1. HABERLER

  2. KÜLTÜR | SANAT | MAGAZİN

  3. Türk Ressamlardan Budapeşte’de Muhteşem Sergi
Lal Gece ve ÇOCUK GELİNLER

'Lal Gece' ve ÇOCUK GELİNLER

Reis Çelik, son filimi olan 'Lal Gece'nin galasını Kars'ta gerçekleştirdi.

A+A-

Başrolünü İlyas Salman’ın oynadığı Ardahanlı yönetmen ve senarist Reis Çelik, son filimi olan ‘Lal Gece’nin galası Kars'ta gerçekleştirdi.

Kars Şehir Sineması’nda gerçekleştirilen gala gecesinde, salonu dolduran Karslılar, filmi ilgiye izlediler. Filimin sonunda ise yönetmen ve senarist Reis Çelik ile filmde ‘Gelin’ karakterini oynayan ve ilk kez kamera karşısına geçen Çıldırlı amatör oyuncu Dilan Aksüt, seyircilerle film hakkında söyleşi yaptılar.

Sinemaya, belgesel filmlerle adım atan ve Işıklar Sönmesin filmi ile ilk kurmaca uzun metrajlı işine imza atan yönetmen ve senarist Reis Çelik, son filmi Lal Gece, Türkiye'nin kanayan yaralarından biri olan "çocuk gelinler" dramını gerçek bir öyküden yola çıkarak beyaz perdeye taşıdığını ve filmin sonunun çokça tartışılacağına dikkat çekti.

Diğer filmlerinde de koruduğu gerçekçi ve toplumsalcı bakış çizgisini bu filminde de, farklı bir bakış açısıyla seyirci karşısına çıktığını belirten Reis Çelik, Anadolu’nun acı bir gerçeği olan ‘Çocuk gelin’ olaylarının, Kars ve Ardahan çevresinde görülmemesine rağmen Türkiye’nin birçok yerinde yaşandığını da vurguladı.

Çelik, kader diye, gelenek diye başkaları tarafından zorla kabul ettirilen değerleri değiştirdiğimiz zaman yeni bir çağa geçmiş olunacağını da önemle vurguladı.

Film, erkek milletinin, kendisini ne kadar feci bir duruma getirdiğinin acı bir hikayesini anlatıyor.

Çelik, 14 yaşında ki Dilan Aksüt’ün bu filmde ilk kez kamera karşısına çıktığını ve bu filmde çocuk gelinlerin hikayesini işlediklerini ve aslında çocuk gelin hikayesini işler gibi yaptıklarını da belirti. Çelik, filmde, aslında erkek milletinin kendisini ne kadar feci bir duruma getirdiğinin de acı hikayesini anlatmaya çalıştığını söyledi.

Çelik, söyleşisinde, daha sonra şu ifadeleri kullandı:

Filmde 61 yaşındaki İlyas Salman damat, 14 yaşında ki Dilan Aksüt ise gelin oldu. Bu iki insanı gerdek gecesinde bir araya getirerek, bu toplumun binlerce yıl içinde biriktirdiği o acıyı tartışmalarını istedik. Eğer bir toplum, kendi yüzüne bakmayı ve kendi ayıbıyla yüzleşmeyi beceremezse, o toplumda aydınlanma olmaz diye düşünüyorum. Filmde, seyirciyi bir odanın içerisine sıkıştırdım. Ama hayatımızın bütün çerçeveleri o odanın içerisinde kuruluyorsa, bütün alileler o odanın içerisine kuruluyorsa, o odaların içerisinde olanları tartışmamız gerekiyor. Tartışan, konuşan ve birbiriyle iletişim kuran toplumlarda kavgalar olmaz. Ben filmlerimi Kars ve Ardahan yörelerinde çekiyorum. Bu filmlerde de başrol oyuncusunun dışındaki bütün oyuncularımı da bu yöreden seçiyorum. Çünkü her kes tarafından unutulmuş bu diyarı, biz ancak kendi sesimizle yaratabilir ve yaşatabiliriz. Kars ve Ardahan, aslına Türkiye’ni coğrafi olarak en yüksek şehirleridir ama ayrıca kültürü de en yüksek şehirleridir. Türkiye’nin birçok yerine Türküleri ve hikayeleri buradan gönderiyoruz. Kafkas dünyasının kültüre ne de kadar düşkün ve meraklı olduğunu biliyoruz. Ben 50 yaşındayım 1960’lı yıllarda Ardahan ve Kars’ta evlerde piyano ve garmonlar çalınırdı. Sokaklarına tiyatro oynanırdı. Bu iller, halen dahi onların izlerini taşır. Aşıklar diyarı olarak da sazı, sözü ve kültürü üreten olağan üstü bir bölgedir

Kars ve Ardahan, Türkiye’nin etnik zenginliği en fazla olan illeridir. Bu bölge, bir arada yaşama kültürünü en iyi şekilde ortaya koyan bir bölgedir. Biz, bu konuda da çok dirayetli bir toplumuz. Bizler Kars ve Ardahan da her zaman iç içe yaşıyoruz. Mesela ben hem kürdüm, anne tarafın Gürcü, biraz terekemelilik var mı? Onu da bilmiyorum. Ama yerliyim. Biz, bir arada yaşam kültürünü, birbirimize hikayeler anlatarak yaşattık. Bu film de böyle bir hikaye anlatmaya çalıştım. Filmin son sahnesinde o odada bir silah sesi var. İlyas mı öldü. Yoksa gelin mi? O kapıyı çalmakla aslına kendi kapımızı çalalım ve daha çağdaş, medeni bir dünyanın kapısını çalalım diye düşündüm. Her ikisi de toplumun birer kurbanlarıdır. Her birine birer yüklem yüklenmiş. Töre cinayetleri, çocuğun eline silah veriliyor, ‘Git ablan kötü yola düştü. O’nu vur.’, amca, ‘Şu babanı vurdu, sen de git O’nu vur’ diyor. Filmde de gördüğünüz gibi kızı gelin odasına koyduktan sonra O’na, ‘burası artık senin evin. Buradan ancak cenazen çıkar. Kocan, dövse de, sövse de ses çıkarmayacaksın.’ Aslında kaderin burada değişmesi gerekir. Kader diye, gelenek diye zorla kabul ettiğimiz değerleri değiştirdiğimiz zaman yeni bir çağa geçmiş oluruz diye düşünüyorum. Bu nedenle o silah sesini de her kes kendine göre yorumlasın. Bu kurşun toplumun bu yapısına sıkılmış bir kurşundur. “

Haberin Öncesi

ÇOCUK GELİN İÇİN KÖYDE GALA

Çocuk gelinleri konu alan Lal Gece’nin galası çekim mekanı olan Ardahan’ın Çıldır ilçesine bağlı Yakınsu beldesinde yapıldı. Çocuk oyuncu Dilan Aksüt filmi birlikte rol aldığı köylülerle izledi.

Başrollerini İlyas Salman ve Dilan Aksüt’ün paylaştığı ‘Lal Gece’ filminin galası Ardahan’ın Çıldır ilçesine bağlı Yakınsu beldesinde yapıldı. Beldenin meydanına kurulan yazlık sinemada halk, yönetmen ve senarist Reis Çelik’in ‘Lal Gece’ filminde rol alan sanatçılarla birlikte filmi izlerken, bazıları da evlerinin damından gösteriye katıldı. Ardahanlı yönetmen Reis Çelik’in ‘Lal Gece’ filmi, Yakınsu beldesinde geçen yıl çekildi. Galasını da beldede yapmayı uygun gördüklerini anlatan yönetmen Reis Çelik, “Ben bu kültürü bu halktan öğrendim. Onlarla birlikte çektiğimiz filmi yine onlarla paylaşmak istedim. Daha önceki filmim ‘İnat Hikayeleri’nin galasını da Çıldır Gölü üzerinde yapmıştım. O zaman kardan beyaz perde yapmıştık. Bugün de köy meydanında perdemizi kurduk” dedi.

İlyas Salman galaya rahatsızlığı nedeniyle katılamazken, filmde küçük gelin rolünü başarıyla oynayan Dilan Aksüt filmi ön sırada ve ayakta izledi. Dilan Aksüt “Senaryoda çocuk gelini oynadım. Benim anneannem ve babaannem de birer çocuk gelin. Bunun nasıl bir şey olduğunu bilmiyordum. Ama filmde bunu gerçekten yaşadım” dedi. Ardahan’da geçen mart ayında çekilen filmde, gerçek bir öyküden yola çıkılarak ’çocuk gelin’ dramını işliyor. Gençlik yıllarını cezaevinde geçiren yaşlı bir adamın süregelen kan davasını durdurabilmek için küçük bir kızla yaptıkları evliliği ve gerdek gecesinde girdikleri odada hissettiklerini anlatan film, Kopenhag’da düzenlenen Buster Film Festivali’nde ‘mansiyon’, Berlin’de ‘kristal ayı’, Nürnberg’de ‘en iyi film’, ‘en iyi erkek oyuncu’ ve ‘en iyi kadın oyuncu’ ödüllerini ve Würzburg’da ‘en iyi film’ Altın Koza’da ‘en iyi erkek oyuncu’ ödüllerini aldı.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar PolitiKARS.com tarafından onaylanmamaktadır.