1. HABERLER

  2. POLİTİKA

  3. Roboski'liler, 'Adalet' İSTİYORUZ !
Roboskililer, Adalet İSTİYORUZ !

Roboski'liler, 'Adalet' İSTİYORUZ !

TBMM'de düzenlenen BDP Grup toplantısına Uludere'de yakınlarını kaybeden aileler de katıldı.

A+A-

TBMM’de düzenlenen BDP Grup toplantısına Uludere'de yakınlarını kaybeden aileler de katıldı.

BDP grup yönetimi ve milletvekilleri, Genel Başkan Selahattin Demirtaş başkanlığında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzenlenen BDP grup toplantısına katıldı.

BDP Genel Bakan Yardımcısı Gültan Kışanak, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmaya, Tuzla'da, Erzurum'da, Elazığ'da yaşamını yitiren işçileri Zonguldak'ta köprü çökmesi sonucu hayatını kaybedenleri ve dün hayatını kaybeden senarist ve oyuncu Meral Okay'ı anarak başladı.

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in gaz bombalarının insan zararsız olduğuna dair iddiasını anımsatan Kışanak, “Hakkını aramak isteyen kim varsa gaz bombası kullanılıyor” dedi. Son beş yılda 9 kişinin gaz bombaları sebebiyle yaşamını yitirdiğine dikkat çeken Kışanak, “Bakan 'gaz bombalarının zararı yok' diyor. Çünkü bu Bakan vatandaşın canını zarardan saymıyor. Bu Bakan için ölüm zarardan değil. Çünkü onun insanlarla, insanlıkla, yaşamla, hukukla hiçbir irtibatı yok. Ölümün zarardan sayılmadığı bir ülkede yaşamak utanç verici” diye konuştu.

Kışanak'ın konuşması sırasında Uludere'de hayatını kaybedenlerin yakınları ellerinde resimlerle salona girdi. Salona gelişlerinde hayatını kaybedenlerin yakınları alkışlarla karşılandı. BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, önce Kürtçe "hoş geldiniz" dedi ardından da, “Hoşgeldiniz Uludere’de çocuklarını yitiren analar, babalar, adalet için Ankara’ya Meclis’e geldiniz, hoşgeldiniz” dedi. Kaplan, daha sonra BDP Grubu’na katılanların isimlerini tek tek saydı.

Kışanak, konuyla ilgili şöyle konuştu:

“Roboski katliamı hepimizin yüreğinde derin bir yara açtı. Üzerinden 104 gün geçti ancak hala katiller ortada yok. Bu da ikinci bir acı, ikinci bir yara. Ne yazık ki bu ülkede 'katledenler bulunsun, hesap versin' demek için yeniden mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Ölüm büyük bir acı, büyük bir yara ama katillerin ortaya çıkmaması en az onun kadar acı, büyük bir yara. Ölümler nedeniyle bir travma yaşadık. Toplumsal hafızamızda asla ve asla silinmeyecek bir iz bıraktı. Şimdi ikinci travmayı yaşıyoruz. Bu ülkenin savaş uçakları tarafından bombalanarak katledilen 34 canımızı kimin katlettiğini bilinmemesi ikinci bir travmadır.

Aslında bu ülkede savaş uçaklarına kimin emir vereceği açık ve net. Savaş uçaklarına kimin emir vereceği belli değilse, bir gün o savaş uçakları gelip bu Meclis'i de bombalayabilir. Bunu mu demek istiyor iktidar, yargı? Buna inanmamızı mı bekliyorlar? Ortada açıkça üstü örtülmek istenen bir durum var. Bu sessizlik, gönüllü bir vesayet. Bu sessizlik bir suç ortaklığının sessizliği. Herkes biliyor, siyasi otoritenin izni olmadan kimse böyle bir operasyona kalkışamaz. Genelkurmay ve Başbakanlık bu operasyonu birlikte yaptılar. Uludere'nin hesabını soracağız. Ne kadar oyalasanız da kandırmaya çalışsanız da zamana yaysanız da üstünü örtmeye çalışsanız da buna gücünüz yetmeyecek.

Oyalayıp, zamana yayan ve üstünü örten bir tutum. Şu anda yaptıkları bu. Biz basit bir soru soruyoruz. Katiller nerede? Savaş uçaklarına kim emir verdi? Başka bir şey olsa Başbakan kıyametleri koparmıştı. Hani milletin iradesi her şeyin üstündeydi, hani vesayet bitmişti, hani karşıydınız. Başka zaman olsa kızılca kıyamet kopmuştu. Ama sesi çıkmıyor. Bu sessizlik gönüllü bir vesayet, bu sessizlik bir suç ortaklığının sessizliği. Herkes iyi biliyor ki, sınır ötesi operasyona yani başka bir ülkenin topraklarını savaş uçaklarıyla gidip bombalamaya, siyasi otoritenin izni olmadan böyle bir operasyona kalkışmaz. Genelkurmay ve Başbakanlık bu operasyonu birlikte yaptılar. Onun için bugünkü bu uzatma halleri bu sessizlik bu oyalama halleri de bir suç ortaklığının, bir suç işbirliğinin sonucudur. Roboski katliamının hesabını soracağız, ne kadar oyalasanız da, kandırmaya çalışsanız da üstünü örtmeye zamana yaymaya çalışsanız da buna gücünüz yetmeyecek. Bu katiller bu halka hesap verecek. Yargıdan kaçabilirsiniz, adaletten kaçabilirsiniz, ama halkın adaletinden kaçamayacaksınız, bunu bilin. Eğer vicdanınız varsa eğer insanlığınız varsa bir an önce ortaya çıkın hesap verin, yargıda da hesap verin. Bu katliamın sorumluları kaçarak kurtulamayacak.”

“'Bizim çocuklarımız gitti, başka çocuklar gitmesin”
Kışanak’ın ardından Uludere'de yakınlarını kaybedenler adına konuşmalar yapıldı. Uludere saldırısında yaşamını yitiren 13 yaşındaki Erkan Encü'nün annesi Felek Encü Kürtçe başladığı konuşmasına Türkçe devam ederek, “Bizim çocuklarımızı gitti başka çocuklar gitmesin. Bu kan daha fazla dökülmesin” dedi. Encü, “Acaba Genelkurmay Başkanının çocuğu olsaydı, Başbakanın çocuğu olsaydı,ne yaparlardı” diye sordu.

Encü, “Siz Suriye için Filistin için insanlık istiyorsunuz. Acaba biz Kürtlerin ne suçu var bizim için insanlık istemiyorsunuz. Kürtlerin hayatı bu kadar ucuz mu, bizi parayla satın alamayacaklar. Şehit askerlerin annelerine buradan sesleniyorum. Çocuklarınızı askere göndermeyin. Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı görmüyor. Bu kimliği bana veren kimdir? Niye oğluma adalet vermiyorsunuz. Ben oğlumu okula gönderiyordum, Türkçe okusun diye, sizin dilinizi okusun diye. 13 yaşındaki Erkanımın bedenine bombalar yağdırarak, bunun bedeli bu muydu? Katiller nerede? Siz de biliyorsunuz, herkes de biliyor" dedi.

Uludere’de hayatını kaybeden Serhat Encü’nün ağabeyi Ferhat Encü, “Türkiye’nin F 16 savaş uçakları tarafından bombalama sonucunda 34 insanımızı kaybettik. Makamı ne olursa olsun, ucu kime dokunursa dokunsun, adalet önüne çıkarılıp cezalandırılmalarını istiyoruz. Bu işin Meclis tarafından çözülebileceği inancı içindeyiz ”dedi.

Konuşmasını özetleyen bir şiir okumak istediğini ifade eden Encü, “Zifiri karanlık bir gecede anne, bombalar yağdı bedenimin üzerine anne. Bu Meclis’i bir anne olarak gördük biz. Ne demek istediğimi anlamışsınızdır herhalde” diye konuştu.

Konuyla ilgili olarak BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, Meclis’teki çalışmaları kastederek “Adaleti bu çatının altında arıyoruz. Ya bu sorunu bu çatının altında çözeceğiz ya da bu çatı hepimizin başına göçecek” dedi.

Uludere'de yakınlarını kaybedenlerin salona girmesiyle ve konuşmalar sırasında bazı milletvekillerinin ve salonda bulunanların ağladığı görüldü.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar PolitiKARS.com tarafından onaylanmamaktadır.