1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. Çü’de “Yaşlı İstismarı” Konulu Panel
Diyarbakır Mısır'a Dönerse Barış Gelir!

Diyarbakır Mısır'a Dönerse Barış Gelir!

PKK lideri Öcalan: 'Örneğin Diyarbakır’da halk, Mısır’daki gibi günlerce sokaklardan ayrılmazsa, taleplerini dile getirirse işte o zaman barış gelir' dedi.

A+A-
PKK lideri Öcalan: 'Örneğin Diyarbakır’da halk, Mısır’daki gibi günlerce sokaklardan ayrılmazsa, taleplerini dile getirirse işte o zaman barış gelir' dedi.
Abdullah Öcalan avukatlarıyla görüştü. ANF’de yer alan görüşme notlarına göre, görüşmede Mısır’daki olaylarla Kürt meselesi arasında benzerlik kuran Öcalan, “Nasıl işte o bölgedeki rejimlerin değişimi için Mısır'daki rejimin değişmesi şartsa, yani diğer rejimlerin değişiminin yolu Mısır'daki rejimin değişikliğinden geçiyorsa, Güney'deki sorunun çözümü de Kuzey'deki çözüme bağlıdır. Bu yönüyle Kuzey Kürdistan'ı Arap Mısır'ıdır. Aynı stratejik-belirleyici öneme sahiptir.” diye konuştu. Öcalan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
SOYKIRIM OPERASYONLARI SÜRÜYOR:
Siyasi soykırım operasyonları devam ediyor. Bahsettiğim tehlikeler bunlar. Kürtler bütün bu konuları derinlikli ele alamıyorlar. BDP, DTK bir araya gelip bunları doğru değerlendiremezse, doğru öncülük de yapılamaz. İşte 1925'lerden bahsetmiştim. Kürtlerin soykırımı 1925'lerde başlamaktadır. O zaman 1925'ler cumhuriyetine hâkim olan hegemonik güç CHP'dir. 2000'lerde ise Kürtlerin soykırımını gerçekleştiren AKP'dir. Bu hegemonik güç de Türkçü-İslamcı hegemonik güçtür. Bu yönüyle günümüz AKP'si 1925'li yılların CHP'sidir. Böyle bilinmelidir.
GLADYO DÖRT AŞAMA GEÇİRDİ:
2000'li yıllarda AKP ile anlaşıldı ve AKP iktidarıyla birlikte gladyo özelleşti. Bugün bu özel gladyo sürecini yaşıyoruz. Enternasyonal gladyodan milli gladyoya, milli gladyodan, özerk gladyoya, son olarak da özerk gladyodan AKP ile birlikte özel gladyoya geçilmiş oldu. Buna daha önce yeşil gladyo demiştim, farketmez sonuçta gladyodur.
SAVAŞMAK İSTEMEYEN TASFİYE EDİLDİ:
Ergenekon tutuklamaları hakkında da bu paralelde yeni değerlendirmeler geliştiriyorum. Benim '99'da Türkiye'ye getirilmemle birlikte bu özerk gladyo içinde bizimle en çok savaşan kesimler, artık bu sorunun bu yöntemle çözülemeyeceğini, bu şekilde bizi yok edemeyeceklerini anlamışlardı. Farklı yollarla sorunu çözme eğilimine girdiler, bu çerçevede benimle burada görüşülmesi gerektiğini belirtiyorlardı. Bizimle artık savaşmaya yanaşmayan bu kesim tasfiye edildi. Savaşmayı-çatışmayı sürdürmek isteyen kesimler özel gladyo içinde tutularak, yola devam edildi.
WASHINGTON’DA ANLAŞTILAR:
Bugün Silivri'de yargılanan bazıları bizimle savaşmayı artık kabul etmeyenlerdir, bu savaşın artık çözüm olmayacağını düşünenlerdir. Bu netleşmiştir. Kısıtlı da olsa takip etmeye çalışıyorum. Örneğin, bu gün Silivri’de yargılanan Hanefi Avcı, Kitabında, “sorunun çözümü için Apo'yla görüşülsün” diyormuş. Yine Ersever, bizimle en fazla savaşanlardan biri olmasına rağmen, savaş yönteminin sonuç vermeyeceğini anlamıştı, bu nedenle tasfiye edildi. Bütün bunların altyapısı Washington anlaşmasıyla oluşturuldu, Bush-Erdoğan anlaşması. İşte bu Washington anlaşmasıyla Bush ikna edildi. ABD, bunlardan desteğini çekti, AKP ile anlaşmaya gitti.
TARAF GAZETESİ OYUNA GELDİ:
İşte bazı komutanlar ordu içinde PKK'ye hava saldırısını engellemeye çalışmış deniyor, Heron meselesi deniliyor. Bu komutanlara izin vermediği için dava açılıyor. Bunları PKK ile savaşmaya yanaşmadılar diye suçluyorlar. Bunlar savaşla bir sonuç alınamayacağını düşünenlerdir ancak bir taraftan da bunlar savaşı isteyenlermiş gibi yansıtılıyorlar. Burada aldatmaca var. Taraf gazetesi uzun süre bu oyuna geldi.
HİZBULLAHÇILAR KATİLDİR:  
Geçmişte halkımıza karşı canice cinayet işleyenler bugün bırakılırken Kürtlere karşı siyasi soykırım operasyonları da devam ediyor. Şimdi çıkıp bu katillerin, canilerin affedilmesinden, siyasallaşmasından, bunların önünün açılmasından bahsediliyor. Bazı yazarlar da yazısında kalkıp cinayetler işlemiş tetikçilere, katiller için siyasallaşabilirler, aktif siyasete girebilirler diyor. Ne demek bu? Bunların böyle bir örgütlülüğü mü var, siyasi bir örgütler mi ki değişip dönüşsünler. Bunların yaptığı işlere bakın, hep özgür Kürtleri hedeflemişler, katletmişler. Bunlar Kürt kanına girmiş, cinayet işlemiş suçlulardır. Bunlar örgüt değil, tamamen o dönem Kürt siyasetinin tasfiyesi amacı için kullanılan katiller, tetikçilerdir. Tek faaliyetleri buydu, öldürme dışında başka ne yaptılar, ne faaliyetleri olmuş?
DİYARBAKIR’DA MİLYONLAR TOPLANIRSA AKP KALMAZ:
Bundan sonra geliştirilecek olan özsavunma anlayışı, halkın her türlü örgütlenmesidir, halkın içinde yer aldığı bir özsavunma anlayışı geliştirilmelidir. Bir de ben özsavunma derken hep silah anlaşılıyor. En demokratik toplumların bile kendisini savunmaya ihtiyacı vardır. Bu silah demek değildir. Demokratik kitle gösterileri de bir özsavunma biçimidir. Örneğin Diyarbakır'da halk, Mısır'daki gibi günlerce sokaklardan ayrılmazsa, taleplerini dile getirirse, işte o zaman barış gelir, bakın bakalım o zaman AKP kalır mı kalmaz mı, işte o zaman Erdoğan'ın kendisi bu sorunun çözümünü talep edecektir. Ayrıca Diyarbakır'da milyonlarca kişiyi bir araya toplayacak güçleri de vardır. Bu yöntem de bir özsavunmadır. Ben burada tahrikçilik yapmıyorum. Kürt sorunun demokratik-barışçıl çözümünün yollarını arıyorum. Yeri gelmişken belirteyim; bu Tunus ve Mısır'daki gelişmeler de şunu gösterdi; Ben yıllar önce ve savunmalarımda 2000'li yılların halkların baharı olacağını belirtmiştim. Gelişmeler bu öngörümü doğruluyor.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar PolitiKARS.com tarafından onaylanmamaktadır.