BAHOZ (Fırtına) filmi, yönetmen Kazım Öz’ün katılımıyla Kars’ta gösterildi.

Her Çarşamba film-belgesel gösterimleri yapan Kars Sinema Topluluğu BAHOZ (Fırtına) adlı filmi yönetmeni Kazım Öz’ün katılımıyla dün akşam (Çarşamba) saat: 19.30’da Kars Şehir Sinemasında gösterimini gerçekleştirdi.

Film, orijinal 35 mm’lik kopyasından gösterildikten sonra Kazım Öz’le filmine ve sinemaya dair söyleşi gerçekleştirildi.

Kars Sinema Topluluğu daha önce de Takva filminin Senaristi Önder Çakar ve İnat Hikâyeleri filminin yönetmeni Reis Çelik’i gösterimlerine katarak gösterim sonrası söyleşiler yapmıştı.

Haberin sonrası..

İnsanlık Anıtı’nın yıkımına tepki

Kars Sinema Topluluğu tarafından gösterilen BAHOZ (Fırtına) filminin gösterimine katılmak için Kars’a gelen yönetmen Kazım Öz ilk olarak ‘ucube’ olarak nitelendirilerek şu sıralar yıkımı gerçekleştirilen İnsanlık Anıtı’nı ziyaret etti.

Anıtın yıkılmasına tepki gösteren ve gördüğü manzara karşısında dehşete kapıldığını ifade eden Kazım Öz, “Bu manzara karşısında gördüğüm şu ki artık çok tehlikeli bir sürece girildiğini, baskının artık gerçek kimliklerinin ortaya çıktığı bir sürece girdiğini gördüm bu heykelin yıkılışını görürken. AKP adeta iktidar sarhoşluğu yaşıyor. Adı İnsanlık Anıtı olan bir anıtın şu anda böyle başının kesilmesi, elinin kesilmesi hakikaten dehşete kapıldım.” dedi.

“Böyle bir zihniyet aslında insanı da bu hale getirebilir” diyen Öz, “Heykel diyip geçmemek lazım. Aslında burada bir insanlık abidesi, beklide insanın kendisi. Demek ki tam iktidar olduklarında bunu da yapabiliriz diye bir soru insanın aklından geçiyor.” diye konuştu

Bir diğer önemli şeyin de sanata büyük bir haksızlık yapılması olduğunu belirten Öz, “Bu heykeli yapan sanatçı için çok ağır bir duygu. Bir sanatçı için çocuğundan ziyade aslında ürünüdür. Böyle başının, kollarının kesilmesi bir anlamda idam. Bu açıdan da dehşete kapılıyor insan.” şeklinde konuştu.

Öz daha sonra şunları söyledi:
“Bir diğer önemli şey de buradaki anıtın bir barış teması üzerine kurulmuş olması. Bu topraklarda yüz yıl yüz elli yıl önce ne kadar döküldüğünü çok iyi biliyoruz. Bu sanat eseri aslında bununla da yüzleşen bir eser. Barış mesajı veren bir eser. Böyle bir düşünceye, sanat eserine saldırmakta son derece ilkel bir düşünce. Ama şunu da paylaşmadan bitirmeyeceğim. Şu önde duran eli de böyle gördüğümde bu eserin buraya bir daha dikileceği umudumu paylaşmak istiyorum.”