1. YAZARLAR

  2. Ali ihsan ALINAK

  3. ORTADOĞU : Olası Sonuçlar
Ali ihsan ALINAK

Ali ihsan ALINAK

ORTADOĞU : Olası Sonuçlar

A+A-

Ortadoğu’nun savaşı İsrail ile ‘terörist’ Hizbullah arasında değildir. Bu savaş emperyalizmin Ortadoğu’daki mazlum halklara açık bir mesajı ve göz dağıdır. Bu mesajın etkilerine ve sonuçlarına baktığınızda istenilenler elde edilmiş gözükmektedir.

ABD ve onun destekçilerinin uzun süreçteki siyasetlerinin tümünde, Ortadoğu zenginliğinin yeniden paylaşımı yatmaktadır.

Zenginliğin ve hazinenin sahipleri olan ‘Ortadoğu Halkları’ bu paylaşımdan pay alan değil sadece bu paylaşımın etkisinde kalanlar olmuşlardır. Kaybedenin sürekli çocuklar olduğu bu haksız savaşların en belirgin özelliği, profesyonel bir psikolojik bombardımandan sonra oluşur.

Öncelikli olarak yakın gelecekte ne olabiliri sorgulamamız gerekir. Etkin güç ABD ve onun partneri İngiltere, Ortadoğu üzerindeki emelleri için, AB ülkelerinin çoğunu kendi yanlarına çekmiş gözükmektedirler.

Kısa vadede BM barış gücü askerleri Lübnan’ın güneyine konuşlanarak Hizbullah’ın yalnızlaştırılmasına katkı sunacaklardır. Güvenlik ve ölümlerin önüne geçmek amacıyla ortaya çıkan bu fikir, aslında Suriye’nin Lübnan üzerindeki etkilerini kırmak üzerinedir.

Suriye, Lübnan sınırını kapatmayı bile önerecek siyasi geri adımı atmak üzeredir.

Suriye’nin geri adım atması demek ve giderek AB içinde etkin ülke Fransa’ya yakınlaşması ABD ve İsrail’in siyasetini kolaylaştırmaktadır.

Hizbullah ve Suriye üzerinden İran siyasetini belirleyen ABD, piyonları devre dışı bırakarak “Şah Mat”  demenin yollarını arıyor.

İran iç dinamikleri gereği ve dünyadaki muhalif İslam siyasetinin lideri olabilmek için her türlü tehdit karşısında dik durabilmenin yollarını arıyor.

Bir yandan kendi içinde özgürlükçü taleplerin hepsine kulak tıkayan molla rejimi, diğer yandan ABD emperyalizmine karşı duruş gösteren cesur İran..

Çelişki ABD ve İran siyasetinin geleceğini belirleyecek gibi gözüküyor. Ortadoğu’da İsrail sonrası stratejik ortaklık kurulan Kürtler üzerinden siyaset belirlemeye çalışan ABD, bölge ülkelerinin iç siyasetini belirlemeye başlamıştır.

Kimine otur kimine kalk diyecek haldedir.

Irakta fiili devlet olan Kürtler aynı zamanda Irak bütününün siyasetinde etkin haldedirler. Talabani’nin dengeci siyaseti, Barzani’nin daha çok Kürtlere yönelik politik duruşları bir birini dengelerken diğer Kürtlerinde bu akışkanlık içinde yer alabilmelerine çanak tutmaktadır.

ABD; İran, Suriye ve Türkiye içinde yaşayan Kürtleri ve onarlı temsil eden örgütleri farklı oranda elde tutabilmenin yolunu arıyor.

Kısa zamanda Bağımsız Kürdistan’ın resmen ilan edileceği ve bunun diğer parçalardaki Kürtlerde milliyetçiliği körükleşeceğinin farkında olan ABD bölgedeki yeni sınırları kafasında belirlemişken sadece son hamlelerini yapmak istiyor.

Devletler tarihinde on yılların hesabı üzerine kurulan politik bakışlar ve siyasi öngörüler yavaş yavaş yerine oturmaktadır.

Ortadoğu’nun yeni devletleri Filistin ve Kürdistan olacaktır.

Esat yönetimindeki Suriye, Avrupa Birliğine yakınlaşarak teslim alınmak üzere.

İran içindeki Kürtlerle savaşarak Türkiye’yi yanına çekmek istiyor.

Giderek uluslar arası arenaya çekilen PKK, ABD eliyle masaya oturtulacak bir taraf haline geliyor. PKK ile mücadelede koordinatör talebi demek örgütün resmen tanınması anlamına gelmektedir.

İç ve dış dinamikler önümüzdeki dönemde özellikle bölüşüm sürecinde herkesi derinden etkileyecek gibi gözüküyor.

Denilebilir ki kazanan kim.?

Kısa vadede kazanan sadece emperyalizm ve Ortadoğu’nun yeni aktörleri.

Kaybeden mazlumlar ve Ortadoğu’nun kardeş halkları...

Uzun vadede kazanan yine zalime karşı duruş sergileyen ve mücadele eden mazlum kardeş halklar olacaktır.

25.08.2006

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar PolitiKARS.com tarafından onaylanmamaktadır.