BDP Eşbaşkanı Demirtaş, Şemdinli-Çukurca hattındaki 400 kilometrekarelik alanının PKK kontrolünde olduğunu ve inanmayanların bölgeye gidip görebileceğini söyledi. Demirtaş bunu gündeme getirmekteki amacının savaşı övmek değil, savaşın çözümsüzlüğünü vurgulamak olduğunu söyledi.

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Hakkari'nin Şemdinli ve Çukurca ilçelerindeki 400 kilometrekarelik alanın PKK denetiminde olduğunu açıkladıktan sonra Taraf gazetesine yaptığı değerlendirmede, bu bölgede askerlerin karakollara çekildiğini ve kontrolün tamamen PKK'de olduğunu belirterek, inanmayan yetkilileri bölgeye davet etti.

Demirtaş, bunu gündeme getirmesindeki amacın savaşı övmek değil, savaşın ve silahların çözüm olmadığını anlatmak olduğunu vurguladı.

"Gerçeklerin bilinmesi savaşı önleyebilir"

Taraf gazetesinden Veysi Polat'a konuşan Demirtaş, Hakkari'de 45 gündür yaşanan çatışma ve operasyonların perde arkasını şöyle anlattı:

"Son 45 gündür Şemdinli-Çukurca hattındaki 300-400 kilometrekarelik, yani Irak sınırından Türkiye'ye doğru 10-15 kilometre içeri ve Çukurca'ya doğru da 30 kilometrelik bir alan PKK denetiminde."

"Kırsal alandaki tüm yolların denetimi PKK'de. Bunun aksini iddia eden bir hükümet yetkilisi, bir bakan varsa buyursunlar beraber gidelim. Bakalım orada askeri bir nokta mı göreceğiz, yoksa PKK askerî noktasını mı göreceğiz?"

"İlk günden bu yana asker kara operasyonu yapmıyor, hava yoluyla bombalamalar yapılıyor. Askerin kontrol noktaları tamamen kaldırıldı, asker karakollara kapanmış durumda."

"Rastgele bir iddiada bulunmuyorum. Bir gerçekten söz ediyorum. Buradan PKK'nin Türk ordusunu yendiği anlaşılmamalı. PKK de Türk ordusunu yenemez, Türk ordusu da PKK'yi... Fakat askerî olarak birbirlerini çok zorlayabilirler. Bu da Türk ve Kürt çocuklarının daha çok ölmesi demektir."

"Bunu gündeme getirmedeki amacım savaşın ve silahların çözüm olmadığını ve olmayacağını anlatmak içindir. Yoksa savaşı büyütmek ve övmek için değildir. Tersine savaş politikalarının en ağır şekliyle uygulanmasında bile Kürt sorununu çözmediğini, çözemeyeceğini anlatmaya çalışıyorum."

"Gelin bu savaş konseptinden vazgeçin, müzakere yöntemini esas aldığınızı açıklayın, bizler de barıştan yana olan partiler, STK'lar olarak PKK'yi ikna edelim ve yeniden bir diyalog sürecinin başlaması için rol oynayalım."

"Hükümet Şemdinli'deki gerçeği kamuoyundan saklıyor, sakladıkça da savaş politikasını sürdürülebilir pozisyonunda tutuyor. O yüzden gerçeklerin bilinmesi savaşı önleyebilir, durdurabilir."

"PKK en güçlü dönemini yaşıyor"

Hükümetin son bir yıldır uyguladığı Kürt politikasını eleştiren Demirtaş, PKK'ye son bir yılda üç aylık ömür biçildiğini hatırlatarak, Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) de desteği ile kış boyunca PKK'ye karşı etkili operasyonlar yapıldığını ama buna rağmen PKK'nin son 30 yıl içinde en güçlü noktaya ulaştığını söyledi.

"'Örgüte son darbeyi vurmak üzereyiz, sonra da Kürt meselesini çözeceğiz, az bir şey kaldı' diyerek, ulusal ve uluslararası düzeyde bir destek sağladılar. Merkez medya patronlarına brifing verip bu fikri anlattılar ve destek istediler."

"'Bu süre zarfında PKK ve BDP propagandasını yapmayın, eylemleri görmezden gelin, bu işi bitireceğiz' deyip destek aldılar."

"ABD Başkanı Obama ve Başbakan Erdoğan ile dışişleri bakanları nezdinde konu görüşüldü. Bu adımdan sonra PKK'nin yönetim kademesinin de hedef alınacağı operasyonların istihbaratını anlık olarak ABD'den almaya başladılar. Bu süre zarfında, doğrusu kış boyunca PKK'ye karşı etkili operasyonlar yapıldı."

"Bu, öyle güçlü bir destekti ki Roboski gibi bir katliama bile uluslararası camiadan ve AKP yanlısı çevreden çok önemli tepkiler gelmedi. AKP'nin yıpranmaması için her türlü kolaylık sağlandı."

"Ama yaz ayları gelip çatınca kazın ayağının öyle olmadığı anlaşıldı. 'Bitti, bitecek' denen PKK'nin son 30 yılda askerî açıdan en etkili ve en güçlü noktaya ulaştığı görüldü. Bununla birlikte PKK, Suriye Kürtlerinin önemli ölçüde sempatisini kazandı. Hükümetin PKK'ye karşı bir yıldır sürdürdüğü son hamlenin bırakın başarı sağlaması, aksine tam bir fiyaskoyla sonuçlandığı görüldü."