1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. Hrant Dink Mezarı Başında Anıldı
12 Eylül Tiyatrosuna İlgi YOĞUNDU

12 Eylül Tiyatrosuna İlgi YOĞUNDU

12 Eylül davasının ilk duruşması bugün başladı.

A+A-

12 Eylül davasının ilk duruşması bugün başladı. Birçok kişi "AKP'nin 12 Eylül'ü yargılayamayacağını" söylese de davaya müdahil olmak üzere başvuruda bulundu. Adliye önünde ortaya çıkan fotoğraf Erdoğan'ı sevindirmiş olacak ki "Bize muhalefet edenler mahkeme kapısında sıraya girdi" dedi.

Günün Özeti

12 Eylül davası bugün Ankara Adliyesi'ndeki 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. 12 Eylül faşist darbesinin tüm suçunu 90 yaşının üzerindeki iki emekli generalin üzerine yıkan, darbenin arkasındaki asıl güçler olan ABD, NATO, TÜSİAD, milliyetçi ve islamcı hareketleri aklama girişimi olduğu iddianamesinde açık olan davaya müdahil olmak üzere BBP, MHP ve AKP'den CHP ve BDP'ye kadar birçok kesim başvuruda bulundu. Adliye önünde bir eylem gerçekleştirilirken, Başbakan Erdoğan "12 Eylül referandumunda kendilerine muhalefet edenlerin bugün mahkeme kapısında sıraya girdiğini" belirtti.

Hükümet, Başbakanlık ve Meclis'in yanı sıra Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), Barış ve Demokrasi Partisi (BDP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Büyük Birlik Partisi (BBP), Demokratik Sol Parti (DSP), Eşitlik ve Demokrasi Partisi (EDP), Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR), Diyarbakır Barosu da darbenin mağduru oldukları gerekçesiyle davaya müdahillik taleplerini ilettiler. Kurum ve partilerin yanı sıra 476 kişi de müdahil olmak için bireysel başvuruda bulundu.

Maraş Katliamı sanıklarından Ökkeş Şendiller ve 12 Eylül öncesinin ülkücü liderlerinden Namık Kemal Zeybek ve Yaşar Okuyan da tanık olarak duruşmada yer aldı.

Duruşmaya 60 müdahil avukatı ile 3 sanık avukatı katıldı.

Sanıklar Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya sağlık sorunlarını gerekçe göstererek duruşmaya katılmadı.

Mahkeme salonunun 147 kişi olması nedeniyle davayı izlemek isteyen çok sayıda gazeteci ve müdahillik talebinde bulunanlar duruşma salonuna alınmadı.

Adliye önünde, aralarında DİSK, İnsan Hakları Derneği, 78'liler Derneği, ÖDP, SDP, EHP, ESP, HAK-PAR gibi siyasi parti ve kurumların üyeleri ile darbenin mağduru ve mağdurların yakınları olduğunu belirten bazı kişiler eylem gerçekleştirdiler.

Duruşmada Kenan Evren'in avukatı Bülent Hayri Acar yaptığı savunmada "Davanın yok hükmünde sayılmasını" talep etti. Acar,''12 Eylül 1980-83 arası Anayasa'nın teminatında'' dedi ve Anayasa kitapçığını göstererek ekledi: ''Bu anayasayı yargılayamazsınız. Bu mahkeme yetkisiz.''

Acar, "Beğenilsin ya da beğenilmesin, 1982 Anayasası yürürlükte. Bu Anayasa'nın dikkate alınmaması durumunda, Türkiye'nin 11 Eylül 1980'e dönmesi gerekir. O zaman bu devletin hukuku 11 Eylül 1980'de kalmıştır. O tarihten bu yana kurulan bütün hükümetler de gayrimeşrudur" dedi.

Müdahil avukatlar ise Acar'ın dile getirdiği talebe itiraz ederek, ''Bu dava tüm uluslararası sözleşmelere uygundur, insanlık suçunu tanımlayan yasalar mevcuttur. AİHM kararları dikkate alındığında sanıkların yargılanması önünde hiçbir engel yoktur. Darbenin hazırlığı 1977'de başladı. Katliamlarla darbeye zemin hazırlandı. İşkencelerin asıl faili Kenan Evren'dir. Sanıklar öldürme ve işkence suçundan yargılansın.'' dediler.

Mahkeme, davanın düşürülmesi talebini reddetti.

Müdahil avukatları, "usul gereği sanıklar gelmeden yargılama yapılamayacağını" söyledi, mahkeme başkanı ''Sanıklar olmadan da iddianame okunabilir'' dedi.

İddianameyi hazırlayan Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin de duruşmada görev aldı.

Sanıklar duruşma salonunda olmadığı için iddianamenin okunmasına başlanmazken Mahkeme, Evren ve Şahinkaya'nın sağlık durumlarının Adli Tıp'a sorulmasına karar verdi.

Duruşmada Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar, iddianamede Diyarbakır Cezaevi'deki işkencelerin yer almamasını eleştirirken, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı da söz alarak "12 Eylül rejimi halen sürüyor, Biz bugün bu davanın müdahili olabiliriz ama haftanın dört günü bu mahkemelerde sanık olarak yargılanıyoruz" dedi. Kozağaçlı, "Bu yargılama bu şekilde süremez. Mevcut yasal iktidar da 12 Eylül'ün devamı olarak karşımızda. 12 Eylül döneminde işlenen suçların, işkencelerin, öldürmelerin ve idamların insanlığa karşı işlenen suçlar olduğu kabul edilmeli. İddianameye bakın Fatsa'dan nasıl bahsediyor. Sanıklarla aynı fikirde olan savcıyla bu yargılama nasıl yapılabilir? Savcının içinde bulunduğu mental düzey ile sanıklar aynı mental düzeyde." dedi. Kozağaçlı talepleri kabul edilmeyecekse, yargılama bu şekilde sürecekse çekileceklerini söyledi.

Müdahillik talebinde bulunan CHP de "Davanın müdahiliyiz ama kaygılıyız, özel yetkili mahkemesiniz, bağımsız değilsiniz. Bu mahkemeler 12 Eylül'ün ürünüdür. Yine de adil yargılamayı tartışmak için burada tanıklık edecek ve mücadele edeceğiz. İşlenen tüm suçların faillerinin yargılanmasını istiyoruz."

Günün en ilginç açıklamalarından birini CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu yaptı. "Burada bir tiyatro oynanıyor" diyen Tanrıkulu "ama bu tiyatronun bile önemli olduğu düşüncesindeyim" dedi.

Davaya müdahil olan isimlerden Oğuzhan Müftüoğlu da Bianet'e yaptığı açıklamada "Tiyatro başladı. Ciddi bir yargılama emaresi yok" dedi. "12 Eylül ancak yeni kurucu bir iradeyle gerçek anlamda yargılanabilir" diyen Müftüoğlu "Ancak bu davanın vesilesiyle faşist darbenin suçlarının seslendirilmesi de önemli" dedi.

Erdoğan: Bize muhalefet edenler mahkeme kapısında sıraya girdi
Partisinin il başkanları toplantısında yaptığı konuşmada Başbakan Erdoğan 12 Eylül davasının iktidarı meşrulaştırdığını göstererek şöyle konuştu:

''12 Eylül halk oylaması öncesinde ittifak halinde bize muhalefet edenler, bize hakaret edenler, bizi yalan söylemekle itham edenler, bugün bütün söylediklerini yuttular ve şu anda mahcup olacaklarına inanmıyorum, ama mahcup bir eda ile mahkeme kapısında sıraya girdiler.''

Abdullah Gül'den yeni anayasa mesajı
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de yaptığı açıklama ile 12 Eylül davası ile ortaya çıkan görüntünün yeni rejimin anayasası için kullanılacağını gösterdi:

"Gördüğüm kadarıyla bütün siyasi partiler başta olmak üzere, herkes bir dayanışma içerisinde ve herkes müdahil oluyor bu davaya. Burada şunu hatırlatmak isterim, tabii bugün en üst hukuki belge, hepimizi kuşatan anayasamızdır ve bu anayasamız da 1980 döneminin ortaya çıkarttığı bir belgedir. Dolayısıyla bugün siyasi partilerimizin gösterdiği bu dayanışmayı, bu anayasanın yerine yeni bir anayasa konması konusunda da göstermelerini beklerim, ümit ederim, bu da gerçekleşir. Dolayısıyla çok tenkit ettiğimiz bir dönemin ürünü olan anayasa, bugün hala ülkeyi ve hayatımızı yönlendiriyor durumda, bunu göz ardı etmemek gerekir."

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar PolitiKARS.com tarafından onaylanmamaktadır.