BDP'li Mahmut Alınak, Başbakan Erdoğan'ın Erbil ziyaretinin oy kazanmak amaçlı olduğunu söyleyerek bunun bazı Türkiye'li Kürtler üzerindeki etkisinin pozitif olacağını belirtti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün (29 Mart) Kuzey Irak'ın başkenti Erbil'i ziyaret etmesinin Kürtler için ne ifade ettğini eski milletvekili Barış ve Demokrasi Partisi'nden (BDP) Mahmut Alınak ile konuştuk.
Alınak, Başbakan Erdoğan'ın bölgeye seçmen kazanmak için gittiğini, bu ziyaretin bazı Türkiyeli Kürtler tarafından olumlu karşılanacağını söyledi.
"Barzani Erdoğan'ı överek Kürtlerin bilincini çarpıtıyor. Kürtler şöyle düşünüyor; " Erdoğan Kürt bölgesine gitti, liderle görüştü ve seçim için destek aldı". Bu durum bazı Kürtleri, Erdoğan'ın lehine etkileyecektir."
Konuşmadan satır başları şöyle:
* Mesud Barzani'nin Erdoğan'ı öven sözleri beni şaşırtmasa da çok kötü etkiledi. Kürt ve Türk halkının özgürlükleriyle ilgili derdi olmayan Erdoğan orada kırımızı halılarla karşılandı.
"Barzani Kürtlerin bilincini çarpıtıyor"
* 2007'de milletvekili adayı olduğum dönem bölgeyi gezdiğimde, bazı Türkiyeli Kürtler neden Erdoğan'a oy vermek istediklerini şöyle izah ediyordu: "Bakın Barzani bile Erdoğan'a oy verin diyor"
* Bu ziyaretinde de Erdoğan'ın birşey talep etmesine gerek kalmadan Barzani seçim desteğini açıkladı.
* Barzani Erdoğan'ı överek Kürtlerin bilincini çarpıtıyor. Kürtler şöyle düşünüyor; " Erdoğan Kürt bölgesine gitti, liderle görüştü ve seçim için destek aldı". Bu durum bazı Kürtleri, Erdoğan'ın lehine etkileyecektir.
"Ziyaretin siyasi boyutu ön planda"
* Ben olaya sınıfsal bakıyorum. Ülkelerin zenginlikleri halklara ait olmalıdır. Barzani ve oraya giden Kürt, Türk müteahhitler bölgedeki halkı emiyor.
* Kuzey Irak çift taraflı sömürge durumunda. Siyasi olarak Bağdat hükümetine bağlı, ekonomik olarak da Türkiye'nin sömürgesi durumunda. Sakızını, çikolatasını bile Türkiye'den alıyor. Ama bu görüşmenin siyasi boyutu ekonomik boyutundan yine de daha önemlidir.
* Demokrat, sosyalist Kürtler kendi işbirlikçilerine karşı nasıl davranmaları gerektiği üzerine bundan ders çıkarmalıdır. Halklar kendi egemenlerinden kurtulamadıkları sürece, kendileri için bir kurtuluş yoktur.