Öcalan, avukatı Aysel Tuğluk aracılğıyla mesaj gönderdi: Devletle görüşmem 15 Haziran'a kadar sürecek. Ancak gelişmeler çok umut verici değil.

Demokratik Toplum Kongresi Başkan Yardımcısı ve BDP'nin desteklediği bağımsız milletvekili adayı Aysel Tuğluk, PKK lideri Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşmeden sonra Gemlik'e geldi. Jandarmadaki işlemlerin ardından görüşmeyi gazetecilere değerlendiren Tuğluk, Öcalan'ın son dönemdeki gelişmeleri iç açıcı bulmadığını söyledi. Tuğluk, "Bir yandan görüşmelerin devam ederken, bir yandan da halka dönük saldırıların yapılmasının, müzakere sürecini sekteye uğrattığını ifade etti" dedi.

Öcalan ile son dönemde gelişen olayları, halka dönük yaklaşımları, YSK kararını ve KCK duruşması dahil olmak üzere bütün konuları tartıştıklarını açıklayan Tuğluk, "Özellikle son dönemde halka dönük saldırılar, sokakta adeta işkence durumunun yaşanması, yoğun tutuklama durumunun yaşanması, 700'e yakın gözaltı vardı, bu süreçte. Bunların 100'e yakını tutuklandı. Bunları tabi ki YSK kararının aslında kendisinin yürüttüğü görüşmelere bir müdahale olarak değerlendirdi. Yani yürütülen bir müzakere sürecini sekteye uğratmak isteyen kesimlerin yarattığı bir ortam olarak değerlendiriyor" diye konuştu.

"GÖRÜŞMELERİN 15 HAZİRAN'A KADAR SÜRECEĞİNİ SÖYLEDİ"

Yaptıkları görüşmede iç açıcı bir hava görmediklerini ifade eden Tuğluk, "Sanırım devlet yetkilileriyle bir görüşme daha gerçekleştirilmiş. Görüşmelerin iyi niyetli olduğunu ancak bu 3 yıldan beridir kendisinin sürdüğü demokratik çözüm çerçevesindeki müzakere sürecinin, bu iyi niyetli yaklaşımların ötesinde görmediğini, güven verici bir yaklaşımın söz konusu olmadığını özellikle son dönemdeki askeri ve sivil operasyonların artması, KCK tutuklularının hala serbest bırakılmamış olması nedeniyle burada bir çözüm iradesi göremediğini, yada kendisiyle görüşenlerin yeterince inisiyatifli olmadıklarını düşündüğünü ama buna rağmen 15 Haziran'a kadar bu görüşmelerin devam edeceğini söyledi. Fakat ben şunu söyleyebilirim ki çok fazla umut verici bulmuyoruz bu gelişmeleri. Baskının Kürtler üzerinde uygulandığını ve bunun da bir uluslar arası planın parçası olduğunu ifade etti. Türk kamuoyunun bunu bilmesi gerektiğini ancak ‘müzakere yoluyla çözmenin bu sorunun anayasal çerçevede mümkün olduğuna inandığım için bu çabayı sarf ettim ama buna bir yanıt alamıyorum' şeklindeydi" dedi.

Bir gazetecinin "Seçime kadar nasıl bir yol izlenmesiyle ilgili bir yorumu oldu mu?" şeklindeki sorusuna ise Tuğluk, "'Benim içinde bulunduğum koşullar gerçekten zor koşullardır. Bu koşullarda ben ne kadar bu süreci iletebilirim? O nedenle gelişmeleri bütün Kürtlerin dinamik yapılarını değerlendirilmesi gerektiğini, nasıl bir yaklaşım gösterileceğine herkesin kendisinin karar vermesi gerektiğini ifade etti. Ama Haziran'a kadar da bu görüşmelerin devam edeceğini ifade etti. Yeni bir kesintiden bahsetmedi" diye yanıt verdi.

"Demokratik Çözüm Çadırı'na yönelik operasyonların ardından Bengi Yıldız'ın bir açıklaması oldu. Bugün de KCK'dan bir açıklama geldi. Bu süreci geren açıklamalar olarak yorumlandı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz" şeklindeki soruya ise Tuğluk şöyle yanıt verdi:

"Biz süreci geren tipler değiliz. Bu çok insafsızca bir değerlendirme olur diye düşünüyorum. 1 haftadır halkın içindeyiz. Adeta sokakta gözlerimizin önünde insanlara işkence yapılırcasına muameleler söz konusu. Çocuk, genç, yaşlı demeden sokak ortasında bir linç girişimi uygulandı. Dolayısıyla bunlar bizim açımızdan çok ciddi hususlardır. Halka dönük bu tür saldırılarda hiçbir şekilde çözüm süreci gelişmiyor. Halkla barışmak, halkla bu sorunu çözmek böyle sokak ortasında şiddet uygulamakla mümkün olmayacaktır. Çok zarar verici ve umutları kıran bir yaklaşımdı. Kendi siyasetçilerine uygulanan antidemokratik yasakları, haksızlığı, hukuksuzluğu çok meşru şekilde demokratik tepkisiyle bunu göstermek durumundalardı. Bu yapılan bir hak arayışıdır. Ama ona karşı yaklaşım ise çok daha vahim bir durumdu. Dolayısıyla ben Ak Parti İktidarının yanlış bir yaklaşım içinde olduğunu düşünüyorum ve bu gelişmeleri olumlu noktaya götürme noktasında da hiç de ona hizmet etmeyen bir durum olarak değerlendiriyorum."