Geçtiğimiz günlerde yayınlanan “Türkiye’nin basın özgürlüğü krizi” raporunun ardından dün açıklanan “Küresel Cinsiyet Uçurumu” raporu ileri demokrasinin geldiği noktayı gözler önüne serdi. Rapora göre Türkiye cinsiyet eşitliği açısından 135 ülke arasında 124. oldu.

Dünya Ekonomi Forumu, “Küresel Cinsiyet Uçurumu” raporunu açıkladı. Rapora göre Türkiye geçtiğimiz yıla göre 3 basamak daha gerileyerek 124. sırada yer aldı.

135 ülkenin her yıl değerlendirmeye alındığı rapora göre Türkiye “kadın-erkek eşitliği” açısından diplerde yer aldı.

Cinsiyet eşitliğinin bölgelere göre genel değerlendirmesi ve ekonomiye katılım ve fırsatlar değerlendirmesinde Avrupa ve Orta Asya grubuna dâhil edilen Türkiye bu grubun sonuncusu olurken, kadınların ekonomiye katılması açısından Türkiye 129. sırada kaldı. Türkiye kadınların eğitime erişimde 108. sırada yer alırken, siyasi yetkilendirmede 98, sağlık alanında ise 62. sırada yer aldı.

Bu arada rapora göre kadın-erkek eşitliği sıralamasında İzlanda 1., Finlandiya 2. ve Norveç 3. olurken, Küba ise 19. sırada yer aldı.

Sonuç çok mu şaşırtıcı?
Kadın-erkek eşitliği raporundaki bu derin uçurum Başbakan Erdoğan'ın sözlerine bakıldığında pek de şaşırtıcı değil. Başbakan Erdoğan 2010 yılında gerçekleştirdiği "demokratik açılım" buluşmaları kapsamında kadın temsilcileriyle yaptığı toplantıda "Ben kadın erkek eşitliğine inanmıyorum" demiş ve bu konudaki tutumunu ortaya koymuştu.

Kadın-erkek eşitliğine inanmayan Başbakan hemen her fırsatta, kadınlara 3 çocuk doğurma tavsiyesinde bulunurken, kürtaj ve sezaryen doğumlara da karşı çıkmıştı.

AKP'lilerin kadın-erkek eşitliği konusundaki tutumunu en net gözler önüne seren örneklerden birisi de AKP Ünye İlçe Tanıtım ve Medya Başkanı Süleyman Demirci'nin sosyal paylaşım sitesi Facebook'taki sayfasına, başı açık kadınlar için "Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer. Perdesiz ev ya satılıktır ya da kiralıktır" yazması olmuştu.