Sansür tartışmalarıyla başlayan Altın Portakal, önceki yıllara göre hayli sönük bir törenle bitti. En İyi Film Ödülü’nü Kutluğ Ataman’ın ‘Kuzu’su aldı. Nesrin Cevadzade de aynı filmdeki rolüyle En İyi Kadın Oyuncu oldu. ‘Annemin Şarkısı’ ile En İyi İlk Film dahil dört ödül alan Erol Mintaş “Kürt sinemacıların çözülmemiş dertleri var” dedi.

Erol Mintaş’ın ilk uzun metrajlı filmi Annemin Şarkısı, oğluyla birlikte İstanbul, yaşayan ve köyüne dönmek isteyen Nigar hanımın hikâyesini anlatıyor.

Film, arka planda Kürt soruruna dair kodlar verse de asıl olarak bireylerin üzerine odaklanıyor. Annesinin aradığı şarkının peşine düşen Ali, hem kendi ilişkileri içersinde hem de annesine verdiği söz arasında sıkışıp kalıyor.

Daha önce Saray Bosna Film Festivali’nde En İyi Film ve En İyi Erkek Oyuncu ödüllerini alan Annemin Şarkısı, 51’inci Antalya Altın Portakal’da da En İyi İlk Film, En İyi Müzik, En İyi Erkek Oyuncu Ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödüllerini aldı. 14 Kasım’da vizyona girecek filmin Yönetmeni Erol Mintaş’la Annemin Şarkısı’nı konuştuk.

ORTAK BİR BİLİNÇALTI

Kürt kültüründe dengbejlik ve hikâye anlatımının büyük bir yer tutuğunu söyleyen Mintaş, “Çocukken annemden çok hikâye dinledim, bu da dilimizi, kültürümüzü ve tarihimizi sözlü edebiyat yoluyla tanımam konusunda fırsat oldu. Bu anlatı bir şekilde bana da sirayet etti. Zaten son dönem yapılan Kürtçe filmlere baktığınızda müzik ve sesin sıkça kullanıldığını görürsünüz, bence bu ortak bir bilinçaltını işaret ediyor” diyor.

ÇÜNKÜ ÇÖZÜLMEMİŞ BİR DERT VAR

Film, her ne kadar öğrencilerine Kürtçe bir hikâye anlatan öğretmenin, okuldan zorla kaçırılıp götürülmesiyle başlasa da, siyasi söylemler daha çok fonda hissedilir düzeyde. Yönetmen Mintaş bunu şöyle açıklıyor: “İnsan öncelikle dert olarak gördüğü meselelerle başlar bir şeyler anlatmaya. Kürt sinemacıları da şuan bunu yapıyor. Çözülmemiş bir dertleri var çünkü. Bazı şeyler çözülmedikçe sıra başka şeylere gelmiyor. Eminim, filmler yapıldıkça, hem konular, hem de sinematografik kalite değişecek. Annemin Şarkısı’nda konu sadece Kürt meselesi değil, orada insana dair dertler de anlatılıyor.”

ESER, TCK İLE DEĞERLENDİRİLEMEZ

Konu kaçınılmaz olarak Altın Portakal’da yaşanan sansür meselesine geliyor. Erol Mintaş da, sansüre karşı hazırlanan bildiriyi imzalayan yönetmenler arasında. Mintaş, bu meselenin çok kolay bir şekilde, en başından çözülebileceğini fakat olayın şeffaf bir şekilde gelişmediğini vurguluyor ve ekliyor “Sanatçı eserini nasıl sunmak istiyorsa öyle gösterilmesi gerek. Bir eser TCK ile değerlendirilemez. Bu konunun, etraflıca hem muhataplarıyla hem de sektör içersinde tartışılması gerekli.”

51’İNCİ ALTIN PORTAKAL'IN KAZANANLARI

En İyi Film: Kuzu (Kutluğ Ataman)
En İyi İlk Film: Erol Mintaş (Annemin Şarkısı)
En İyi Yönetmen: Onur Ünlü (İtirazım Var)
Ulusal Uzun Metraj Jüri Özel Ödülü: Oflu Hoca’yı Aramak (Levent Soyarslan), Sivas (Kaan Müjdeci)
Ulusal Uzun Metraj FİLM-YÖN En İyi Yönetmen: Ömer Uğur (Guruldayan Kalpler)
En İyi Senaryo: Onur Ünlü (İtirazım Var)
En İyi Müzik: Başar Ünder (Annemin Şarkısı)
En İyi Kadın Oyuncu: Nesrin Cavadzade (Kuzu)
En İyi Erkek Oyuncu: Serkan Keskin (İtirazım Var) - Feyyaz Duman (Annemin Şarkısı)
En İyi Görüntü Yönetmeni: Vedat Özdemir (Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku)
En İyi Sanat Yönetmeni: Osman Özcan (Neden Tarkovski Olamıyorum)
En İyi Kurgu Ödülü: Yorgos Mavropsaridis (Sivas)
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Nursel Köse (Kuzu)
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Aziz Çapkurt (Annemin Şarkısı)
Behlül Dal Jüri Özel Ödülü: Doğan İzci (Sivas) - Sıla Lara Cantürk, Mert Taşdan (Kuzu)
Dr. Avni Tolunay Özel Ödülü: Levent Soyarslan (Oflu Hoca’yı Aramak)

Taraf | Suzan Demir