1. HABERLER

  2. Margosyan, Hrant Dink'i ANLATTI
Margosyan, Hrant Dink'i ANLATTI

Margosyan, Hrant Dink'i ANLATTI

Hrant Dink'in anısını yaşatmak için acı bir olayın üzüntüsünün sindiği ses tonu ile Margosyan, Hrant Dink'i anlattı.

A+A-
Hrant Dink'in anısını yaşatmak için acı bir olayın üzüntüsünün sindiği ses tonu ile Margosyan, Hrant Dink'i anlattı.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, bir bebeğin katile dönüştürülmesi sonucu arkasından vurularak Şişli'de bir kaldırıma düştü. Türkiyeli Ermenilerin 1915 sonrası ebedi suskunluğunu bozması ve diasporaya aykırı düşünceleri ile hedef olan Dink'i ve öteki olmanın linçe, öldürmeye varan keskin virajını bir dönem hocası olan Yazar Mıgırdiç Margosyan anlattı.
Diyarbakır'da Gavur Mahallesi'nin dar "Kuçe"lerinde başladı hayatı ve onu tamamlayan edebiyatına giden yolculuğu Mıgırdiç Margosyan'ın. Hıristiyan olduğu için Diyarbakır'dan bileti İstanbul'a kesilip bu şehre geldiğinde ise, memleketinden üzerine sinen kültürden dolayı "Kürtler geldi" diye karşılanan Margosyan, her ne kadar hep "Öteki" olduğu vurgulanmak istense de, Anadolu topraklarına kök salmış yüzlerce yıllık kültürün mirasını taşıyan fertlerinden birisi. Bu kök salmış olan ağacın linç bıçağı tarafından kesilen dalı olan Hrant Dink'in anısını yaşatmak için acı bir olayın üzüntüsünün sindiği ses tonu ve bir daha böyle acıların yaşanmamasını temenni ettiği gözlerindeki umut ışığıyla Margosyan, Hrant Dink'i anlattı.

*Bize Hrant'ı anlatır mısınız? Bilinmeyen yönleri var mıydı? Onca Ermeni yazar varken neden Hrant kurban olarak seçildi?
Hrant lisede bir müddet öğrencim olmuştu. Hrant'ı oradan tanıyorum. Zaten kişiliği apaçık ortada olan bir insandı. Bilinmeyen yönlerinin olduğunu zannetmiyorum. Hrant son zamanlarda birçok Ermeni yazarın birçok Ermeni düşünürün dile getiremediği konuları açık yüreklilikle dile getirmek için gayret etti ve bu gayreti başkaları tarafından özellikle yanlış yorumlandı ya da yanlış yorumlanmak istendi. Bence o nedenden dolayı kurban seçildi.

*Hrant son zamanlarda 'Ürkek bir güvercin ruh hali içerisindeyim' diyordu ve adeta bununla özdeşleşti. Neden kendini ürkek bir güvercin olarak tanımladı? Öldürülmeden önce aldığı tehditler mi yoksa tarihsel süreçten kaynaklanan sıkıntılardan dolayı mı?

Bende öyle zannediyorum ki gerek medya da gerekse bazı yerlerde bu ülkedeki insanların hoşuna gitmeyecek düşünceleri rahatlıkla ifade etmeye çalıştı. Fakat onun düşüncelerinden bazı insanlar rahatsız oldular, rahatsız olmak istediler, işlerine geldiği gibi anlamak istediler. Hrant'ın söylemek istediklerini değil de, kendi söylemek istediklerini Hrant'a atfetmek için uğraştılar ve bir yerde Hrant'ı yanlış anladılar yanlış anmaya çalıştılar. Tabiî ki ölmeden önce aldığı tehditlerin bunda bir etkisi olması gerekir ve tehdit alan herkes kendini ürkek bir güvercin halinde hissedebilir. Belirttiğim nokta Hrant'ın düşünceleri insanlara zarar vermek amaçlı değildi fakat bazı insanlar özellikle kendi düşünmek istediklerini Hrant'a atfettiler. Yani Hrant'ın söylemediğini, söylemek istemediğini ve düşünmediğini sanki Hrant söylüyormuş gibi kendi düşüncelerini Hrant'a mal ederek onu bir yerde suçlu görmek istediler.
*Bu ülkenin ve bu toprakların sahip halkının bir ferdi olarak sizin yaşamınızı 6-7 Eylül ve 12 Eylül gibi tarihi yüz kızartıcı olaylar şüphesiz ki etkilemiştir. Bunun yanı sıra Hrant Dink cinayeti sizin hayatınıza ve Ermeni halkına nasıl yansıdı?

Benim için özellikle 6 - 7 Eylül olayları bu ülkenin utanç durumudur. Ben ona hatta utanç demem, kelimenin altını çizerek söylersek adeta bir Vandalizm'dir. O olayların bu ülkede yaşanması kabul edilebilir bir şey değildi. Bunun hiçbir savunulacak herhangi bir yanı olamaz. Ki öyle olduğunu da insanlar anladı, aklı başında düşünen insanlar, geçmişi irdeleyebilen insanlar 6-7 Eylül'ün bu ülkeye getirdiği maddi ve manevi büyük bir acıyı yaşadıklarını hissettiler. Ama bundan halkımız ve yöneticilerimiz nasıl ders çıkarırlar bilemiyorum. Bana soracak olursanız ilerde bir 6-7 Eylül olabilir mi? Hiç bilemem, böyle bir falcılığa da soyunmam ama her zaman böyle bir olay 'olabilir mi, olamaz mı' diye de bir soru işareti her zaman kafamda belirmiştir.
*Türkiye'de son zamanlarda yeniden yaygınlaşan linç kültürü sizi tedirgin ediyor mu?
Tabii ki tedirgin ediyor. İnsanlar hukuk devletinin kural ve kanunlarını kendi inisiyatiflerinde görüp, kendi düşünceleri doğrultusunda olmayan insanlara karşı bunu bir cezai işlem gibi görüp, linç halinde sürdürmeleri olacak şey değildir. Burada tabii bu linç kültürün gelişmesini sadece o insanlara değil, o atmosferi hazırlayan politik davranışlarda çok önemlidir. Eğer siz dolaylı ve direk yollarla kalkıp da linç kültürünün sizin düşünceniz doğrultusunda olmayan insanlar için mubah olduğunu hissettirirseniz, o zaman o insanlar sanki bir yerde birilerini linç etmeye kalktıkları zaman devletin eksik bıraktığı yerde sanki kendi görevlerini yerine getiriyorlar. Bu da tabi asla kabul edilebilir bir davranış değildir. Yani linç kültürü başlı başına bir dramdır. Hele bir hukuk devletinde olmaması gereken bir durumdur.
*Hrant Dink bir sözünde "Evet gözümüz var bu vatanın toprağında, gözümüz var ama koparıp götürmek için değil, en dibine gömülmek için…" diyor. Böyle söyleyen bir insan hem hâkim ulus tarafından kabul görmedi hem de Ermeni diasporasını da memnun edemedi. Diasporanın cinayetten sonra Hrant Dink'e bakışını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hrant bu ülkenin bir vatandaşı olarak burada yaşamanın ne kadar önemli olduğunu vurgulamak istedi. Mesela ben çok iyi biliyorum son zamanlarda diaspora hakkında bir sürü şeyler yazılıyor çiziliyor. Diaspora Ermenilerinin genelde Türkiye'de bir takım problemler yaratılması için özel bir gayretleri var gibi ama hiç kimse diğer taraftan ya bu diaspora denen Ermeniler nereden nasıl çıktı, bu coğrafyada bu kadar insan yaşarken nasıl oldu da bu insanların bir kısmı buharlaştı uçtu, bir kısmı da işte sağda solda diaspora diye kaldı. Hiç buna değinmiyorlar. Diasporaya giden Ermenilerin birçoğu zaten oraya gitmekten çok mutlu değiller, gitmek mecburiyetinde kaldıkları için belki bir yerde maddi manevi büyük sıkıntılar içinde oldular. Yani o insanların duygusal yanlarını da bir yanda çizip atmak doğru değildir. Diasporanın niçin oluştuğunu irdelemek lazım.
*Hrant ve onun gibi düşünenlerin amacı sınırları ortadan kaldırıp intikam duygusunu yok edip iki halkı bütünleştirmekti ama bu iyimser düşünce bile onu öldürülmekten kurtaramadı. Hrant'ın o gün söylediklerini Türkiye ve Ermenistan bugün yavaş yavaş çözüyor. Belki yarın Hrant'ın dediğine geleceğiz. Sizin öngörüleriniz nelerdir?
Aslında hazırlanmış tezgâhlanmış bilinen bir şey. İşte bu konuda yazılmadık şey kalmadı ki her şey ortada. Yeni devletin istihbarat teşkilatının bundan haberi var falan filan. Böyle bir şeyin Hrant'ın başına geleceği böö diye sırıtıyordu. Zaten böyle bir şey ortaya çıktığı zaman sanki sürpriz bile olmadı, beklenen bir olay gibiydi. Şu bir gerçek ki Hrant'ın öldürülmesiyle sanki her şey bitti tükendi ve problemler halledildi gibi böyle bir şey yok. Üstelik böyle bir davranıştan sonra bu davranışın ne kadar yanlış olduğu biraz daha ortaya çıktı onun için insanlar bu kadar yürüdüler 'hepimiz Hrant'ız' diye. İnsanlar hatalarını anlıyorlar ama iş işten geçmiş oluyor. Bu gün artık Hrant'ı geriye getiremezsiniz. Ama Hrant'ın düşüncelerini doğru olduğuna dair bir kanaat varsa ki böyle olması gerekir. Artık yapılacak şey ileriye dönük böyle şeylerin olmaması için zemin hazırlamaktır. Biraz evvel ne dedik bir 6-7 Eylül olayı olur mu, olmaz diyoruz, olmamasını tabi temenni ediyoruz. Ama ona benzer bir olay olursa bu sizi alır on yıl yirmi yıl otuz yıl geriye götürür. Zamanı yersiniz. Ben bazen yazıyorum ne derece doğrudur bilmiyorum o kelimeyi kullanmak, 'zamanı piç ediyorsunuz' yani zaman durup dururken elinizin altından kayıp gidiyor.
*Hrant'ın ölümünden sonra ülkede kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Kimi zaman öldürülmek için Kürt ve Ermeni olmak yeterli olabiliyor peki ya siz bu nedenle tedirgin olabiliyor musunuz?

Ben de bir tedirginlik olmadı, yani tedirginlik olmaması ben kahraman olduğumdan değil, ama böyle bir tedirginlik duymadım. Ama benim duymamam bir başka Ermeni'nin duymaması için bir sebep değil. Benim varsa problemim düzenle. Onun etnik kökeni, kimliği dini imanı var mı yok mu, beni hiç ilgilendirmiyor. Ne istiyorum bu ülkede yaşayan insanlar mutlu mesut olsun, bu belki bir ütopya gibi gelebilir ama elimden geldiği kadar o konuda kalem oynatıyorum yazı yazıyorum. Ben hiçbir zaman insanlar arasında bir kavga çıksın bir birlerine hükmetsinler birbirlerini ezsinler bir birlerini dışlasınlar diye bir yaklaşım içerisinde olmadığım için böyle yazıyorum.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar PolitiKARS.com tarafından onaylanmamaktadır.