2004 yılının Eylül’ünde Kars Ani’de tanıdım Hrant Dink’i…

Henüz bu denli popüler değildi; ve ölümüyle de olsa bomba etkisi yaratmayan bir güvercin edasındaydı.

Kars Kafkas Kültürleri Festivali için davet edilenler arasındaydı. Festival düzenleme komitesindeki görevimden ötürü Ani Antik Kentinde düzenlenen Senfonik Konseri misafirler ve Hrant Dink ile izledik. Konser alanına zor yetişmişti.

Herkes Ani, Ermenistan ve kapalı olan Doğu Kapıyı tartışırken, O sadece yaşadığı anın tadını çıkarmaya ve halkının yaşadığı topraklarda barış güvercinlerinin uçuşunu hayal edercesine sessiz ve suskundu.

O'nun enternasyonal kişiliği vücuda gelmişti; Türk’ü, Azeri’si, Ermeni’si, Kürt’ü, Gürcü’sü ve diğer halkları, 8 bin yıllık Ani Kenti’nin tarih kokan atmosferinde barışı ve kardeşliği haykırıyorlardı.

………….

2007 19 Ocak, ajanslardaki Hrant Dink öldürüldü son dakika haberi beni derinden etkiledi.

Anlık durgunluk ve film şeridi gibi olasılıklar hesabı. Ne oluyor ve neler olacak.

Derin güçler ve faşizm iş başında.

Kaygılar alabildiğince etkili, buz kesmiş ellerim, kalbimde hissettiğim derin bir acı.

Ülkem derin bir yara daha aldı. Kafkasya’dan Ortadoğu’ya kadar etkilerini yakın zamanda hissedeceğimiz bir yalnızlık ve dağılma etkisi.

………….

Oysa bu ülkenin ayıbı olan ismi lazım değiller, Hrant Dink’i Türklüğe hakaret etti diye 301.nci maddeden yargılatıp ve mahkum ettiklerinde öldürdüler zaten.

Ölümüne çanak tutanlar, timsah gözyaşı dökmekten öte bir şey yapmazlar.

Ortadoğu ve Irak çıkmazının içine sürüklenen Türkiye’de artık siyasi iktidarın son demini yaşadığı günler yakındır.

…………….

Sen altı delik pabuçlarınla göğe yükselirken , emin ol Anadolu’nun çocukları barışı haykıracaklar..

Ürkek Güvercin..

Barış olsun adın..

Kardeşlik olsun…

Her zaman yaşa yüreklerde..

Barış Güvercini ol Türkiye’de..

19 Ocak 2007 Kars