Bozkuş Ses Tv'de

Ali ihsan ALINAK

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’e yakınlığı ile bilinen Ses Televizyonu’nun aktüel programı Başkanlar Konuşuyor’un bu haftaki konuğu Kars Belediye Başkanı Nevzat Bozkuş’tu. Başkanın gündemdeki konuları cevapladığı programdaki performansı tartışmalara sebep oldu.

Programın tanıtım kısmında yer alan Ani Antik Kenti’ni tanıtım bölümü eksik, hatalı ve taraflı bulundu. Özellikle programın sunucusu bayanın “ANi” yeri “ANI” demesi tarihi gerçekleri saptırma olarak algılandı. Ani Antik Kenti ile ilgili bilgileri yetersiz ve eksik olan bir vatandaşın otoriteymiş gibi gösterilmesi ise programın kalitesini yerlere serdi. Kadim Anadolu halklarının ortak değeri Ani’yi bu denli basite indirgemek; harabe yada ören yeri diyerek geçiştirmek bilimsellikten çok uzak bir tavırdı.

“CEK” ve “CAK” SOHBETİ

Soru ve cevap kurgusuyla devam eden programdaki en belirgin durum, Başkan Bozkuş’un kısa ve aydınlatıcı olmayan cevaplarıydı. Özellikle dikkate değer konu sürekli bir “Müdür” profilinin etkisinden çıkmayan durumuydu. Soruları geçiştiren tavrı gözden kaçmadı.

Altı aylık dönemi ile ilgili açıklamalarında; siyasi bir profil çizmek yerine, merkezden emir almayı yeğleyen bir “atanmış” profili çizmesi ilginçti.

“BORÇ” ÇOK “İCRAAT” YOK..!

İktidara geldiği günden beri 100 trilyonluk borcumuz var, hiç bir şey yapamayız diyen Başkan Bozkuş, program sırasında “baklayı ağzından” çıkardı. 85 trilyonu kamuya, 15 trilyonu piyasa ve personele borcumuz var diyen başkan, bundan sonraki prensibinin “kamuya borçlanarak iş yapmak” olduğunu söyledi.

Kars Belediyesi’ni küçülterek, üzerindeki yükleri atacağını söyleyen başkan; “100 trilyonu gerekirse 185 trilyon yaparız, ama devlete borçlanırız”; demesi hayretle karşılandı. İller Bankası kaynaklı kredilerin geri ödemesinin doğuracağı sonuçları idrak edilmemiş olsa gerek. Kendi ile çelişen bu beyanat farklı yorumlandı. Kars Belediyesinin Cumhuriyet tarihi boyunca süregelen borçlanmasının faturası ise “geçmiş dönemi karala” “yanına kâr kalsın” şeklinde algılanmış oldu. Çamur at izi kalsın anlayışı siyasi ve insani etikle bağdaşır bir davranış değildir. Genel algı “benden sonrakinin vay haline” dercesineydi.

Öncelikler sıralanırken, sayın Bozkuş’un altyapıyı gündeme getirmesi dikkate değerdir. Bilindiği üzere kentler yaşayan en büyük organizmalardır. Kent ile uğraşan insanların öncelikli belirlemeleri o kenti yaşatacak uzun vadeli öngörülerini hayata geçirecek iradeye de sahip olmalarıdır. İrade sahibi olmayanların bağımlı kişilikleri kentin önündeki en büyük engellerdir.

ARPALIK İHALELER

Belediye Başkanı Nevzat Bozkuş; kentle ilgili en acil çözülmesi gereken işleri sıralarken; su, kanalizasyon, gecekondu önleme (kentsel dönüşüm) ve kültür turizmi üzerinde ağırlıklı olarak durdu.

Kentin su ihtiyacını sağlamak üzere tasarlanan ve bitirilen Selim Bayburt Barajı’ndan Kars’a su veren şebekenin  yapımı ve kent içi şebekenin yenilenmesi çalışmalarının başladığını söyledi. Kanalizasyonun yetersizliğini dile getirirken; bu iki dev projenin ilkini İller Bankası’na borçlanarak, diğerini yani kanalizasyon şebeke yenilemesini de Avrupa Birliği (AB) Yardım Fonu’ndan kredi alarak yapacağını söyledi. İller Bankası kredi verirken o beldenin tüm gelirlerini ipotek altına alarak kredi verir ve borçlandırır. Bu gerçeklikle belediyelerin çoğu, gelirlerinin kesintiye uğraması sonucu iş yapamaz ve maaş ödeyemez hale gelirler.

“Denize düşen yılana sarılır” misali çaresiz kalan Bozkuş, Kars’ı ve geleceğimizi İller Bankası’nın kucağına itmektedir. “Tüyü bitmemiş yetimin hakkı”nı yedirmem naraları atmanın ne kadar anlamsızlaştığı ise ayrı bir konudur.

Asıl kaygı verici durum ise, 100 trilyonlarla ifade edilmeye başlanan projelerin hangi yandaş gruplara ihale edileceğidir. Rant yaratma gayreti olarak algılanan bu durum hazin sonuçlar doğuracaktır. İktidarız ve bize kesinti uygulamazlar tavrı gerçekçi değildir.

KARS’IN ÜZERİNDEKİ ÖLÜ TOPRAĞI

Küresel krizin derinlik kazandığı bir süreçte  “ölü”den farksız bir ruh haline bürünen Kars’ın durumu içler acısı.

Çaresiz kalmış bir bedenin kendini tüketmesi gibi çırpınıyor. Haykırışlarını duyuramayan Kars çaresiz…

29 Mart sonrası Bozkuş dönemi aslında değişim ve dönüşüm olması gerekirken; aksine tükeniş olarak algılanmaya başlandı.  

Kısaca özetlersek daha nesnel davranmış oluruz. 1923 yılında Cumhuriyet’in ilanı ile belediyecilik ile tanışan Kars aynı zamanda modern yaşam alanları içerisinde dikkate değer bir saygınlık kazanmış ve yer edinmiştir. Kadim Anadolu halkalarının yaşadığı ve miras anlamında referans gösterdikleri bu kent, üzerindeki ölümcül kefeni son süreçte yırtmanın gayretine şahit olmuştu.

Evet,

Sınırdaydık,

Yoksulduk… ama çaresiz hiç değildik.

Dert bizde derman ellerimizdeydi…

Geleceğimizi mahvedecek siyasi tercihlerimizi yaparken bile umudumuzu hiçbir zaman yitirmedik.

…. Nevzat Bozkuş iktidara gelirken benzer kaygıları ve umutları her Karslı gibi yaşadık. Şimdi ne olacak? sorusu ve beklentisi içinde iken, peşi sıra gelen icraatlar kaygı verici bir hal aldı. Kadrolaşma adı altında ciddi bir tasfiye harekatı başlatıldı. İktidar tarafından maaşları ödetilmeyen personel teslim alınarak, farklı tercihlere zorlandı. Yıldırma ve sindirme politikası ile işten çıkarmalar başlatıldı.

Belediyenin kontrolünde bulunan yada desteklenen; Beltaş Beton, Kars Ekmek, Kent Konseyi, Kadın Merkezi, Kars Sanat Merkezi, Karsspor Kulübü gibi alanlar terk edilip tasfiye edildiler. İhtiyaç fazlası gibi gösterilen bu kurumların kentteki faaliyetleri aranır oldu.

Kurumlardan elini çeken belediye, devamında kültürel etkinlikleri bütçe gerekçesi ile rafa kaldırdı. Kafkas Kültürleri Festivali, Altın Kaz Film Festivali gibi uluslar arası marka haline dönüşen ve kentin can simidi etkinlikler yok edildi.

Türkiye’de ve uluslararası kamuoyunda ciddi prestij olarak algılanan “Marka Kent” yaratılmak istenirken, ölümüne sebep olundu.  Cazibesini yitiren Kars en kısa sürede ciddi göçlerin yaşanacağı bir yer olmaktan kurtulamaz.

…. Başkanlar Konuşuyor’un konuğu Kars Belediye Başkanı Nevzat Bozkuş’tu. Başkanın gündemdeki konuları cevapladığı programdaki performansı düşük olduğu gibi tartışmalara sebep oldu. Sorulmayan ama sorulması gerekenleri biz soralım dedik.

03.10.2009