunan yoldaşların çabası aynı değerde ve takdire şayandır.
Tüm yaşanan gelişmeler sonunda tarihi bir dönüşüm sayılması gereken bir Demokratik Toplum Manifestosu hazırladım. Bu manifesto, yaklaşık 50 yıllık 'Kürdistan Devriminin Yolu’' manifestosunu başarıyla ikame edecek niteliktedir. Sadece Kürt tarihsel toplumu için değil, bölgesel ve küresel toplum için de tarihsel toplumsal bir içerik taşıdığına inanmaktayım. Tarihi manifesto geleneğinin başarılı bir örneğini teşkil ettiğinden kuşku duymamaktayım.
Tüm bu gelişmelerin İmralı’da gerçekleştirdiğim görüşmeler neticesinde yaşandığını açıkça belirtmek durumundayım. Görüşmelerin özgür irade temelinde yürütülmesine azami dikkat gösterilmiştir.
Varılan aşama, yeni adımlarla pratiğe geçmeyi gerekli kılmaktadır. Bu aşamanın ve gerekli adımların da tarihi nitelikte olduğunun önemle belirtilmesi, anlaşılması ve gereklerine bağlı kalınması, yol alınması açısından kaçınılmazdır.
Varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir. Varlık tanınmış, dolayısıyla ana amaç gerçekleşmiştir. Miadını doldurma bu anlamdadır. Gerisi aşırı tekrar ve açmaz olarak değerlendirilmiştir. Bu temelde kapsamlı eleştiri-öz eleştiri devam edecektir.
Siyaset boşluk tanımayacağına göre, boşluk, Barış ve Demokratik Toplum başlıklı program, 'demokratik siyaset' stratejisi ve temel taktik olarak bütüncül hukukla doldurulmak durumundadır. Tarihsel nitelikte ve kader belirleyici bir süreçten bahsediyoruz.
Sürecin geneli olarak silahların gönüllüce bırakılması ve TBMM’de yetkili ve kanunla kurulması düşünülen kapsamlı komisyon çalışması önemlidir. Kısır mantıklı, önce sen-ben kısırlığına düşmeden, adımların atılmasında dikkat ve hassasiyetin gösterilmesi şarttır. Atılan adımların boşa çıkmayacağını biliyorum. Samimiyeti görüyor ve güveniyorum.
Dolayısıyla daha da pratik ve somut kilit açıcı adımlara geçilmeye çalışılmaktadır. Benim tarafımdan ileri sürülen tezlerin belli başlı olanları şunlardır:
Herkesin üzerine düşeni yapması, Barış ve Demokratik Toplum hedefine ulaşılması, pozitif entegrasyonalist bir perspektifle mümkündür. Tüm anlatılanlardan çıkarılan sonuç; PKK ulus devletçi bir amaçtan vazgeçmiş, bu temel amaçtan vazgeçişle birlikte temel savaş stratejisinden de vazgeçmiş, varlığını sona erdirmiştir. Gelinen tarihi noktanın daha da ileriye götürülmesi beklenmektedir.
Gerek TBMM ve komisyon için anlam ifade edecek, gerek kamuoyundaki şüpheleri giderecek ve sözümüzün gereğini karşılayacak şekilde silahların bırakılmasını, ilgili çevre ve kamuoyuna açık olarak temin etmeniz doğal karşılanmalıdır. Silah bırakma mekanizmasının kurulması süreci ileri taşıyacaktır. Yapılan silahlı mücadele aşamasından demokratik siyaset ve hukuk aşamasına gönüllüce geçiştir. Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmek durumundadır. Silah bırakmaya ilişkin detaylar belirlenecek ve hızlıca hayata geçirilecektir.
Meclisin çatısı altında bulunan DEM, diğer partilerle birlikte bu sürecin başarıya ulaşması için üzerine düşeni yapacaktır.
Bu arada tüm karar metinlerinde vazgeçilmez bir şart olarak benim özgür kalma durumuma gelince; biliyorsunuz ki ben hiçbir zaman kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim. Felsefi olarak da kişi özgürlüğü toplumdan soyut olamaz. Birey özgürleştiği oranda toplum, toplum özgürleştiği oranda birey özgür olabilir. Bu eğilimin gereğine bağlı kalınacağı tabidir.
Silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum. Ve sizi de bu ilkeyi hayata geçirmeye çağırıyorum.
Son günlerde bölgede yaşanan gelişmeler, attığımız bu tarihi adımın önemini ve aciliyetini açıkça teyit ediyor.
Sürece yönelik her türlü eleştiri ve önerilerinizi, katkılarınızı dört gözle beklediğimi belirtmeliyim. Bu tartışmalar tüm ülke, bölge, küresel düzeyde bizleri, Demokratik Modernite Güçlerini yeni bir teorik program, stratejik ve taktik evreye ulaştıracağına, şimdiden bunun hazırlık çabası içinde olunduğuna dair çok iyimser ve hazır olduğumu, arzulu ve coşkulu olarak belirtirim.
Önümüzdeki döneme çağrım, kongre kararları ve en son bu yazıda dile getirdiğim görüş ve öneriler doğrultusunda yüklenelim ve başarı temelinde gelişmeler sağlayalım.
Daimi yoldaşça selam ve sevgiyle kalın.
19 Haziran 2025
Abdullah Öcalan"