1. HABERLER

  2. DÜNYA

  3. 'Belçika Polisi'nden Baskın.. Stêrk Tv ve Medya Haber'e Operasyon!
ABDnin Suriye Kürtlerini İkna ÇABASI

ABD'nin Suriye Kürtlerini İkna ÇABASI

ABD Suriye Kürtlerini yanına çekmek için çabalarını yoğunlaştırdı.

A+A-

ABD Suriye Kürtlerini yanına çekmek için çabalarını yoğunlaştırdı.

Suriye'deki Esad karşıtı muhalefetin yetersizliği belirginleşirken, ABD Suriye Kürtlerinin siyasi temsilcileriyle temaslarını yoğunlaştırarak, Kürtleri Esad karşıtı cepheye katmak için çabalıyor. Suriye Ulusal Konseyi ise hala net bir Kürt politikası belirleyebilmiş değil.

Suriye’de dış destekli Esad karşıtı muhalefet terör eylemlerine devam ederken, ABD Esad karşıtı muhalefeti içeride daha etkin kılabilmek için Suriye Kürtleri ile görüşmeler sürdürüyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Esad’a karşı daha uyumlu bir muhalefet” yürütülebilmesi amacıyla hafta başından bu yana Suriyeli Kürt liderlerle bir dizi temas gerçekleştirildiği duyuruldu. Şam’ı “güvenlik gerekçeleriyle” terk eden ABD’nün Suriye Büyükelçisi Robert Ford ve Suriye Özel Koordinatörü Fred Hof, Suriye’deki şemsiye Kürt örgütü Kürt Ulusal Konseyi (KUK) ile görüşürken, bakanlığın sözcü yardımcısı Mark Toner, Kürtlerin Suriye’nin sosyal bünyesinde diğer etnik gruplar ve azınlıklar kadar önemli bir yer teşkil ettiğini belirtti. Toner, görüşmelerde “Suriye devriminin” konuşulduğunu, özel olaraksa diğer muhalefet gruplarıyla birlikte KUK’un Suriye’nin “demokrasiye geçiş” sürecine nasıl yardımcı olabileceğinin konuşulduğunu söyledi. Toner, toplantının kendilerinin Suriye muhalefetinin geniş birlikteliği için sarf ettiği çabaların içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Geçtiğimiz çarşamba günü NCB’nin Arap üyelerinden Hassan Abdül Azim, Suriye Ulusal Konseyi Burhan Galyun’un açıklamalarına benzer biçimde, “Suriye Kürdistanı diye bir şey yok” deyince NCB’nin konumu da belirsiz bir hale geldi. Azim, “Biz NCB olarak federalizmi veya Suriye Kürdistanı’nı konuşmayı kabul etmiyoruz. Biz Suriye’nin tüm bölgeleri için idari adem-i merkeziyetçiliği ve yerinden yönetimi tercih ediyoruz.” dedi.

Suriye Ulusal Konseyi’nin (SUK) ABD’de yaşayan üyelerinden Rıdvan Ziyade, ABD’nin SUK ile KUK arasında bir köprü oluşturmaya çalıştığına inandığını söyledi.

SUK Kürtlere ne vadediyor?
AFP’ye konuşan Ziyade, SUK ile KUK arasında, KUK’un Suriye Ulusal Konseyi’ne dahil edilmesi konusunda müzakerelerin sürdüğünü söylerken, bu müzakerelerin “gelecekteki demokratik Suriye’de haklarının nasıl korunacağına ilişkin en iyi planı” da içerdiğini belirtti.

Ancak Suriye Ulusal Konseyi’ndeki genel eğilim, KUK’un talep ettiği “Kürt özerkliği”nin tanınması için zamanın çok erken olduğu, bu talebin Esad rejimi devrildikten sonra müzakere edilmesi şeklinde özetlenebilir.

Bununla birlikte, geçtiğimiz günlerde Kürtlerin ve diğer etnik grupların “ademi merkeziyetçi ilkeler çerçevesinde nispi temsil” haklarını tanıdığını ilan eden ve PKK’ye yakınlığı ile bilinen Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) içinde yer aldığı Ulusal Koordinasyon Kurulu’nun (NCB) da kafa karışıklığı sürüyor. Rudaw’a konşan PYD’nin uluslararası ilişkiler temsilcisi Alan Semo, NCB’nin aldığı son kararın Kürtler için yerinden yönetim, özerklik hatta kendi kaderini tayin hakkı tanıdığını söyledi. NCB’nin kararının tüm etnik gruplar için geçerli olduğunu savunan Semo, Kürtlerin ve öteki etnik grupların eşit bir biçimde “yeni demokratik Suriye anayasasında” temsil edileceğini söyledi. Semo, Suriye Ulusal Konseyi’nin Türkiye’nin ve Batı’nın çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini de ekledi.

Ancak geçtiğimiz çarşamba günü NCB’nin Arap üyelerinden Hassan Abdül Azim, Suriye Ulusal Konseyi Burhan Galyun’un açıklamalarına benzer biçimde, “Suriye Kürdistanı diye bir şey yok” deyince NCB’nin konumu da belirsiz bir hale geldi. Azim, “Biz NCB olarak federalizmi veya Suriye Kürdistanı’nı konuşmayı kabul etmiyoruz. Biz Suriye’nin tüm bölgeleri için idari adem-i merkeziyetçiliği ve yerinden yönetimi tercih ediyoruz.” dedi. Azim, bir Kürt devletine karşı çıkmadığını, ancak Suriye’nin hiçbir bölgesinde Kürtlerin demografi üstünlüğe sahip olmadığını iddia etti.

Kürt Ulusal Konseyi, kendi kaderini tayin hakkı talebini bir süreliğine geri çektiğini ilan etti. Birçok Kürt örgütü ise, Kürt Ulusal Konseyi’nin, SUK ve NCB içindeki Arap muhalefete “hoş görünmek” için böyle bir karar aldığını söylerek KUK’a tepki gösterdi.

Azim’in sözlerine tepki gösteren PYD’li Seyf el-Din, açıklamanın “Suriyeli muhalefet gruplarının kronik hastalığı olduğunu, ancak aynı zamanda Baas yönetiminin politik ve ideolojik olarak muhalefet üzerindeki etkisini gösterdiğini” söyledi.

Ve Kürt Ulusal Konseyi’nden geri adım: ‘Kendi kaderini tayin hakkı’ talebi donduruldu
Suriye Ulusal Konseyi ve NCB içinden gelen karşıt seslerden sonra, Kürt Ulusal Konseyi kendi kaderini tayin hakkı talebini bir süreliğine durdurma kararı aldığını ilan etti.

KUK’un aldığı bu kararın, Suriyeli muhalif grupların KUK’u, “Kürt ulusal taleplerini dayatarak muhalefetin içinde bölünme yarattığı ve bunun da Esad rejiminin işine geldiği” şeklinde eleştirmesi nedeniyle aldığı belirtiliyor.

Kürt Ulusal Konseyi lideri Ahmed Süleyman, Nisan ayı sonunda Qamişlo’da (Kamışlı) yapılan toplantıda, konsey üyelerine bir Geçici Siyaset Gündemi sundu ve konseyin temel hedefinin Esad karşıtı güçlerin birleştirilmesine çalışmak olduğunu belirtti. Rıdvan Ziyade de, KUK’un kendi taleplerini açık bir biçimde formüle ettiği için bütün Suriye halkına ve Kürtlere hizmet ettiğini savundu.

Birçok Kürt örgütü ise, Kürt Ulusal Konseyi’nin, SUK ve NCB içindeki Arap muhalefete “hoş görünmek” için böyle bir karar aldığını söylerek KUK’a tepki gösterdi.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar PolitiKARS.com tarafından onaylanmamaktadır.