Kars’ta dün bir işyeri önünde iki tarafın silahlı çatışmasında kurşunların hedefi olan 50 yaşındaki Naci Yılmaz’ın kendini çocuklarına siper ettiği öğrenildi.

Naci Yılmaz, 10 yıl öncesine kadar İstanbul’da Çin lokantasında aşçı olarak çalışıyordu. Oradan Bursa’ya geçti ve sanayide lokantacılık yaptı. 10 yıl önce de Kars’a gelerek Suna Yıldız ile evlendi. Bu evlilikten 1’i kız 1’i erkek 2 çocukları oldu. Ailesinin geçimini aşçılıkla sağlayan Yılmaz, çeşitli işyerlerinde mesleğine devam etti. Maddi durumu çok iyi olmadığından dolayı da olayın yaşandığı Gazi Ahmet muhtar Paşa (GAMP) Caddesinde akrabalarının temin ettiği bir evde ikamet ediyordu.

Evin tek erkek çocuğu olan 3 kız kardeşi bulunan Yılmaz, zaman zaman da ailesiyle birlikte Arpaçay’ın Güvercin köyüne gidip geliyordu. Son olarak da olaydan bir gün önce köyden gelerek çocuklarının kırtasiye malzemelerini almak için olayın yaşandığı işyerine gittiler. 54 TL’lik alış-veriş ettiklerinde cebinde parası yetmeyince eşi Suna’yı eve gönderdi. Eşi de olaydan birkaç dakika önce kırtasiyeden ayrılıp eve para getirmeye gitti. O sırada kurşunlar peş peşe patlamaya başlayınca Naci Yılmaz (50) eğilerek çocuklarına kendini siper etti. Çocuklarını kurşunlardan koruyan Naci Yılmaz bu sırada boynuna isabet eden kurşunla olay yerinde hayatını kaybetti. Kurşun seslerini duyan eşi de telaşla kırtasiyenin olduğu yere gelince eşinin cansız bedeniyle karşılaştı. Suna Yılmaz’ın feryatları yürekleri dağladı.

Naci Yılmaz’ın cenazesi bugün ikindi namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından Arpaçay ilçesinin Güvercin köyünde toprağa verilecek.

Yılmaz’ın Aylin (9) ve Yusuf (7) isminde 2 çocuğu bulunuyor. Çocuklar Atatürk İlkokulunda eğitim görüyorlar.

Haberin devamı

NACİ YILMAZ TOPRAĞA VERİLDİ.

Kars’ta dün bir işyeri önünde iki taraf arasındaki silahlı çatışmada çocuklarını korumak isterken kurşunların hedefi olarak hayatını kaybeden 50 yaşındaki Naci Yılmaz’ın cenazesi Arpaçay İlçesi’ne bağlı Güvercin köyünde gözyaşları arasında toprağa verildi.

10 yıl öncesine kadar İstanbul ve Bursa’da aşçı olarak çalışan Naci Yılmaz, Kars’a geldiğinde de Suna Yıldız ile evlenerek mutlu ve hayat kurdu. 1’i kız 1’i erkek 2 çocukları olan Yılmaz ailesi hayatın tüm zorluklarına göğüs gererek yaşamını sürdürdü. Taa ki düne kadar. Kızı 9 yaşındaki Aylin, oğlu 7 yaşındaki Yusuf ve eşi Suna ile birlikte çocuklarına kırtasiye malzemesi için alış veriş yapmak üzere çarşıya çıktı. Gazi Ahmet Muhtar Paşa (GAMP) Caddesindeki evinden aynı cadde üzerinde evlerinin karşısındaki olay yaşandığı kırtasiye dükkanına gittiler. Burada iki aile arasında arazi meselesi yüzünden anlaşmazlık sonucu meydana gelen silahlı çatışmada çocuklarını korumak için hareket eden Naci Yılmaz, boynuna isabet eden kurşunla olay yerinde hayatını kaybetti. Alış veriş için gerekli parayı almak için evine gittiği sırada camdan kırtasiyenin kurşunlandığını gören Suna Yılmaz ise koşarak gittiği işyeri önünde eşinin yaralandığı öğrendi ve eşine ait kanları da görünce sinir krizleri geçirip feryat etmeye başladı. Çevredekilerin yardımıyla güçlükle sakinleştirilen Suna Yılmaz daha sonra olayda kolundan yaralanan kızı ve oğluyla birlikte ambulansla hastaneye gönderildi.

Naci Yılmaz’ın cenazesi bugün ikindi namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından Arpaçay ilçesinin Güvercin köyünde toprağa verildi. Cenazenin köye getirilmesiyle birlikte adeta göğe yükselen ağıtlar yürekleri dağladı. Yaşananlara bir anlam veremediklerini belirten Yılmaz ailesi adalet istedi.

Naci Yılmaz’ın annesi Ayfer Yılmaz, “Başım sağ olmasa ne olur olsa ne olur. Evladım gitti. Bana haber geldiğinde gittik ama bana göstermediler bir daha döndüm köye geri geldim. İçim yanıyor içim” diyerek feryat etti.

Baba turan Yılmaz da, “Diyorlar ki çocuklarının üzerine kendi atmış kurşun kendine isabet etmiş. Böyle bir derebeylik mi diyorlar ne diyorlarsa bu ne gibi hal harekettir. Adamı vuracak yer bulamadın mı gelip benim evladımı öldürdün. Bu çoluk çocuğun durumu ne olacak? Yazık günah değil mi?. İki çocuk geride kaldı. Allah’ından bunsunlar. Bunun cezası neyse çeksinler.” diyerek gözyaşları içinde yaşadıklarını anlattı.

Naci Yılmaz’ın dayısının oğlu Mehmet Çiftçi de, “ne zamana kadar böyle gidecek. Herkesin elinde silah, almış başını gidiyor. Vuran vurana, kıran kırana. Buna değil başka bir vatandaşa değeydi. Orada 10 kişiye kurşun değseydi ne olacaktı? Zavallı eşi ne yapsın. Ne yapalım ne edelim.” diye konuştu.

Naci Yılmaz’ın eşi Suna Yılmaz ise, “Ben o sırada eve gittim eşimde kırtasiyeye gitti. Bende o sırada camdan baktım ama eşimin vurulduğunu tahmin etmedim. Orada olduğunu biliyordum bana o sırada aşağıdan el ettiler. Ben anlamadım tabi ki ‘camdan geri çekil’ diyorlar sandım. Ateş sesleri kesilince geldim camdan tekrar baktım ve bana eşimin vurulduğunu söylediler. Koştum gittim, kendini görmedim kanını gördüm yerde. İki tane öğrencimiz var, çocuğumuz. Onlara defter, kalem, çanta alacaktık. Onun için gitti canından oldu. Çocuklarım eşimin yanındaydı, kızım da kolundan vurulmuş. Kurşun kızımın kolunu sıyırmış. Oğlum babasının öldüğünü henüz bilmiyor ama kızım biliyor o da sürekli ağlıyor. Ne yapsın yavrucağım. Babasını çok seviyordu. Şimdi o ne yapacak babasız. Babaları onların bir dediğini iki etmezdi. Onların ne isteği varsa anında yapıyordu. Onların isteğini bir gün ertelemezdi. Ne olacak şemdi?” dedi.

Yılmaz’ın diğer yakınları da devletin silahlanmanın önüne geçmesini istediler.