Aynı Köyden Beş Asker İntiharı Olur mu

Mardin'in Nusaybin ilçesinde askerlik yapan Nesim Tarhan, 'intihar ettiği' iddia edildi.

Mardin Nusaybin'de askerlik yapan Nesim Tarhan'ın intihar ettiği iddiasına babası Salih Tarhan inanmıyor. BDP Ağrı il başkanı Aksoy "aynı köyden askere giden beş gencin cenazeleri intihar etti denilerek ailelerine verildi" dedi.

Mardin'in Nusaybin ilçesinde askerlik yapan Nesim Tarhan, "intihar ettiği" iddia edildi. Tarhan'ın babası Salih Tarhan, oğlunun intihar etmediğini öldürüldüğünü savundu.

Nesim Tarhan'ın cenaze törenin de açıklama yapan Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Ağrı il başkanı Halil Aksoy "aynı köyden askere giden 5 genç intihar etti denilerek ailelerine verildiğini" ifade etti.

Dicle Haber Ajansı'nın (DİHA) haberine göre; TSK içerisinde şüpheli asker ölümlerinden biri de Mardin'in Nusaybin ilçesinde yaşandı. Askeri yetkililer, Nusaybin İlçe jandarma komutanlığı piyade Bölüğü'nde askerlik yapan, Doğubayazıt'ın bardaklı köyü nüfusuna kayıtlı Nesim Tarhan isimli erin ailesini arayarak, oğullarının intihar ettiğini iddia ettiler.

Babası Mehmet Salih Tarhan, "Biz kesinlikle oğlumuzun intihar ettiğine inanmıyoruz. Gece oğlumuzla konuştuk. Gayet normal bir hali vardı. Herhangi bir sorunu yoktu biz çocuğumuzun öldürüldüğünü düşünüyoruz" dedi.

Nesim Tarhan'ın cenaze töreninde açıklama yapan BDP ağrı il başkanı Halil Aksoy; her gün bir kışladan Kürt çocuklarının ölüm haberlerinin geldiğini, devletin ve hükümetin bu duruma cevap veremediğini ifade etti.

Aynı köyden askere giden beş gencin intihar etti denilerek cenazesinin ailesine verildiğine dikkat çeken Aksoy, intihar gerekçelerinin inandırıcı olmadığını söyledi.

İHD: 10 yılda 815 şüpheli asker ölümü

İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) 1991-2009 zaman aralığını kapsayan, TSK bünyesinde meydana gelen şüpheli asker ölümleri raporunda; 1991 ve 2001 yılları arasın da TSK içinde 815 şüpheli asker ölümleri yaşanmış, 433 şüpheli intihar girişimi yaralanmalarla sonuçlanmış. 2000 ile 2009 yılları arasında jandarma içerisinde 401 şüpheli ölüm gerçekleşti. Askeri sınıflandırmaya göre; 20 yılda 2 tabur ya da 15-18 bölük askerin "intihar ve şüpheli ölüm sonucu yaşamını yitirdiği ortaya çıkıyor".

Ordu içerisindeki Şüpheli ölümlerin gerekçeleri TSK listelerinde "eğitim zayiatı" olarak yer alırken, asker ailelerine "kaza kurşunu", "intihar etme", "yüksekten düşme", "elektrik ve yıldırım çarpması sonucu", "yılan sokma", "kalp krizi", şeklinde ailelerin inanmadığı ve tepki göstermelerine neden olan gerekçeler öne sürülüyor.

Raporda, şüpheli asker ölümleri ve asker intiharlarında Türkiye'nin dünyada birinci sırada yer almasına rağmen; şimdiye kadar hükümet'ten ve TSK'den ciddi bir açıklama yapılmamıştır.

Başka Bir Asker İntihar Haberi..

Bir günlük asker nasıl intihar eder?

Er G.B., Bilecik'teki bölüğüne teslim olduğu gün intihara teşebbüs etti. Ailesinin iddiasına göre, intihar teşebbüsü üzerine psikoloğa gönderilmek yerine yatağa bağlandı. Ertesi gün tuvalete gideceğim diyerek, ellerini çözdürdü ve tuvalet penceresinden atlayarak intihar etti. Bilirkişi, "Komutanlar kusurlu" raporunu hazırladı. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, aileye tazminat ödenmesine karar verdi. İçişleri Bakanlığı, tazminatı komutanlara rücu etti ama Yargıtay "Psikolojisi bozuk olanı askere alan idare sorumludur" kararını vererek, topu Bakanlığa attı.

Sadece beş yılda 408 askerin intihar etti, ailelerin açtığı davaların bazılarında tazminata mahkum olan İçişleri Bakanlığı bu kez "Tazminatı eri intihar eden komutan ödesin" diyerek, mahkemeye başvurdu. Mahkemeden çıkan tazminat kararı Yargıtay'da bozuldu. Yargıtay, "Askerliğe elverişli olmayanı askere almayın" dedi.

Milli Savunma Bakanlığı'nın verilerine göre son beş yılda 408 asker intihar etti. İntiharlar ile ilgili çok sayıda dava Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nde "İdarenin kusuru yoktur" diye kapatıldı. Ancak iki hafta önce sivil Yargıtay değişik bir karara imza attı ve psikolojisi bozuk eri askere aldığı gerekçesiyle devleti sorumlu tuttu. Yargıtay'a taşınan dava şöyle gelişti:

ÖNCE İNTİHAR TEŞEBBÜSÜ

G.B., 10 Aralık 2003 günü askere alındı. Bilecik İl Jandarma Komutanlığı'na teslim oldu. Aynı gün birlikteki pencereden kendini atmak isteyerek, intihar girişiminde bulundu. Komutanları G.B.'yi Birlik Psikoloğuna gönderdi. Psikolog, Eskişehir Hava Hastanesi Psikiyatri Kiliniğine sevkini yaptı. Ancak durumun acil görülmemesi nedeniyle sevk tarihi 6 gün sonraya, 16 Aralık'a verildi. Komutanları, G.B.'yi iki ere teslim etti, tüm gün başında beklemeleri ve dinlemelerini istedi. G.B., bir odada tutuldu. Askerlerin ve komutanların ifadelerine göre, G.B., askere gelmeden önce kız arkadaşından ayrılmıştı, sivilde işsizdi. "Onu kazanamadan kaybettim" demişti.

BİR GÜN SONRA İNTİHAR

Ertesi gün tutulduğu odadan tuvalete gitmek için izin istedi. 5. katta tutuluyordu. Tuvaletin penceresini açıp, kendini aşağı attı. Yaşamını yitirdiği tespit edildi. Ailesine haber verildi. Ailesi ise çocuklarının psikolojik sorunu olmadığını söyledi. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'ne tazminat davası açtı. Baba F.B., "Herhangi bir yakınması yoktu. Askere gitmeden önce herhangi bir rahatsızlık geçirmemişti, psikolojik veya başka rahatsızlığı yoktu" diyerek, tazminat istedi.

YATAĞA BAĞLANDI MI?

Aile ifadesinde ilginç bir iddiayı da gündeme getirdi. Baba F.B., "Bölük Komutanı, beni telefonla aradığında 'oğlun camdan atlamadan önce onu üç kişinin yardımıyla yatağa bağlatmıştım' dediğini iddia etti. Anne S.B. de "Oğlumla akşam 20:40 civarında görüştüğümüzde her şeyin iyi olduğnu ifade etti. Oğlumun bölük Komutanı T.Y., telefonda 'oğlunuzu üç kişinin yardımıyla yatağa bağlatmıştım' demişti. Oğlumun iki günde nasıl bu hale geldiğini bilmiyorum" dedi. Bölük komutanları ise eri yatağa bağladıkları iddialarını reddetti.

BİLİRKİŞİ: İNTİHAR ÖNLENEBİLİRDİ

İntihar davasında bilirkişi görevlendirdi. Bilirkişi raporunda, "Müteveffa hastaneye acil olarak sevk edilmiş olsaydı, 16 Aralık tarihindeki sevk gününe kalmayacak, bölüğüne hemen geri dönmeyecek ve bu intihar olayı meydana gelmeyecekti" ifadelerine yer verdi. Bilirkişi, sevkin hemen sağlanmadığı gerekçesiyle komutanların kusurlu olduğu raporunu düzenledi.

TAZMİNAT ÖDENDİ

Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Dairesi, G.B.'nin ailesine 7 bin lira tazminat ödenmesine hükmetti. AYİM, "Askerin sevk edildiği revirde 'uyum bozukluğu' tanısıyla Eskişehir Hava Hastanesi'ne sevkine kararı erildiği halde hastaneye gönderilmeyip eğitime çıkartılması, birlik içerisinde sürekli gözetim ve denetim altında tutulmaması karşısında idare ajanlarının hizmet kusuru bulunmaktadır" kararını verdi.

İÇİŞLERİ: KOMUTANLARI ÖDESİN

Tazminat İçişleri Bakanlığınca ödendi. İçişleri Bakanlığı, daha sonra tazminatı ödemeleri için üç Bölük Komutanına dava açtı. Davaya bakan Bilecik Asliye Hukuk Mahkemesi, "Komutanları G.B.'yi acil olarak hastaneye sevk etmeleri gerekirken, sevk etmemeleri nedeniyle kusurlu olduğuna" karar verdi. Komutanlar kararı temyiz edince, dava Yargıtay'a taşındı.

YARGITAY: KUSUR TSK'NIN

Davanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 4. Hukuk Dairesi ise intihar olayından komutanların tek başına sorumlu tutulamayacağını belirterek, kararı bozdu. Daire, "Olayın meydana geliş biçimi ve zamanı ölen erin psikolojik olarak askerlik yapmaya elverişli olmadığnı göstermektedir. Bu durumdaki bir kişinin askere alınması idarenin hizmet kusurunu oluşturur" kararını verdi.

Haberleri