1. YAZARLAR

  2. Ali ihsan ALINAK

  3. Kars'ı Yaşamak
Ali ihsan ALINAK

Ali ihsan ALINAK

Kars'ı Yaşamak

A+A-

Kars’ta ortak kaderi paylaşmanın zorluğu ve zorunluluğu konusunda düşüncelerimi sizinle paylaşmak için yazıyorum.

Bazı konularda sitemlerimi, bazılarında övgülerimi göreceksiniz, sübjektif değerlendirmemin yanında; objektif olacağımı belirtmek isterim.

Kars’a yönelik duygusal bağımlılığımın, bazı uyarılarıma engel olmaması için kendimi şartlandırdım. Alkışlamak gereken yerde alkışlamak, uyarmak durumunda uyarmak gerekliliği ile tarihi bir sorumluluk almak istedim.

Ne Kars ne de bizler eskisi gibi değiliz. Bu değişik şartlar içinde asıl olan beraberlikleri ve sorumlulukları en iyi şekilde olumlu kılabilmektir.

Bu anlamda bizler eşit oranda bu sürecin sorumluları durumundayız. Gündelik yaşamdaki ilişkilerimizden, politik tavırlarımıza ve ticari sorumluluklarımıza kadar her alanda belirleyici ilişki ağı oluşmuştur. Birbirimizi sınırlayan oranda iç içe geçmiş bir durumundayız. Her ne kadar bu işte sorumlu değiliz dersek dahi faturası bizlere mal edilmektedir. 

Şimdi bazı konulardaki tesbitlerimi ve somut önerilerimi çok fazla ayrıntıya girmeden belirtmek ve gerekirse isimler etrafında bazı çözümler sunmak istiyorum..”

Bu anlamda yazımın Kars’taki siyasal yaşam ve politik çelişkilerle açmak istiyorum. Kişilikler ve örgütlenme biçimleriyle bir kent ve Türkiye modeli analizi yapmak istiyorum.

Bu konuda bazen irkilecek, bazen komediye dönüşen gerçeklikleri hep birlikte göreceğiz.

Kars, “Doğunun Uygar Kenti ” sloganını ne kadar hak ediyor. Ya da gerçekten bir uygarlık merkezimi?

Türkiye’nin Serhat şehri Kars; Kuzey Doğu Anadolu ve Güney Kafkasya’nın nazlı gelini, Kafkasya’nın Anadolu’daki temsilcisi olan Kars bir modeldir. Kars’ı anlayan Türkiye’yi çözmüş olur.

Kars ve Kars adını dünyaya mal eden çalışmalar takdir edilecek çalışmalardır. Bu çalışmaların ne kadar etkili olduğu zaten bellidir. Asıl konu, bu çalışmaları taçlandıracak  örgütlenmelerin olmayışı, ya da var olanların ne kadar etkili olduklarıdır.

Kimileri bu kadar işi kim ve hangi kadro yaptı der gibi… Tartışılması gereken konu bu işte…

Ancak yapılanların sürekliliği ve verimliliği tartışılır durumdadır.

Kamu kurumaları arasında dolaşalım isterseniz… Bu kısa gezinti, birazda Kars’ı tanımamıza yardımcı olacaktır.

Valilik ve valiliğe bağlı kuruluşlar kentle ilgili hiçbir öngörüye sahip değillerdir. Salla başı al maaşı mantığı ile çalışmalar yürüten kadrolardır. Partizancılığın ve adam kayırmacılığın en üst yoğunlukta olduğu bir yapılanma mevcuttur. Kentte eğitim iflas etmiş durumdadır. Ülke ölçeğindeki tüm sınavlarda; 70 ile 80. nci sıralarda  gidip gelen bir durum söz konusudur.. Buna rağmen her gün abartılı ve pişkin bir şekilde, ne kadar başarılı olunduğuna dair beyanatlar verilmekte ve bu mevcut durumla övünülmektedir. Milli Eğitimde yoğun bir gerici kadrolaşma mevcuttur.

Sağlık politikası, merkezin politikası ve insana bakışıyla aynı. Türkiye’deki gibi, paran var ise sağlığın yerinde, yok ise sürün ve öl.. Erzurum’a bağımlı gelişen bir sağlık modeli henüz değişmedi. Hastaneler pislik yuvası ve yeterli sağlık personeli yok, yetkin olanlarda özel işyerlerinde kelle koparmakta yada özel klinikler açmaktadırlar. Gelen doktor kısa zamanda köşeyi dönüp kenti terk etmenin peşindedir. Çocuk Sağlığı ve Kadın Doğum Hastanesi ihtiyaca cevap vermediği gibi bir katliam alanıdır. Acil olarak yeni ve modern bir Doğumevi yapılmak zorundadır.

Özel İdare Sekreterliği ve Bayındırlıkta ihale yolsuzlukları ve AKP’li olmayana asla iş yaptırılmaz mantığı ile her şeyi kendi içinde çözmeye çalışıyorlar. İl Genel Meclisi ve Meclis üyelerinin desteğindeki ihaleci tayfa, her türlü kamu ihalesinde var olmak ve iş organize etmekle yükümlüymüş gibi davranıyorlar.

Tüm alım ihaleleri ve taahhüt işleri birkaç müteahhidin etrafında dönmektedir. Temizlikten, araç alım ve kiralama ihalelerinde tekel söz konusudur. Bu organizasyonun en önemli ayağı AKP İl Başkanlığıdır. Çantacı BAŞKAN, Ankara’da oturmasına rağmen Kars’ı her şekilde yemenin peşindedir. İl Başkanı olmadan hiçbir şey olmaz. Protokolde bile yeri vardır..!

Kuruluşunda büyük bir iddia ile yola çıkılan Kafkas Üniversitesi, enkaz görüntüsünden ve diploma dağıtan bir kurum olmadan öteye gidemedi. Türkiye’nin Kafkasya ve Orta Asya siyaseti üzerine kurulan ve Sovyetlerin dağılmasına denk gelen üniversite, bırakın Kafkasya siyasetinde söz sahibi olmak; Kars ile ilgili proje üretemez haldedir. Dar kadrocu ve içe dönük yapısıyla her türlü yolsuzluğun ve adam kayırmacılığın olduğu bir yapının sahibi olmuştur.

Rektör tek yetkili ve en kompleksli kişiliktir. Rektörü eleştirmek ciddi bir yürek ister. 92 yılından bu yana kampus çalışmaları ile ilgili her türlü alım ve yapım ihaleleri üç - dört kişinin etrafında dönmektedir. Bu yükleniciler kendi çalıp kendi oynayan çingene görüntüsünde; “Ye babam ye” diyerek hırsızlık yaparak “nema”lanmışlardır. Binaları incelendiğiniz vakit, hepsinde teknik ve yapım hataları vardır. Yıkılma tehlikesi söz konusudur. Kentin mimari yapısına uygun olmayan bu binalar üniversitenin ayıbıdır. Devlet bu yolsuzluğa dur demeli. Şimdi beklenen yeni Rektörün kim olacağıdır..

DSİ ve Karayolları gibi Bölge Müdürlükleri henüz kentin çehresini değiştirecek atılımları gösterecek halde değillerdir.

Belediye, en dinamik kamu kuruluşudur. İkinci döneminde görevde olan Başkan Naif Alibeyoğlu’nun çalışmaları Kars Belediyesini ülke gündemine yerleştirmiştir. Farklı bir rüzgâr esmesine neden olan ve çalışma alanlarını iyi seçmesiyle popülerlik kazanan belediye; aynı zamanda örgütlenme ve çalışma modeliyle dikkatle izlenmesi gereken bir yapıdadır.

Öyle oluyor ki çoğu zaman “kaygılar” asıl icraattan önde tutuluyor. Hep kim ne dedi ve nasıl tepki verecek kaygısı yaşanmaktadır.. Bu durum yapılan ve yapılacak olan işlerde “bir ileri iki geri adım” atmasına sebep oluyor… Her zaman söylenilenlerle çelişilmektedir.. İlkelerinden ve ideallerinden ilk taviz veren belediyenin kendisidir.

Şöyle ki.. Kars için çok iyi olabilecek İmar Planı ve Kentsel Dönüşüm Projeleri çalışmalarıdır… Yapılan planlardaki eksik ve hatalı yönler çok acil olarak revize edilmeli ve popülist yaklaşımlarla ve yetkin olmayan kişilerin Kars’ın geleceğini karatacak kararlar almalarının önüne geçilmelidir… Keyfiyetlerin önüne geçmek için düzenlemeler gerekmektedir.

Belediyenin “idari yapısı ve personel yapısı” “Etkin ve Yetkin Kadro Yok mu?” sorusunu sormamıza sebep olmaktadır. Belediyenin çalışmaları Başkan’ın siyasi geleceğini belirleyecektir. Kent Konseyi, özverili bir yapı ve takdir edilecek niteliktedir. Kent Konseyi Binası övünülecek mekanlardandır. Ancak sistem kendini yenilemek zorunda kalmıştır. Eskiyen bir yapı halinde proje üretemez haldedir. Kent Konseyi yeniden yapılanmalıdır. Kars Kalesi Kentsel Dönüşüm Projesi dikkatle izlenmeli ve takip edilmelidirler.. 

Karstaki kurumlar arasında bir uyumsuzluk ve hazımsızlık söz konusudur. Özellikle Belediyenin bir takım çalışmalarını sabote eden niyetler gözlenmektedir.

Kafkasya ve Doğu Kapı, bu iki denklem Kars’ın kaderiymiş gibi karşımızda durmaktadır. “Doğu Kapı AÇILMAMALI”… ABD ve AB dayatıyor diye ve “Sözde Soykırımı” kabul edeceksiniz safsatasıyla açılacaksa açılmasın.

Ortadoğu ve Kafkasya düzeneğinde talihsiz şehrimiz yine yalnızlaştırılmıştır. Kars – Tiflis Demiryolu alternatifi iyice değerlenmeli, Rusya Gürcistan çelişkisi kimin işine yarıyor sorgulanmalıdır. Amaç Ermenistan’ın uzun vadede Türkiye’yi uluslararası bir mahkemede yargılatmasıdır… Soykırım yapan bir ülke yaratmak amacı güdülmektedir. Bu amaçla yapımına başlanan İnsanlık Anıtı tepki olmak amacıyla durdurulmalı ve yapımından vazgeçilmelidir.

Kendi iç ticari döngüsünü yaratmak zorunda kalan Kars, alternatif modelini geliştirmek zorundadır. Kars yüzünü doğuya değil batıya çevirerek özellikle markalaşmak zorundadır. Hayvancılık ve tarım ürünlerini modern tekniklerle üretip rekabetçi bir model olmalıdır. Kars için yeni olabilecek çok ortaklı bir şirketleşmenin önü açılmalı. Ticaret ve Sanayi Odası yeniden örgütlenmeli ve gerekirse radikal dönüşümler için kentin en önemli dinamiği olmak zorundadır. Şimdiki yapı hantal olduğu gibi, sadece evrak katipliği yapmaktadır.

Kars’taki bu dağınıklığın en büyük sorumluları ve yapıya en büyük su taşımacılığını yapan Ankara’daki seçilmiş parlamenterlerdir.. Şimdiki parlamenterler kentin her türlü dinamiğinden uzak ve sadece partizanlık yapan kişilerdir. Kent kendi dinamiğinin dışında bu kişilerden fayda görmemektedir. Milletvekillerini mahkum eden alternatifler geliştirilmelidir.

Yakın gelecekte ortaya çıkacak siyasi manzaraya bakalım. Tablo netleşmeye başlamıştır. Etnik ve bölgeci yaklaşımlardan tutunda, siyasi temeldeki bu netlik, yakın zamanda yeni aktörleri siyasi sahnesine itecek gibi.

Kars siyasetinin iki ayağı mevcuttur. Siyasi Partiler ve etnik farklılaşma. Etnik unsurlar kendilerini ifade edebilecekleri partileri desteklemektedirler.

Kars genelinde birinci parti DTP (Dehap)’tır. Baraj düşerse en az iki milletvekili çıkaracakları hesabı yapılmaktadır. Bağımsız Aday gösterilmesi durumunda, bir milletvekili seçileceğine kesin gözüyle bakılmaktadır. 

AKP mevcut yapısıyla ve seçilmiş vekilleri ile hiç bir şey yapacak halde değildir. Kentlinin ve köylünün yoğun tepkisiyle karşı karşıyadır. Yeni ve farklı kişilerin aday olmaması halinde yenilgiyle karşı karşıya kalacaklarına kesin gözle bakılmaktadır.

MHP ülke genelindeki yükselişinin meyvesini Kars’ta da toplayacak gibi gözüküyor. Bir milletvekili çıkaracaklarına kesin gözüyle bakılmaktadır. Özellikle Azeri ve Terekeme kesiminin bu partide birleşeceği tahmin ediliyor.

CHP’nin Türkiye genelinde parlamento muhalefeti üzerine geliştirdiği stratejisinin etkilerinin, Kars özelinde adayla ölçüleceği ve aday olanla şansının olabileceğini zannediyorum. Şimdilik şansı yok.

DYP ve kadrolarının henüz sesi ve soluğu çıkmıyor.  Aday seçimi ile şans verilecekler arasında olabilir. Mehmet Ağar’ın özellikle Kürt sorunu ve PKK konusundaki açıklamaları, bu partinin şansını etkileyeceğini zannediyorum.

İstanbul Esenyurt’ta belediye başkanlığı yapmış olan Gürbüz Çapan’ın Kars siyasetinde ki etkinliği dikkatle izlenmelidir. 

Kars’ta siyaset yapanların yollarının kesişti tek kişi Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu’dur. 

Ayrıca Kars özelinde farklı ve ilginç ittifakların kokusunu almak mümkündür..

Son Söz…

Yazımın en başında Kars, “Doğunun Uygar Kenti ” sloganını ne kadar hak ediyor. Ya da gerçekten bir uygarlık merkezimi? diye sormuştum…

Türkiye’nin Serhat şehri Kars; Kuzey Doğu Anadolu ve Güney Kafkasya’nın nazlı gelini, Kafkasya’nın Anadolu’daki temsilcisi olan Kars bir modeldir. Kars’ı anlayan Türkiye’yi çözmüş olur.

Kars’ı yaşamak bu olsa gerek..  Kars Türkiye’dir, Türkiye Kars’tır.

10 Ekim 2006

 * Ali İhsan Alınak 1967 Digor doğumlu, Kars’ta yaşıyor. Uzun bir süre Mimarlar Odası Kars Temsilciliği yapmış, şu anda www.PolitiKARS.com internet portalını yönetmekte.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar PolitiKARS.com tarafından onaylanmamaktadır.