Kars Ticaret Borsası Başkanı İsmet Çelik, şehrin tarım ve hayvancılığı, kalkınmanın gerekleri, kolektifleşmenin önemi ve köylünün kalkındırılması gibi bir çok konuda Kafkas Haber Ajansı’na (KHA) açıklamalarda bulundu.

“Kars’ta işler pek yoğun sayılmaz” diyerek sözlerine başlayan Çelik, “Her şey de bir duraklama var. Yoğun bir kış altındayız. Hükümetin Doğu’ya yönelimi hem en az oranda hem de hükümet unutulmuş bölgeleri kalkındırmak için elinden geleni yapıyor. Fakat halkımız her nedense memleketine küskün gibi her yıl fazlaca göç oluyor ve halen göçler devam ediyor.” dedi.

ŞEHİRDEN KÖYLERE EKMEK GİDİYOR
İşsizliğin yanında şartlar ve koşulların değiştiğini belirten çelik, “ne yazık ki şehirden köylere ekmek gidiyor. Aynı şekilde yumurta gidiyor. Böyle bir üreticilik olur mu? Üretici üretim yapamazsa, devlet gelip onun tarlasını sürüp ekin ekmez ki. Bu onun görevi, yoksa köylü kalkıp şehirden ekmek alıp evine giderse sonra da “ben üreticiyim, köylüyüm” diyemez ki. Bu yanlış olmaz mı? Biz diyoruz köylü üretim yapsın, tarlasını eksin, hayvancılıkta bir yoğunluk olsun, hayvancılıkta bir canlılık olsun. Ekinler ekilsin, köylü samanı kendi üretsin, başka köylüden almasın.” diye konuştu.

KÖYLÜ ÜRETİM YAPMIYOR
Çelik daha sonra şunları söyledi: Köylü üretim yapmıyor, yumurta üretmiyor, ekmek üretmiyor daha sonra “ben üreticiyim” diyor Bu çok yanlış. Köylü üretici konumdan tüketici konumuna geçmiş durumda. Bu da köylünün ayıbı olur. Devlet destek veriyor, üreticiye yardımda bulunuyor, ona destek çıkıyor ancak onlar rahata kaçıyor. Bu memleketimizin şekilleridir. Halkımız gözünü koymuş “Ankara’ya gideceğim, İstanbul’a gideceğim” diyor ve daha rahat bir yaşam istiyor. Hayvancılık nerdeyse yarı yarıya düşmüş durumda. Köylünün de kendisini düşünmesi lazım. Bu olanlara el atması, kayıtsız kalmaması lazım. “Ben bir köylüyüm; nasıl yaparım da bu işten kar elde ederim” demeli. “Samanı 700 kuruştan alacağıma kendim nasıl üretim?” diye düşünmesi lazım.

EN BÜYÜK GÖREV KİMDE?
En büyük görev önce halka sonra devletin yapacağı desteklemelere bağlıdır. Ancak çalışan yok. Köyde birkaç yaşlı kalmış ve gerisi hep şehirlere gitmiş. Bu duruma bir çare bulunması gerekir. Tabi devletin teşvikleri de burada kayda değer olmalı, bunlar da bu aşamada önem arz eder. Hayvancılık sektörüne bakıldığın da hem hayvanlar hem de et dışardan ithal edilmekte.

HAYVAN SEVKİ
Doğudan eskisinin dörtte biri kadar hayvan sevki yapılmış. Besilere metropol şehirlere gitmiş geri kalan hayvan köylüde kalmış ve alıcı beklemektedir. Henüz köklü bir alıcı da bulunamadı. Vadeli alıcılar 50-100 hayvan alıp gidiyorlar. Köylü beklemekte ve piyasayı denetlemekte. Ancak piyasada da bir durgunluk var. Köylü de perişan ve tüccar bulunamıyor. Eskiden Saray Halı geliyordu buradan hayvan alıp gidiyordu şimdi ise buda yok. Köylü hayvan besliyor ancak yem sıkıntısı var. Bu hayvanın besin gereksiminin karşılanması lazım.

KÖYLÜYE ÇOK ÇALIŞMAK DÜŞÜYOR
Köylüye çok çalışmak düşüyor. Köylü bu problemi masaya yatırması lazım. Kapsamlı konuşulması gerekiyor. Tarım Bakanı Mehdi Eker’in buraya gelmesi ile bu sorunlar konuşuldu, dertler masaya yatırıldı. Sağ olsun güzel şeyler söyledi. Kars için, bölgemiz için önemli yatırımları olacakmış. Bu da yüzümüzü güldürdü. İnşallah devletimizin desteği ile bir yerlere gideriz ve kalkınma sağlanır.

İŞ İSTİHDAMI
Doğu’da istihdamın sağlanabilmesi gerek ancak hava şartları da önemli. Ağır kış koşullarından dolayı vatandaşlar büyük şehirlere göç etti. Bunların göç etmesi, tüccarların buraya yatırım yapmaması sıkıntıyı artırdı. Birçok şartın olumlu hale gelmesini gerektirir ki doğuda bir kalkınma sağlansın. Bu göçü durdurmanın nedenleri araştırılmalıdır. Bu kopukluk giderilmelidir.

ESNAFLAR ARASINDA BİR KOPUKLUR VAR
Esnaflar arsında bir kopukluk var ve almış başını gidiyor. Arada oturup konuşulmalı, birbirinin çayı içilmelidir. Sivil toplum kuruluşlarının en az ayda bir oturup şehrin sorunlarını masaya yatırılması gerekir. Geçtiğimiz günlerde Erzurum’da Odalar Borsalar Birliği toplandı. “Doğu Anadolu’daki illerde ne tür sorun var nasıl çözülür?” bunlar konuşulup hükümete yansıtılıyor ki daha başta iken sorunlar çözülsün. Sivil toplum kuruluşlarının sorunları her zaman dile getirmesi lazım. Sorunlar bölgesel değil, küresel bağlam da ele alınmalıdır bu da siz medyanın desteği ile olacaktır.”