Şırnak'ın Cizre ilçesine bağlı Kuştepe köyünde 90'lı yıllarda Hizbullah ve Jitem denetiminde olan köyde yapılan 3 ayrı yerdeki kazılarda kemiklerin bulunması sonrasında gözler, yıllarca Belediye Başkanı olarak Cizre'yi yöneten Korucubaşı Kamil Atak'a çevrildi.
1986 yılında iki çobanı öldüren ve ikisini yaralayan Kamil Atak hakkında hiçbir işlem yapılmadı. 1987 yılında sıradan bir aile iken evine misafir ettiği 7 PKK’linin yemeklerine zehir katarak öldüren Kamil Atak, cenazeleri askere teslim ederek korucubaşılıkla "ödüllendirildi".
Bölgede "Kamo" diye bilinirken, bu katliamından sonra "Kamil Ağa" olarak anılır oldu.
Cizre Tank Taburu yakınında kendisi ile ailesine arazi ve ev tahsis edildi. Jitem komutanlarından Yüzbaşı Cem Ersever tarafından korucubaşı yapıldı. Ergenekon soruşturmasında ismi geçen Binbaşı Cemal Temizöz sayesinde de 1994 yılında Jitem'in baskısıyla Cizre'de köyler başta olmak üzere birçok bölgede açık oy kullandırılarak Belediye Başkanı yapıldı.
Korucubaşı Kamil Atak, Van Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 2 çobanın öldürülmesi davasında gıyabında aranmasına ve ilkokul diploması olmamasına rağmen 5 yıl boyunca Cizre'de Belediye Başkanlığı yaptı.
ÇOBANLARI ÖLDÜRDÜ
Kamil Atak ve ailesi, 1980'lerin sonlarına kadar kışın köylerde yerleşik, yazın ise Çatak, Başkale, Beytüşşebap, Uludere yaylalarına hayvanlarını götürüp otlatan göçebe bir aileydi.
8 Temmuz 1986 tarihinde Bölgede yer alan Çatak-Başkale yaylasında hayvan otlatırken Agit Güllü ve Halil Tınıç adlı çobanlar öldürüldü. Süleyman Güçlü ve İbrahim Tınıç adlı iki çoban da ağır yaralandı.
Yapılan soruşturma çerçevesinde Mehmet Akdeniz, Faris Page ve Abdülkerim Pilge adlı kişiler 14 Temmuz 1986'da tutuklandı. Soruşturma devam ederken, 11 Kasım 1986 tarihinde de cinayeti işledikleri iddiasıyla Kamil Atak ve Abdulcebbar Özkan hakkında da gıyabi tutuklama kararı çıkarıldı.
Dava Van Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Kamil Atak'ın da aralarında bulunduğu sanıklar hakkında, "Birden fazla kişiyi öldürmek", "Öldürmeye tam teşebbüs", "Hürriyeti tehdit" ve "6136 Sayılı Yasaya Muhalefet'ten" dava açıldı.
Olayın tanıkları dava sürecinde Kamil Atak'ın Agit Güllü ve Halil Tınıç adlı çobanları öldürenler arasında bulunduğunu belirttiler.
Dava sonunda sanıklar Mehmet Akdeniz, Abdülkerim Pilge ile Faris Page, çobanlar Agit Güllü ve Halil Tınıç'ı öldürmekten müebbet hapis cezasına, Süleyman Güçlü ve İbrahim Tınıç adlı çobanları öldürmeye teşebbüsten de 12'şer yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı. Sanıklar ayrıca, ruhsatsız silah bulundurdukları gerekçesiyle de "6136 Sayılı Yasaya Muhalefet'ten" 4 yıl 2 ay hapisle cezalandırıldı.
Mahkeme heyeti, firari sanıklardan Kamil Atak ve Abdülcabbar Özkan hakkında da davanın tefrikine (ayrılmasına) ve gıyabi tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
EVİNE DAVET ETTİĞİ PKK'LIYI ZEHİRLEDİ
Hakkında gıyabi tutuklama kararı bulunmasına rağmen Kamil Atak hiç hakim karşısına çıkmadı. Cizre'ye bağlı Hisar (Heblêr) köyüne bağlı Kukit mezrasında 1987 yılına kadar ikamet eden Atak, 1987 yılı ortalarında evine davet ettiği 7 PKK’liyi zehirleyerek öldürdükten sonra, cenazelerini askeri yetkililere teslim etti.
Kamil Atak, "mükafat" olarak o dönemde Şırnak bölgesinde bulunan Jitem komutanlarından Cem Ersever'le tanıştırılarak korucubaşı yapıldı. Korucu ailesine ve yakınlarına korucu kadrosu verildi, maaş tahsis edildi.
Ailesine arsa ve ev yapımı için yardımda bulunuldu. Ailesini de alarak Cizre Tank Taburu yakınlarında yapılan evlere yerleştirildi.
Cizre ve Şırnak bölgesinde "Kamo" diye bilinen Kamil Atak, daha sonra "Kamil Ağa" diye anılır oldu.
SAHTE BELGEYLE İLKOKUL DİPLOMASI ALDI
İki çobanın öldürülmesi olayında gıyabında arandığı dönemlerde de ilkokul mezunu olmamasına rağmen, belediye başkanlığı mazbatasını aldı.
Korucubaşı Atak, 27 Mart 1994 yerel seçimler öncesi, DYP'den adaylığını koydu. Seçimlerden bir ay önce Silopi İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne başvurdu. İlkokulu bitirdiğini, ancak belgesi olmadığını açıkladı. Ve ilkokulu okuduğuna dair iki tanık gösterdi.
Abdullah Aşkın ile adı belgede okunmayan iki tanık, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne gelerek, Kamil Atak'ı Üçağaç köyü ilköğretim okulunda okurken gördüklerine dair şöyle bir ifade verdiler:
"Yukarıda kimliği yazılı bulunan Kamil Atak'ın 1969-70 öğretim yılında Üçağaç Köyü İlköğretim Okulu'nun birinci sınıfına devam ettiğini ve bu okuldan mezun olduğunu biliriz. Bu husustaki vicdani ve kanunu sorumluluğu anlamış olarak tanıklıkta bulunduğumuzu ve ifademizin aksi sabit olduğu taktirde hakkımızda her türlü kanuni kovuşturmada bulunulmasına şimdiden muvaffakat ayrıca bildiririz."
Tanıkların bu ifadeleri ile Kamil Atak'ın ilkokul mezunu olduğu İlçe Milli Eğitim Müdürü Şube Şefi Sait Taş ve Şube Müdürü tarafından da onaylandı.
OKUL YOK AMA YİNE MEZUNİYET BELGESİ VERDİLER
İlçe Milli Eğitim Müdürü Sait Taş, Atak'ın ilkokulu mezunu olduğuna dair onayladığı ve İlçe Seçim Kurulu'na gönderdiği belgeye şunları yazdı:
"1969-70 yılında Üçağaç Köyü İlkokulu'nda yaptığı öğrenimini tanıkla ispat etmek isteyen Kamil Atak'ın, sözü geçen okulun o zaman kayıtlarının olmadığı sebebiyle yok olduğu anlaşıldığından ve gösterilen tanıklar birer birer dinlenerek konu edilen öğrenim durumunu yakinen bildiklerine ve sıhhatle ifade ettiklerine kanaat getirildikten sonra bu belge Şubat 1994 tarihinde kendisine verildi."
Atak, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nden aldığı belge ile seçimden bir ay önce Silopi İlçe Seçim Kurulu'na başvurdu.
Cizre'de 1994 yılında görevli bulunan Ergenekon soruşturmasında ismi geçen Binbaşı Cemal Temizöz sayesinde Kamil Atak, 27 Mart 1994 tarihinde yapılan seçimlerde Cizre Belediye Başkanı seçildi.
Köyler başta olmak üzere birçok seçim bölgesinde oylar açık yapıldı ve Kamil Atak'ın başkan seçilmesi sağlandı.
Kamil Atak'ın 1969-70 yılında Üçağaç İlkokulu'nda birlikte eğitim gördüklerini iddia eden iki tanığın ise okuma yazma bilmedikleri daha sonra ortaya çıktı.
"ATAĞ" OLAN SOYADINI "ATAK" YAPTI
Önceden "Atağ" olan soyadını resmi yazışmalarda "Atak" olarak kullanmaya başlayan Kamil Atak, 5 yıl boyunca yönettiği Cizre Belediye Başkanlığı döneminde DYP'den ayrıldı ve sırasıyla RP, ANAP ve MHP ile işbirliği içine girdi.
1999 yılında yapılan yerel seçimlerde tekrar aday oldu. Cizre'de seçimde rakibi Emin Dindar'ın akşam saatlerinde ilk açılan sandıklarda önde olduğunun öğrenilmesi ardından, yüzlerce oy sandığı aynı akşam çalındı.
Seçim sabahı Kamil Atak kutlama yaparak Belediye Başkanlığını ilan etti. Ancak Cizre'liler bunu protesto etmek için yürüyüşe geçti ve gösterileri günlerce sürdü.
Korucubaşı Kamil Atak'ın iki çobanın öldürülmesi suçundan yıllardır arandığının ortaya çıkması haberleri seçimlerin ardından basına yansıdı. Kamil Atak çareyi Cizre'den kaçmakta buldu.
Haziran 1999 tarihinde Ankara'ya giderek politikacılar ve askeri yetkililer nezdinde hakkında açılan davadan kurtulmak için girişimlerde bulundu.
Uçakla Ankara'dan Van'a gelerek savcılığa teslim oldu. Hakkındaki gıyabi tutuklama kararı vicahiye çevrilerek Van Kapalı Cezaevi'ne konuldu.
Van Ağır Ceza Mahkemesi'nde 1998-196 nolu dosyada iki çobanın öldürülmesi ve ikisinin yaralanması olayına ilişkin 2 Ağustos 1999 tarihinde hakim karşısına çıktı.
Kamil Atak aleyhine önceden ifade veren tanıklar, bu duruşmada ifadeleri geri çekti ve Atak tahliye edildi.
Kamil Atak'ın ilkokul mezunu olmadığı gerekçesiyle belediye başkanı olamayacağı kesinleşince Belediye Başkanlığı geçersiz sayıldı ve Cizre'de seçimler yenilendi.
KEMİKLERLE YÜZLEŞMEYİ BEKLİYOR
Korucubaşı Atak bu tarihten sonra Irak üzerinden yapılan akaryakıt ticaretine el attı ailece. En son olarak Beytüşşebap Beşağaç köyünde 29 Eylül 2007 tarihinde bir minibüsün taranarak 13 köylünün katledilmesi sonrasında köye gelen basın mensuplarının karşısına çıktı. Ve 13 köylünün öldürülmesi olayının faili olarak PKK'yi gösterdi diğer korucubaşları Hazım Babat ve Tahir Adıyaman ile birlikte.
Jitem ve Hizbullah'a kucak açan ve yıllarca Cizre'de terör estiren Korucubaşı Kamil Atak, Kuştepe köyünde yapılan kazıların ardından, 1986-87 yılları ve sonrasında katlettiği insanların kemikleriyle yeniden yüzleşmeyi bekliyor.